Bağışıklık Sistemi Viral Enfeksiyonları Nasıl Etkiler?
Bağışıklık sisteminin viral enfeksiyonları nasıl etkilediğini bilmek, antiviral tedavi oluşturma sürecinde son derece önemlidir. Virüslerin bakteri olmadığını ve bu nedenle antibiyotiklerin onlar üzerinde hiçbir etkisi olmayacağını unutmayalım.
Örneğin; laboratuvar hepatit C virüsü veya insan immün yetmezlik virüsü (HIV) gibi parçacıklarla savaşmak için antiviraller ve antiretroviraller oluşturmada büyük ilerleme kaydetmiştir. Hastaları stabilize eden viral yüklerde azalma bile sağlanmıştır.
Kronik viral enfeksiyonlar rastlanan daha büyük bir sorun vardır. Bu da hastalıkların üst üste gelmesidir. Virüs kapan birçok insan, bakteri veya mantarlar tarafından daha çabuk enfekte olurlar.
Bağışıklık sisteminin viral enfeksiyonlara karşı olan mücadelesinde, gerçek mekanizmalarını ortaya çıkarmak için enfeksiyonları da içine alan bazı çalışmalar yapılmaktadır. Şubat ayı sonlarında yayınlanan Birmingham Üniversitesinde yapılan son araştırma bunu ortaya koymuştur.
Bunu da okuyun: Akciğer Tüberkülozu Nedir ve Belirtileri Nelerdir?
Bağışıklık sisteminin viral enfeksiyonlara karşı nasıl mücadele ettiğini gösteren çalışma
Bahsettiğimiz bu makale, Birmingham Üniversitesi, Pirbright Enstitüsü ve Londra Üniversite Kolejinde çalışan yazarlar tarafından PLOS Pathogens dergisinde yayınlanmıştır. Araştırma Profesör Robin May tarafından yönetildi.
Araştırmayı yürütmek için araştırmacılar, bir tür mantar türüne maruz kalmış, Cryptococcus neoformans adında virüs bulaşmış beyaz kan hücrelerini analiz ettiler. Fırsatçı bir mantar türüdür, yani bağışıklık sistemi zayıflamış kişilere yerleşir.
Laboratuvarda olanlarla gerçek hayatta olanlar arasındaki bu karşılaştırma son derece önemlidir. Edinilmiş immün yetmezlik sendromu (AIDS) gibi hastalıklar, kendi kendine öldürmeyen, ancak süper enfeksiyon yoluyla vücut savunmasının tükenmesine neden olan bir enfeksiyondur.
Fırsatçı mantarlar yerleşmek ve çoğalmak için konağın zayıf bağışıklık sisteminden faydalanırlar. Son olarak, pnömoni veya mantar sepsis etkeni nedeniyle komplikasyonlar ve hatta ölüm meydana gelir. Bunun sebebi vücuda giren ilk virüs değildir.
Peki, bu araştırmada ne keşfedildi?
Araştırma, virüsün vücuda saldırmadan önce, bağışıklık sisteminin viral ve fungal enfeksiyonları tedavi ettiği iki süreç olduğunu gördü. Bulaş söz konusu olduğunda fagositoz adı verilen bir mekanizma ile beyaz kan hücreleri parçacıklarını yutar.
Mantarların bulaşmasının temel nedeni fagositoz olabilmesine rağmen, bazen tersi yönde, bulaşı sağlayan virüsün beyaz kan hücrelerinden atılması yoluyla da olur. Buna “kusma” denir. Vücuttan atılmalarını sağlayan en yaygın yöntem bu olmasa da araştırmanın ekseninde yer alan önemli bir bilgi olmuştur.
Bunu da okuyun: HIV Virüsüne Yakalanan Bir Hasta Daha İyileşti
Beyaz kan hücrelerinin aynı anda iki enfeksiyonla nasıl başa çıktığı mikroskop altında incelendiğinde, denkleme bir virüs eklenerek kusmanın arttığını belirgin şekilde görmek mümkün oldu. Başka bir şekilde söylememiz gerekirse, beyaz kan hücreleri, bir virüsle savaşmak zorunda kaldıklarında mantarları püskürterek içlerinden daha hızlı atarlar.
Araştırma ekibinin tahmini, bağışıklık sisteminin ikinci bir saldırganla savaşmak için kaynakları serbest bırakma sürecini hızlandırdığı yönünde olmuştur. Bunun virüsü vücuttan atmak için daha verimli olup olmadığını bilmemekle beraber, virüsle mücadelede çabalarını nereye yoğunlaştıracağına karar veren bir tür iç zeka varmış gibi görünmektedir.
Bu keşfin bize ne gibi faydası vardır?
Araştırma, kronik olarak baskılanmış bağışıklık sistemi olan hastalar için tartışmalı ve tehlikeli bir konuya ışık tutmaktadır. Bağışıklık sisteminin viral enfeksiyonlarla nasıl mücadele ettiğini ve hatta nasıl zaman kaybetmeden tepkimeye girdiklerini öğrenirsek, örneğin AIDS vakalarında olduğu, bu hastalıkla mücadele eden kişilere daha iyi yardımcı olabiliriz.
Bu araştırma satırlarının amacı, baskılanmış bağışıklık sistemi olan kişilerin hayatta kalma olasılığını artıran fırsatçı enfeksiyonlarla mücadele edilmesini sağlayacak bir tedavi protokolüne ulaşmaktır. Daha önce de söylediğimiz gibi bu hastaların hayatlarını kaybetmelerinin sebebi zayıf vücuda yerleşen ve tedaviye imkan tanımayan virüs olmasıdır.
Antifungaller (mantar enfeksiyonunda kullanılan sentetik ajanlar), antibakteriyeller ve antivirallere ek olarak, bağışıklık sistemini uyaran tedaviler olması durumunda beyaz kan hücrelerinin etkinliğini artırabilirdik. Örneğin, araştırmaya konu olan bu mantarın dünyada yılda 200.000’den fazla ölüme neden olduğu düşünüldüğünde, bu enfeksiyonun önemsiz olduğunu söylememiz mümkün değildir.
Ayrıca, bağışıklık sistemi tarafından mantarın bu hızda atılıp serbest kalmasının, organlara daha fazla zarar verip vermediği sorusunu sorgulamamız son derece doğrudur. Vücudun ben denli hızlı savunmaya geçmesi savunma mekanizmasının etkisizliğinden kaynaklanıyorsa ya da doğal bir zeka değilse? İleride yapılacak araştırmalar bize bunu açıklayacaktır.
Tüm alıntı yapılan kaynaklar, kalitelerini, güvenilirliklerini, güncelliklerini ve geçerliliklerini sağlamak için ekibimiz tarafından derinlemesine incelendi. Bu makalenin bibliyografisi güvenilir ve akademik veya bilimsel doğruluğa sahip olarak kabul edildi.
- Seoane, Paula I., et al. “Viral infection triggers interferon-induced expulsion of live Cryptococcus neoformans by macrophages.” PLoS Pathogens 16.2 (2020): e1008240.
- de León Delgado, Joel, et al. “SARS-CoV-2 y sistema inmune: una batalla de titanes.” Horizonte Médico (Lima) 20.2 (2020): 3-4.
- Espinosa, Argelis del C. Respuesta inmunitaria pre y post vacunación con influenza del paciente con virus de inmunodeficiencia humana, clínica de terapia antirretroviral del hospital regional de Veraguas, Dr. Luis Fábrega. 2018. Diss. Universidad de Panamá, 2018.
- Rincón, Olga L., et al. “Virus del papiloma humano, respuesta inmune y cáncer cervical: una relación compleja.” Revista colombiana de obstetricia y ginecología 58.3 (2007): 202-212.
- Sánchez R, Sánchez E, Rodríguez N. La respuesta inmune antiviral. Rev Cubana Med Gen Integr. 1998; 14(1).