Doğum Sonrası Depresyonun Tespiti ve Tedavisi

Bebeğin gelişi, heyecan verici bir olay olmasına rağmen bazı anneler yoğun bir üzüntü duygusu yaşayabilirler. Peki, bu durum nasıl tespit edilir? Doğum sonrası depresyon, nasıl tedavi edilir? Bu soruların yanıtlarını ve daha fazlasını öğrenmek için yazımızı okuyun.
Doğum Sonrası Depresyonun Tespiti ve Tedavisi

Tarafından yazılmıştır Antonella Grandinetti

Son Güncelleme: 09 Ağustos, 2022

Bir bebeğin gelişi, aile için çok duygusal bir an olmasına rağmen, bazı anneler ısrarla devam eden ve açıklanamayan yoğun bir üzüntü hissi yaşayabilirler. Bugün bu konuyla ilgili ayrıntılara gireceğiz. Doğum sonrası depresyonun tespiti ve tedavisi hakkında konuşacağız.

“Autonomous University of Barcelona” tarafından yapılan bir araştırmaya göre, bu depresyon türü kadınların % 10-15’ini etkiler. Hatta bir kadının bebek sahibi olmak istemesi ve hamileliğini planlaması, doğum sonrası depresyon yaşamayacağı anlamına gelmez.

Görünüşe göre, doğumdan sonra vücuttaki hormonlarda gerçekleşen ani düşüş bu durumun en önemli tetikleyicilerinden biri olabilir. Ancak duruma katkıda bulunan tek faktör değildir.

Doğum sonrası depresyon yaşamanın en zor bölümlerinden biri, ailenin ve sosyal çevrenin önyargıları ile uğraşmak zorunda kalmak olabilir. Bunun nedeni, sık sık karşılaşılan bir sorun olmasına rağmen, hala bu durumu görmezden gelen ve yanlış anlayan pek çok insan olmasıdır.

Sonuç olarak, birçok kadın, iyi ve mutlu görünmek için duygularını bastırır. Gelin, konunun derinine inelim.

Doğum sonrası depresyon nedir?

mutsuz anne bebek

Doğum sonrası depresyon, genellikle doğumdan sonra ya da iki üç ay sonra bile ortaya çıkabilen bir duygudurum bozukluğudur. Aşırı üzüntü, fiziksel ve zihinsel yorgunluk hissi, anksiyete ve genel halsizlik ile karakterizedir. Bu belirtiler, birkaç hafta ile aylarca arası herhangi bir zaman dilimi boyunca sürebilir.

Başlarda, bu bozukluk ile doğum sonrası üzüntü birbirine karıştırılabilir. Ancak doğum sonrası depresyonun farkı, belirtilerin daha yoğun ve uzun süreli olmasıdır. Üstelik bebeğe bakma ve günlük işleri yapma becerisini engellerler.

Böylece kadınlar, çocuklarıyla bağ kurmada genellikle büyük zorluk yaşarlar. Değersizlik ve iyi bir anne olmama hislerinin üstüne bir de bu eklenir.

Birçok kadın, hissettiklerinden utanır ve yardım istemez. Böyle olmasının nedenlerinden biri de toplumun, bir bebeğin doğumunu yalnızca neşe ve heyecan yaşanan bir zaman dilimi olarak görmesidir.

Ancak annelikle başa çıkmanın doğru bir yolu olmadığını unutmamak önemlidir. Bu nedenle, iyi hissetmediğimiz zaman yardım istememiz önem taşır.

Doğum sonrası depresyonun tespiti: Semptomları nelerdir?

Söylediğimiz gibi, doğum sonrası depresyon ile yorgunluğa ve annelik stresine verilen basit bir reaksiyonu ayırt etmek zor olabilir. Ancak yoğun bir üzüntü ve umutsuzluk durumu oluştuğunda, kişi, bu sorunu göz önünde bulundurmaya başlayabilir. Ana belirtilerden bazıları şunlardır:

  • Üzüntü, boşluk ve umutsuzluk hisleri.
  • Neden olduğunu bilmeden yoğun ve uzun süre ağlamak.
  • Keyifli aktivitelere ilgi duymamak.
  • Bu yeni aşamayla ilgili aşırı endişeli olmak.
  • Bebekle bağ kuramamak.
  • Geceleri uyumakta zorlanma ve uyku hali.
  • İştahsızlık ya da tam tersine anksiyete nedeniyle aşırı yemek.
  • Aşırı bir suçluluk ya da faydasızlık hissi.
  • Ajitasyon veya tembellik.
  • Konsantrasyon kaybı ve karar vermede zorlanma.
  • Sürekli sinirlilik ya da öfke.
  • Sosyal çevreden ve aileden izole olmak.
  • Bebeğin bakımına duyulan ilginin kaybı.
  • Çok yorgun hissetmek ve yataktan çıkamamak.

Doğum sonrası depresyonun tedavisi

üzgün anne sarılan arkadaş

Doğum sonrası depresyonun ne kadar süreceğini belirlemek zordur. Ancak çoğu durumda birkaç hafta içinde iyileşme başlar. Durum ne olursa olsun, doktorlar, belirtilerin uzamasını önlemek için doğum sonrası depresyonu erken tedavi edilmesinin önemli olduğunu belirtiyorlar.

Doğum sonrası depresyonun tedavisi, başka herhangi bir depresyonun tedavisine çok benzer. Ancak özellikle de anne bebeği emziriyorsa, doktorlar, ilaca başvurmadan önce genellikle psikolojik terapi seanslarını tavsiye ederler.

Psikoterapi, bireysel veya grup olarak gerçekleştirilebilir. Gerekliyse, çiftle veya belli bazı yakın akrabalar ile birlikte çalışmak için aile terapisi yürütülmesi tavsiye edilir.

Bunun yanı sıra annenin iyi dinlenmesi ve sağlıklı beslenmesi gerekecektir. Sağlıklı alışkanlıkların sürekli olarak uygulanması, zihin durumunu iyileştirmeye ve nüks etme riskini azaltmaya yardımcı olur.

Doğum sonrası depresyonu önlemek için stratejiler

doğum sonrası depresyonun tespiti mutlu bebek anne

Doğum sonrası depresyona yol açan birden fazla faktör olduğundan, bu durumun önlenebilir olup olmadığını söylemek zordur. Ancak doğumdan önce ve sonra belli yönleri hesaba katarak riski en aza indirebilirsiniz. Bazı olumlu önlemler şunlardır:

  • Her gün iyi uyuyun ve gerektiğinde dinlenmeye çalışın.
  • Aynı durumu yaşamış başka annelerden destek isteyin.
  • Her gün yürüyüşe çıkın ve hafif egzersizin faydalarından yararlanın: Yürüyüş veya esneme.
  • Başka insanlarla kıyaslama yapmayın.
  • Ev işlerini basitleştirin. Böyle bir dönemde her şeyin pırıl pırıl parlamasını beklemek doğru olmaz.
  • Dinlenebilmek için ziyaretleri erteleyin.
  • Ruh halinizi iyileştiren gıdalar yiyin.
  • Su ve sağlıklı sıvı (meyve suları, et suyu, infüzyonlar) alımınızı artırın.
  • Eşinizle olan ilişkiniz için zaman ayırın.
  • Dikkatinizi dağıtacak şeyler (alışveriş, film izlemek, aile ile akşam yemeği yemek) bulun.
  • Gevşeme ve derin nefes alma yöntemlerini uygulayın.
  • Öz saygı üzerinde çalışın.
  • Annelik hakkındaki şüphelerinizi çözümleyin.

Kendinizde doğum sonrası depresyonun bazı belirtilerinin olduğunu düşünüyor musunuz? Onları görmezden gelmeyin! Başkalarının ne düşünebileceği konusunda endişelenseniz bile, doğum sonrası depresyonu iyileştirmek ve bunun üstesinden gelmek için yardım istemeniz gerekir. Hislerinizi bastırırsanız zamanla daha da kötüleşebilir.


Tüm alıntı yapılan kaynaklar, kalitelerini, güvenilirliklerini, güncelliklerini ve geçerliliklerini sağlamak için ekibimiz tarafından derinlemesine incelendi. Bu makalenin bibliyografisi güvenilir ve akademik veya bilimsel doğruluğa sahip olarak kabul edildi.



Bu metin yalnızca bilgilendirme amaçlı sunulmuştur ve bir profesyonelle görüşmeyi yerine geçmez. Şüpheleriniz varsa, uzmanınıza danışın.