Şeker Hastalığı Hakkında Unutmanız Gereken Efsaneler

Şeker Hastalığı Hakkında Unutmanız Gereken Efsaneler

Tarafından yazılmıştır Okairy Zuñiga

Son Güncelleme: 16 Eylül, 2022

İnsanlara şeker hastalığı teşhisi konduğunda, kabul etmeleri en zor olan şey yapmaları gereken fedakarlıklardır. Artık ekmek veya tahıl içeren diğer yiyecekleri yiyemezler. Dahası, bu insanlar sizin de mutlaka duymuş olduğunuz diyabet efsanelerinde adı geçen binlerce şeyi feda etmek zorundadır.

İşte bu yüzden bu kişilerin sinirleri bozulabilir; çünkü gün içinde ağızlarına koydukları her şeyi kontrol altında tutmaları gerekmektedir. Şeker hastası olduklarını keşfedeli daha beş dakika olmuştur.

Ama daha şimdiden sağlık için çok dikkatli olunması gereken bu hastalığın onların hayatına getireceği zorlukları düşünürler. Ancak şeker hastası olmayan insanlar da hayatları boyunca yedikleri şeker miktarını kontrol altına almaya çalışır. Böylece bu tür komplikasyonlara karşı koruma sağlayabilirler.

Şeker hastalığı, dünya yetişkin nüfusun % 8.5’ini etkileyen  kronik bir hastalık olsa da, bu hastalık hakkında unutmanız gereken binlerce efsane etrafta dolaşır. Şimdi bu efsanelerin birkaçını sizlerle paylaşacağız.

Tip 1 ve tip 2 diyabet benzerdir

diyabet ölçü aleti ve insülin iğnesi

Bu efsane, insanların hangi şeker hastalığı için hangi tedaviyi uygulayacakları konusunda kafa karışıklığı yaşamasına sebep olur. Bu da ciddi sağlık problemlerine yol açabilir. Örnek vermek gerekirse, düşünün ki tip 2 diyabet teşhisi aldınız; ama aileniz size tip 1 diyabeti kontrol altına almak için gerekli ilaçları satın alıyor.

Elbette aile bireylerinizin niyeti iyi; ama onların bu davranışı sizin durumunuzu düzeltmekten ziyade daha da kötüleştirir. Önemli olan hangi tür diyabete sahip olduğunuzu bilmek, bu ilk efsanenin yaratabileceği sorunlara karşı çok dikkatli olmak ve bu iki diyabet arasındaki farklardan haberdar olmaktır.

Bir insan tip 1 diyabet teşhisi aldığıysa vücudu insülin üretemiyor demektir. İnsülin pankreasın ürettiği ve herkesin ihtiyacı olan önemli bir hormondur. Dahası, vücudun hücrelerine glükoz formunda enerji sağlar.

Tip 1 diyabet vücudun insülin üreten hücrelere saldırdığı bir bağışıklık hastalığıdır. Tam zıttı olarak, tip 2 diyabet ise vücut insülin üretiyor; ama bunu etkin şekilde kullanmıyorken oluşur. 

Bir kişi bu tip diyabet teşhisi gördüyse vücudu insülin direnci gösteriyor demektir. Bu tip diyabetlerden birine sahipseniz, daha iyi  hissetmeniz için biraz daha insüline ihtiyaç duyuyor olabilirsiniz.

Şeker hastası olan insanlar insülin kullanmalıdır

Bir çok insan diyabeti olan kişilerin kendilerine insülin iğnesi vurmak zorunda olduğunu düşünür. İşin aslı, bu durumun sadece diyabet tip 1 hastaları için geçerli olmasıdır. Ancak, tip 2 diyabet hastalarının sadece % 30’u insülin kullanmaktadır.

Bunun sebebi, tip 2 diyabetin kandaki şeker miktarını azaltmak için ağızdan alınan ilaçlarla kontrol edilebiliyor olması ve bunun aynı zamanda vücutta insülin üretimini artırmasıdır.

Her iki tür şeker hastalığı da düzenli egzersizler, yüksek şekerden uzak ve kan basıncını dengeli tutan sağlıklı bir beslenme programı ile kontrol edilebilir. Tip 2 diyabet durumunda, sağlığınız yerinde ise daha az ilaç kullanma şansınız vardır.

Ancak yukarıda da belirttiğimiz gibi, tip 1 diyabet hastalığı olanlar her zaman insülin kullanmak zorunda olur ve aynı zamanda aşağıdaki önerileri de takip etmeleri gerekir.

Şeker hastalığınız varsa karbonhidratlı gıdalar yiyemezsiniz

karbonhidrat içeren gıdalar

Elbette karbonhidrat içeren gıdalar yiyebilirsiniz! Ancak diyabet hastalığınız varsa elbette ki tükettiğiniz miktar düşük olmalıdır. Yin de, karbonhidrat içeren gıdaları beslenme programınızdan tamamen çıkarmanız gerekmez.

Şeker hastalığı hakkındaki bu üçüncü efsaneyi alaşağı etmek için bir beslenme uzmanına görünmelisiniz. Böylece beslenme uzmanınız size ne kadar karbonhidrat tüketmeniz gerektiğini söyleyecektir.

İnsanın canının çekmesi kötü bir şey değildir; ama arada sırada kendinizi şımartmak istiyorsanız, vücudunuza ve sağlığınıza çok iyi bakmalısınız. Atıştırmalıklar günlük bir alışkanlığa dönüşüyor ise sağlığınızı ve hatta çok daha ciddi şekilde hayatınızı tehlike altına sokuyor olabilirsiniz.

Aşağıda sıralayacağımız karbonhidrat içeren gıdaları beslenme programınızdan çıkarmanız gerekir. Çünkü bunlar hem sentetiktir hem de çok düşük besin değerlerine sahiptir:

  • Ekmek
  • Şeker
  • Tatlandırıcılar
  • Gazlı içecekler
  • Tatlılar

Yukarıda sıraladığımız örneklerin aksine mercimek, börülce, fasulye, kabak ve patates gibi sebzelerde yer alan karbonhidrat, lif açısından zengindir. Bunlar sindirimi yavaşlatır ve düzenli kan şekerini korumaya yardımcı olurlar.

Aşırı şeker tüketmek diyabete neden olur

Bu, şeker hastalığı hakkındaki en yaygın efsanedir. Aslında, bir çok bilimsel çalışma aşırı şeker tüketmenin diyabete yol açmadığını ortaya koymuştur. Bunun yerine, diyabet karbonhidratlar ve şekerler arasında gerçekleşen karmaşık ilişkiye verilen bir tepki olarak değerlendirilmelidir.

Aile sağlık geçmişinizde olduğu için, aşırı kilolu olduğunuz için veya vücudunuz daha önce belirttiğimiz faktörlere alışmaya çalıştığı için şeker hastası olmuş olabilirsiniz.

Dahası, her zaman hatırlamalısınız ki; her şeker birbirinin aynısı değildir. Örneğin, meyvelerde bulunan fruktoz tatlandırıcılar veya tatlılardaki şekere oranla vücuda çok daha az zarar verir.

Şeker hastalığı ciddi bir hastalık değildir

diyabete bağlı yara

Bu hastalık oldukça ciddi bir hastalıktır. Diyabetin kişiyi öldürmediği, komplikasyonlara yol açmayacağı anlamına gelmez. Eğer bu problemi kontrol altına almak için uygun önlemler almazsanız, aşağıdaki riskleri taşıyor olabilirsiniz:

  • Kalp hastalıkları,
  • Beyinde ödem oluşması,
  • Uzuvlardan birinin kesilmesi
  • Kör olma
  • Böbrek hastalıklarının gelişimi.

Şeker hastalığı olan kişilerin, bu hastalığın onları öldürmeyeceğini düşündükleri için kendileriyle ilgilenmediklerini görmek çok üzücüdür.

Bu doğru da olsa, bu kişiler bu hastalıkla beraber oluşabilecek komplikasyonların ciddiyetinin farkında olmalıdır. Ancak bu şekilde vücutlarına ve sağlıklarına ihtiyacı olan şeyleri vermek ve korumayı sağlamak için çalışırlar.


Tüm alıntı yapılan kaynaklar, kalitelerini, güvenilirliklerini, güncelliklerini ve geçerliliklerini sağlamak için ekibimiz tarafından derinlemesine incelendi. Bu makalenin bibliyografisi güvenilir ve akademik veya bilimsel doğruluğa sahip olarak kabul edildi.



Bu metin yalnızca bilgilendirme amaçlı sunulmuştur ve bir profesyonelle görüşmeyi yerine geçmez. Şüpheleriniz varsa, uzmanınıza danışın.