Juvenil Diyabet: Temel Özellikleri
İki farklı juvenil diyabet (çocuk diyabeti) türü vardır; ancak en sık görülen tür, tip 1 diyabettir. Tip 1 diyabet, insüline dayalıdır; yani dışarıdan bir insülin kaynağı gerektirir. Genel olarak bu tür, en yaygın olan diyabet türüdür. Şöyle ki, 14 yaşın altındaki çocuklarda teşhis edilen diyabet vakalarının % 90’ından fazlası tip 1 diyabettir.
Diyabet, bir endokrin sistem hastalığıdır. Pankreasta az miktarda insülin üretilir ve sonrasında kanda yüksek seviyelerde şeker (glukoz) birikir. Vücut artık işe yaramayan pankreas hücrelerini yok ettiği için genellikle bu hastalık otoimmün kökenlidir. Diğer durumlarda insülin üretimi normal seviyelerde olabilir; ancak hücreler bir eksiklik nedeniyle insülini düzgün bir şekilde kullanamazlar. Bu durum daha çok tip 2 diyabet için geçerlidir.
Juvenil diyabet: Teşhisi
Eğer açlık kan şekeri seviyesi 126 mg/dl’yi geçerse juvenil diyabet tanısı koyulabilir. Bu oran, Uluslararası Çocuk Diyabet Derneği, ADA-ISPAD 2014 kriterlerine göre düzenlenmiştir.
Açlık sırasında kan şekeri yüksektir, bu nedenle doktorlar diyabet teşhisini doğrulamak için başka testler de yapmak isteyebilirler. Bu şekilde farklı testlerle ne tür bir sorun olduğunu bulabilirler ve kendisini hiperglisemi ile gösteren diğer hastalıkları da eleyebilirler. Çünkü bu bahsettiğimiz hastalıkların tedavileri birbirinden farklıdır ve zamanında teşhis edilmezlerse hastalığın seyri daha kötü olacaktır.
Tanı koyulduktan sonra, hastanın kan şekeri seviyelerini kontrol altına almak için hemen tedaviye başlanır. Ayrıca, bu şekilde diyabetik ketoasidozun da önüne geçmek amaçlanır. Diyabetik ketoasidoz (DKA) hastalığın seyrini ve tedaviyi zorlaştırabilir.
Tip 1 diyabetin görülme sıklığı ve başlangıç yaşı
Tip 1 juvenil diyabet, giderek daha da yaygınlaşıyor ve bir günlük bebekler dahil, 14 yaşındaki çocuklarda da ortaya çıkabiliyor. Doktorlar 0-14 yaş arasındaki her 100.000 çocuktan 10-25 tanesinin bu hastalığa sahip olduğunu söylüyor. Bununla birlikte, 5 yaşın altındaki çocuklarda bu hastalık giderek daha sık ortaya çıkıyor.
Bu yazı ilginizi çekebilir: Diyabet: Erken Teşhis Etmek İçin 7 İpucu
Tip 1 çocuk diyabetinin belirtileri
Teşhis sırasında hata yapılmaması için doktorlar kan şekeri seviyesini iki ayrı günde ölçer. Aşağıdaki rakamlar tip 1 çocuk diyabetini işaret eder:
- Kan şekeri: 200 mg/dl’den daha fazla ise
- Sekiz saatlik açlıktan sonra kan şekeri: 126 mg/dl’den daha fazla ise
- Karbonhidrat tüketiminden iki saat sonra glisemi oranı: 200 mg/dl’den fazla ise
Çocukluk çağında diyabeti olan hastalarda genellikle şu 3 işaret kendini gösterir:
- Poliüri: Çok fazla idrar yaparlar
- Polidipsi: Çok fazla sıvı tüketirler
- Gözle görülür kilo kaybı yaşanır
Bu yüzden juvenil diyabet hastası çocuklar genelde şu belirtileri gösterirler:
- Diyabetli çocuklar bazen gece uyurken altlarına kaçırabilir
- Polidipsi, yani aşırı susuzluk gözlemlenir
- Ketonemiye (şeker metabolizmasına bağlı asit köklerinin birikmesi) bağlı olarak kilo kaybı
- Bazı durumlarda karın ağrısı ve hatta kusma
- Genellikle yüksek ateş görülmez
- Çoğu zaman uyuşukluk, kilo kaybı ve gözde çukurluklar oluşur
- Ağızdan hızlı bir şekilde nefes almak ve bu durumun sonucu dilin kuruması
- Ketonemi nedeniyle ağız kokusu
- Genellikle kan basıncı ve nabız normal seyreder
Çocuklarda görülen diyabetin farklı tanıları
Çoğu zaman hiperglisemiye neden olan şey diyabet olsa da, aşağıdaki sağlık durumlarını da göz önünde bulundurmak önemlidir:
- Hiperglisemi ve glikozüri (idrarda şeker bulunması)
- Felç
- Damar içi tedavi
- Kanda sodyum değerlerinin yüksek olması ile beraber dehidrasyon
Bu yazı ilginizi çekebilir: Dehidrasyonu Önlemek İçin Elektrolit İçecek Tarifi
Diyabetik ketoasidozun belirtileri:
- Ani ve şiddetli karın ağrısı
- Asetilsalisilik asit (aspirin) zehirlenmesi
- Tekrarlayan ketotik hiperglisinemi
Şiddetli ketoasidozun belirtileri:
- Asetilsalisilik asit (aspirin) zehirlenmesi
- Hipoglisemik koma
- Hiperosmolar koma
- Felç
- Laktik asidoz
Juvenil diyabetin tedavisi
Bu hastalığın tedavisi metabolik seviyeleri kontrol etmeyi, hem akut hem de kronik komplikasyonların önüne geçmeyi amaçlamaktadır. Bu önlemler, diyabeti olan çocukların gelişimini etkileyebilecek semptomları ortadan kaldırmayı hedefler. Juvenil (çocuk) diyabetin tedavisi sırasında çocuğun ve ailenin bu konuda eğitilmesi çok önemlidir. Bu şekilde hastalığı kontrol edebilir, istenmeyen durumlardan kaçınabilirler.
Bu yüzden diyabet tedavisinde üç temel unsurdan bahsedebiliriz:
- İlk olarak, vücut düzgün bir şekilde insülin üretemez veya kullanamaz.
- İkinci olarak, insülin sistemine fazla yüklenmemek için sindirim sırasında vücuda dahil olan karbonhidratların uygun bir diyetle düzenlenmesi gerekir.
- Üçüncü olarak, kasların glikoz tüketimini artırmak, kişinin yediği ve yaktığı besin miktarı arasında bir denge kurmak için egzersiz yapması gerekir.
Neyse ki son yıllarda çocuklarda görülen diyabet türlerinin tedavisi gelişti. İlaç endüstrisi, her türlü insülini hastalara sağlayabilmektedir. Tüm bu ilaçlar hastalığın daha iyi kontrol edilmesini sağlar.
Mevcut tedavilerdeki ilerlemeler ve beklentiler
Çocukların diyabet konusunda uygun bir şekilde eğitilmesi ve bilgilendirilmesi için ciddi bir çaba var. Ancak karşılaşılan bazı zorluklar şunlardır:
- İnsülin cihazlarının basitleştirilmesi
- Eğitimde kullanılan materyallerin çocuklar için daha ilgi çekici hale getirilmesi
- Son olarak, eğitim kursları, atölyeler ve yaz okullarının sayıca hala az olması.
Çünkü bu son maddede saydıklarımız çocukların hastalıktan haberdar olmalarına ve hastalığı ”normalleştirmelerine” yardımcı olur.
Yakın gelecekte gerçekleşeceğini beklediğimiz bazı gelişmeler, diyabetli çocukların hayatlarını daha da kolaylaştıracak. Genel olarak, tedavi sistemleri ve uygulanan prosedürler daha az sıklıkta olacak, bu da daha az iğne demek. Tüm bunların yanında, hastaların yaşam kalitelerini iyileştirmek için yeni gen terapilerinde ve insülin bileşiklerinin sentezinde de ilerlemeler olacak. Dünyada diyabet problemi ile yaşayan birçok çocuk var. Ancak bu hastalığı kontrol edebilirseniz, çocuğunuzun parlak ve sağlıklı bir geleceği olabilir.
Tüm alıntı yapılan kaynaklar, kalitelerini, güvenilirliklerini, güncelliklerini ve geçerliliklerini sağlamak için ekibimiz tarafından derinlemesine incelendi. Bu makalenin bibliyografisi güvenilir ve akademik veya bilimsel doğruluğa sahip olarak kabul edildi.
- Bosch García, R. J., López Navarro, N., & Herrera Acosta, E. (2009). Tumores benignos de la mucosa oral. Piel, 24(2), 86–96. https://doi.org/10.1016/S0213-9251(09)70333-8
- Causas que originan la lengua negra | Oral-B MX. (n.d.). Retrieved July 29, 2019, from https://www.oralb.com.mx/es-mx/salud-bucal-topicos/cuidado-bucal/causas-de-la-lengua-negra-y-vellosa
- García Martínez, F. J., López Martín, I., & Segurado Rodríguez, M. A. (2015). Pigmentación de las papilas fungiformes linguales. Pediatría Atención Primaria, 17(67), e205–e207. https://doi.org/10.4321/S1139-76322015000400015
- Hairy Tongue. (n.d.). Retrieved July 29, 2019, from https://www.aaom.com/hairy-tongue