Depresyondayken Beyninizde Neler Olur?

Depresyondayken Beyninizde Neler Olur?

Son Güncelleme: 30 Mart, 2019

Beyin, hakkında hala bir şeyler öğrenmeye devam ettiğimiz olağanüstü bir organdır. Örneğin, depresyon gibi çeşitli duyguları beynimiz belirler. Peki, depresyondayken beyninizde neler olduğunu hiç merak ettiniz mi?

Hayatımız boyunca bizi üzen, sınayan ve depresif hissettiren pek çok an olmuştur.

Üzüntü de mutluluk, öfke veya korku gibi temel bir insani duygudur. Bunu hissetmeniz, beyninizin farklı işlediği ve bazen sizin farkında olmadığınız çeşitli etkiler oluşturduğu anlamına gelir.

Daha aç veya yorgun hissedebilir, yalnız kalma veya ağlama ihtiyacı içinde olabilirsiniz.

Bedeninizde olan bu değişimlerin nedenini ve bu durumdan en hızlı şekilde kurtulabilmek için üzüntü ile nasıl baş etmeniz gerektiğini öğrenmek isteyebilirsiniz.

Bu sayede, yaşamınızın aksaklığa uğramasına neden olabilecek, depresyon gibi daha ciddi bir hastalığı önleyebilirsiniz.

Depresyondayken Beyniniz

uzuntu

Üzüntü metabolizmamızı en çok etkileyen duygulardan birisidir. Peki bu ne anlama geliyor?

Bu, ister birinin kaybı olsun, ister hayal kırıklıkları veya yapmamız gereken seçimler olsun, bedenimizde ve zihnimizde dış nedenlerden dolayı çeşitli değişiklikler olduğu anlamına geliyor.

Beynimizde olan bu değişikliklerin hepsinden bahsedeceğiz.

Empatinin Önemi

Beynin üzüntü ile baş etmek için çeşitli savunma mekanizmaları vardır. Bu insanlarda en kolay tanınan duygudur.

Birisini gördüğünüz anda üzgün olup olmadığını anlarsınız. Başka bir deyişle, onlarla empati kurarsınız. Bu sayede üzgün olan insanlara destek olabilirsiniz.

Herkes, üzgün olduğumuzda bizi destekleyen aile bireyleri veya arkadaşlara sahip olmanın önemini bilir. Ayrıca, kadınların empatiye daha yatkın olduğu söyleniyor.

Beyninizin Daha Çok Enerjiye İhtiyacı Var: Glikoz

çikolata

Depresyondayken beyniniz inanılmaz derecede aktif olur. Kulağa garip gelse de, bilimsel çalışmalar, depresyondaki bir beynin 70’ten fazla farklı kısmının çalıştığını gösteriyor. Neden mi? Bunu açıklaması kolay.

Depresyondayken, bir şeyleri hatırlarsınız, düşünürsünüz, acı çekersiniz ve çözüm veya yeni seçenekler ararsınız. Çok fazla şey üzerine düşündüğünüzden dolayı çok az uyursunuz. Bu nedenle beynin ön tarafı (prefrontal korteks) olan hipokampus, ön singulat korteks ve temporal loblar aktiftir.

Ayrıca beyninizin, enerjinizin %20’sini harcadığını da unutmamalısınız.

Ama depresyondayken, daha çok enerjiye ihtiyacı olur ve ana gereksinimi glikozdur. Bu sizin daha aç hissetmenize, canınızın tatlı bir şeyler çekmesine neden olur.

Bu bazen üzgünken veya depresyondayken kilo almanızın nedenidir.

Ağlama İhtiyacı

ağlamak
Ağlamak duyguları ve gerginliği rahatlatmak için doğal ve gerekli bir davranıştır.

Uzun süreli üzgünlük, bedeninizde ciddi miktarda gerginlik birikmesine neden olur

Göz yaşının biyolojik görevi gözleri nemli tutmak olsa da, onları sağlığınız için aynı derecede önemli olan duygusal gözyaşlarından ayırmanız gerek.

Beyinde çok fazla gerginlik birikir ve bir şekilde bu gerginliği atması gerekir. Bunun için de en iyi yol ağlamaktır. Ardından size kendinizi daha iyi ve rahat hissettirecek endorfin salgılanır.

Bu nedenle, içinizden ağlamak geliyorsa kendinizi rahat bırakmanızı öneriyoruz.

Kötü Durumlardan Sakınıp Yaşayarak Öğrenin

mutluluk
Üzüntü dönemleri, öğrenmemiz, yeni bir yol seçmemiz ve daha güçlü olmamız için birer aracıdır.

Üzgün bir beyin, motivasyonunuzla bağlantılı olan serotonin sinir taşıyıcısını daha az salgılar.

Eğer üzgün olduğunuz bir dönemden, yeni kararlar verip geçmişi kabul ederek çıkamıyorsanız, bu serotonin eksikliği sizin depresyon, obsesif kompulsif bozukluk ve/veya öfke krizleri geçirmenize neden olabilir.

Ama güçlü olup bu dönemde ilerlemenizi sağlayacak yeni kaynaklar bulmalısınız.

Aslında depresyon sizin yaşayıp öğrenmenizi sağlar.

Herkes hayatın asla kolay olmadığını, üstesinden gelinmesi gereken engeller, seçilmesi gereken yeni yollar olduğunu ve bunlardan ders çıkartılması gerektiğini bilir. Bu sayede daha güçlü ve sağlam olacaksınız.


Tüm alıntı yapılan kaynaklar, kalitelerini, güvenilirliklerini, güncelliklerini ve geçerliliklerini sağlamak için ekibimiz tarafından derinlemesine incelendi. Bu makalenin bibliyografisi güvenilir ve akademik veya bilimsel doğruluğa sahip olarak kabul edildi.



Bu metin yalnızca bilgilendirme amaçlı sunulmuştur ve bir profesyonelle görüşmeyi yerine geçmez. Şüpheleriniz varsa, uzmanınıza danışın.