Tarihi Bilgelik ile 3 Mutluluk Sırrı

Başardığımız tüm gelişmelere rağmen, tek ihtiyacımız olan şey, mutlu olmak için akılda kalıcı ve değerli öğretiler sunan tarihi bilgeliktir.

Bu yazıda mutlu olmak için verdiğimiz tavsiyelerin birçoğu yeni değil. Aksine, tarihi bilgelik sırlarından gelmektedir. Eski zamanlardan gelen bu bilgeliği inatla şimdiki zamanın dünyasına da taşımamız gerekir, çünkü bize öğretmeye çalıştığı her şeyi henüz içselleştirmiş değiliz.

Bu makalede, bugünden itibaren uygulamaya koymanız gereken çok önemli 3 tarihi bilgelik sırrını ortaya çıkaracağız. Ne de olsa, eski bilgeler onları uygulamış ise bunun arkasında güçlü bir neden yatıyor olmalı.

Uygulamak için tarihi bilgelik sırları

1. Sadece kontrol edebileceğiniz  kadarını kontrol edin ve geriye kalanı görmezden gelin

Stoacıların da söylediği gibi: “Bu problem hakkında bir şey yapabilir miyim? Yapabilirsem, eyleme geçeceğim; eğer yapamazsam, o zaman kabul edeceğim.”

Bununla birlikte, asla akıllıca davranmayız. Aynı duvara defalarca koşar kendimizi yorarız; öz saygımızı zedeler ve endişe duyarız.

Her zaman her şeyi kontrol edemeyiz, çünkü kendiliğinden olan şeyler vardır ve bu çok olağandır. Bunu kabul etmek bizi büyük bir yükün altından kurtaracaktır, çünkü bazen kontrol edemeyeceğimiz şeylerin sorumluluğunu üstlenmek için istek duyarız.

Bazen bu durum korkunun, güvensizliklerin ya da başka bir problemin sonucu meydana gelir. Kendimizi akışa bırakalım. Artık kontrol edemeyeceğimizi bildiğimiz şeyleri kabullenip onlar tarafından köreltilmeye bir son vermenin zamanı geldi. Kontrolü salıvermeyi öğrendiğimiz zaman hep en iyi şeyler olur.

2. Kabul et ve reddetmeyi bırak

Bir hastalığı, bir durumu ya da yaşamımızda bir şeylerin yolunda gitmediği bir süre zarfını kabul etmediğimiz zaman, olanları inkar etmeye ve ona karşı isyan etmeye başlarız.

Bu durum yağmur yağdığı zaman onun varlığını inkar etmek ya da yağmura karşı isyan etmek kadar saçmadır. Bu durumdan bir kazanç sağlar mıyız? Ya da bu durumu değiştirebilir miyiz? Cevap tam bir “hayır” dır ve tek seçeneğimiz, olanları kabul etmektir.

Gerçekliğin bu inkarı neden meydana gelir? Beklentilerimiz ve şans ya da şanssızlık olarak düşündüğümüz şeyler yüzünden.

Bütün bunlar acı çekmemize ve direnmemize neden olur ki bunlar açıkça işe yaramazlar. Biz kurban değiliz; dünya bize karşı değil. Bir şeyler sadece olur.

Neleri değiştirme yetiniz olmadığını kabul edin. Tam tersini yapmak, stoacılara göre, enerjimizin büyük bir kısmını harcıyor.

3. Hayatınızdan siz sorumlusunuz

Seneca’nın da dediği gibi: “Ebeveynlerimizi seçme şansımız olmadığını, onların bize şans eseri verildiklerini söyleriz. Ama ne tür çocuklar olmak istediğimizi biz seçebiliriz.”

Geçmişe odaklanmak ve olanlar hakkında pişmanlık duymak bize yardım etmeyecektir. Bu, bizi şu anda etkileyen zorluklara karşı pasif kalmak yarattığımız mazeretler için birer yoldur.

Ancak, şimdi yetişkin olan bizleriz. Ebeveynlerimizden farklı bir yola geçiş yapma gücüne sahibiz. Şimdi, kendi hayatlarından sorumlu olan bizleriz, başka kimse değil. Öyleyse daha neyi bekliyorsunuz?

Bugün, hakkında hiçbir şey yapamayacağınız durumları salıverip olanları olduğu gibi kabul edeceğiniz ve kendi hayatınızın dümenini elinize alacağınız gündür. Saplantıya düşmek, inkar ve suçlamalar sadece daha fazla mutsuzluk getirir.

Görsel sahibi Christian Schloe.