Üzücü Olsa Da Vazgeçilmez Olmadığımız Bir Gerçektir
İnsanlar için en acı verici gerçeklerden birisi vazgeçilmez olmadıklarını fark etmektir.
İtiraf etmek istemesek bile, hepimiz kahraman gibi hissetmek isteriz. Önemli olduğumuzu ve birisi için çok değerli olduğumuzu bilmeyi severiz, diğer kişinin biz olmadan yaşayamayacağına inanırız.
Bütün bunlara rağmen, gerçekler bize defalarca vazgeçilmez olmadığımızı gösterir. Eşi bulunmaz hissetmek çok normaldir çünkü öylesiniz ve özelsiniz. Fakat bu hayatta bir sürü insan var ve acı verici olsa da, hiç kimsenin hayatında vazgeçilmez değiliz.
Ayrıca bakınız: Hayal Kırıklığı ile Nasıl Başa Çıkılır
Vazgeçilmez değiliz
Bir partneriniz olana kadar ne kadar gerekli olduğunuzun farkında olmayabilirsiniz. Ailelerde herkes kendi yolunu çizer, hatta belki en iyi arkadaşınız bile sizi yarı yolda bırakabilir, terk edebilir veya hayal kırıklığına uğratabilir.
Peki ya daha kişisel ilişkilerde ne olur? Birisi ile çok samimi olduğumuzda neler olur?
Romantik ilişkilerde bugün bile hala olan, çok büyük bir acıya sebep olan bir element vardır: sahip olma hissi.
Bir partnerimizin olmasının ona sahip olmak olduğunu düşünürüz, her zaman bizimle olması gerektiğini ve hayatımızın geri kalanını beraber geçireceğimizi var sayarız.
Bunun sebebinin sevgi mi yoksa aşkın gözü körlüğü mü olduğunu bilemeyiz, bu bize kimsenin kimseye ait olmadığını unutturur. Ve siz de kimseye ait değilsiniz.
Herkes özgürdür. Problem ilişkileri nasıl gördüğümüzdür.
Örneğin, birisinin sizin hayatınızı doldurduğu zamanı hatırlayın; o kişi için vazgeçilmez olduğunuzu düşünürsünüz. İlişkiniz bittiğinde bütün dünya başınıza yıkılır.
Peki dünya son mu buldu? Hayır. Dönmeye devam ediyor ve siz yeni birini bulduğunuzda başınızdan geçenleri unutuyorsunuz.
Bu an da karşıdaki kişinin ve hatta kendinizin de vazgeçilmez olmadığını anladığınız an oluyor!
Gitme zamanı geldiğinde bunu bilmelisiniz
Vazgeçilmez olduğunuzu düşünmeniz bazen sizi bir şeyleri bırakmanın zamanı geldiğinde bırakmaktan alıkoyar.
Bir babanın veya annenin çocukları için vazgeçilmez olduklarını düşündüğünü hayal edin. Çocuklarını bırakma zamanı geldiğinin, çocukların ancak böylelikle rahatça uçabileceklerinin farkında değillerdir ve çocukları için iyi bir şey yapmak yerine, çocuklarına istemeden zarar verirler.
Aynı şey hayatımızdaki sayısız ilişkide de başımıza gelir. Bazen birisi için vazgeçilmez olduğunuzu düşünmek sizi bencil bir hale getirir ve aslında gitme zamanı gelmişken bunu göremez olursunuz. Ama artık o kişiyi bırakma zamanıdır.
Romantik ilişkiler söz konusu olduğunda bu, zehirli durumlara sebep olur. Bundan kurtulmanız gerekir. Kimse vazgeçilmez değildir ve siz de bu kural içinde bir istisna değilsiniz.
Her zaman size ihtiyacı olan birisi olacağını düşünürsünüz. Gerçekten ihtiyacı olan kişiye elinizi uzatırsınız.
Fakat şunu anlamalısınız ki, insanlar sizin hayatınıza girer, siz başkalarının hayatına girersiniz, siz ve onlar da bir noktada birbirinizin hayatlarından çıkarsınız.
Ayrıca bakınız: Öz Güven Sahibi Olmak için Beden Dilinizi Kullanın
Kendiniz için vazgeçilmezsiniz
Gerçekten kimin için vazgeçilmez olduğunuzu biliyor musunuz? Kimin size her zaman ihtiyacı olduğunu? Cevap sizsiniz.
Sadece siz kendiniz için vazgeçilmezsiniz. Sizi terk etmeyecek tek insan kendinizsiniz.
Her zaman ihtiyacınız olduğunda orada olacaksınız ve her zaman kendinizin en iyi arkadaşı olacaksınız.
Bu yüzden kendinize güvenmeniz ve kendinizi sevmeniz çok önemlidir. Kendinizi olduğunuz gibi kabul etmelisiniz.
Bir kere diğerleri için vazgeçilmez olmadığınızı anladığınızda, bununla ilgili bir daha kötü hissetmeyeceksiniz! Kendinize sahipsiniz ve kendinizi tatmin etmeyi ve mutlu etmeyi bilmelisiniz.
Bazen diğer insanlar size ihtiyaç duyduğunda ve sizi sevdiğinde kendinizi önemli hissetmek kolaydır. Fakat kendinize ihtiyacınız duyduğunuz gerçeğinin değerini bilmiyor gibi görünüyorsunuz.
İlk olarak sevmeniz gereken kişi kendinizsiniz. Öncelikli olarak güvenmeniz gereken kişi de kendinizsiniz!
Kaç kere vazgeçilmez olmayı istediniz? Peki ya öyle olmadığınızı fark ettiğinizde nasıl hissettiniz?
Umarız ki bu yazı gözlerinizi açmaya yardımcı olmuştur, en azından kendinize ihtiyacınız olduğunu ve güvenmeniz gerektiğini görmenizi sağlamıştır.
Önce kendi sevginizi işleyin, kendi mutluluğunuzu başkalarının vazgeçilmezliğine bağlamayın.
Tüm alıntı yapılan kaynaklar, kalitelerini, güvenilirliklerini, güncelliklerini ve geçerliliklerini sağlamak için ekibimiz tarafından derinlemesine incelendi. Bu makalenin bibliyografisi güvenilir ve akademik veya bilimsel doğruluğa sahip olarak kabul edildi.
- Hyatt, C. S., Sleep, C. E., Lamkin, J., Maples-Keller, J. L., Sedikides, C., Campbell, W. K., & Miller, J. D. (2018). Narcissism and self-esteem: A nomological network analysis. PloS One, 13(8), e0201088. https://doi.org/10.1371/journal.pone.0201088
- Kiviruusu, O., Berg, N., Huurre, T., Aro, H., Marttunen, M., & Haukkala, A. (2016). Interpersonal Conflicts and Development of Self-Esteem from Adolescence to Mid-Adulthood. A 26-Year Follow-Up. PloS One, 11(10), e0164942. https://doi.org/10.1371/journal.pone.0164942
- Showers, C. J., Ditzfeld, C. P., & Zeigler-Hill, V. (2015). Self-Concept Structure and the Quality of Self-Knowledge. Journal of Personality, 83(5), 535–551. https://doi.org/10.1111/jopy.12130