Genetiği Değiştirilmiş Gıdalar: Faydaları Var Mı?
Genetiği değiştirilmiş gıdalar (GMO) hiç olmadıkları kadar yaygın haldedir. Hala, insanlar bu gıdaları genellikle distopik bir toplumun birer ürünü olarak görmektedir. Ne de olsa, çevremizdeki şeylerin genetik kodu kadar yerleşik olan bir şeyi değiştirmek iyi olamaz, değil mi?
Bu nedenle, farklı röportajlar bu tür yiyeceklerin reddinin nüfusun arasında oldukça yüksek görülen bir şey olduğunu ortaya koymuştur. Röportaj yapılan insanların %33.4’ü bu gıdaların faydadan çok zarara neden olduğunu düşünürken, bu gıdaları kabul eden insanlar sadece %22.8 oranındadır.
Bu konuda hala karışık duygular vardır, ancak, öncelikle GMO’nun ne olduğu konusunu açık hale getirelim.
Bu yazımız da ilginizi çekebilir: Ultra İşlenmiş Gıdalar Hücresel Yaşlanmayı Arttırır
Genetiği Değiştirilmiş Gıdalar Nedir?
Genetiği değiştirilmiş gıdalar genetik mühendisliği ile değiştirilmiş bir organizmadan elde edilen besinlerdir. Bu gıdalarda, istenen özelliği elde etmek için başka bir canlıdan gelen genler gıdaya aktarılmıştır. Bundan dolayı, tüm ticari gıdalar bu özelliğe sahip değildir.
Ayrıca, genetik ve transgenik seçilim arasında ayrım yapmak da önemlidir. Pek çok gıda türü mümkün olan en iyi genetikler ile kasıtlı olarak yapılan çaprazlamanın ürünleridir (en büyük tohumlar, en çarpıcı meyveler, en güzel renkler vb). Ancak, bunlar transgenik değildir.
Bu koşulu karşılamak için genomların bir şekilde, yapay olarak değiştirilmiş olmaları gerekir.
Bu kulağa karmaşık gelebilir. Hatta, öyledir! Bundan dolayı, şirketlerin transgenik yiyecekleri nasıl ürettiğine dair açıklamalarımızı en temel kavramlar ile sınırlayacağız:
- Öncelikle, Agrobacterium tumefaciens bakterisi genetik bilgiyi bitkilere aktarma becerisine sahiptir. Bu bakteri bitkinin sahip olabileceği herhangi bir lezyondan içeri girer. Hücreler arası boşluklara sızar ve bir plazmid formunda genetik bilgi sunar. Bu da bitkinin genomunun bazı alanlarına entegre olur.
- Bu şekilde bu bakteri DNA iletimi için bir araç görevi görür. İlettiği plazmid kendisine genetik bilgi eklenerek (yani istenen karakteristiğe sahip diğer bakteriler) önceden değiştirilmiştir.
- Bundan dolayı, yeni, transgenetik bir besin oluşturur.
Bu formül transgenik üretimin en yaygın metotlarından birini anlamanın basit bir yoludur.
Transgenik Gıdalar Ne Gibi Faydalar Sağlar?
Journal of the Royal Society of Medicine’de yayınlanan makaleler gibi çeşitli makaleler genetiği değiştirilmiş gıdaların yararlarını ortaya koymaktadır.
Her şeyden önce, gezegenimizde yoksulluk eşiğinde olan 84o milyondan fazla insan bulunduğu gerçeği dikkate alınmalıdır. Dahası, bu kişiler nadiren günlük 2000 kilokalori alımına ulaşabilirler. Bundan dolayı, kaynaklara ulaşmak için insan eylemi gerekmektedir.
- GMO’lar daha büyük bir besinsel katkı sağlayabilir. Bunun açık bir örneği, özellikle de dengeli bir şekilde beslenmenin imkansız olduğu gelişmekte olan ülkelerde, genetikçilerin A vitamini sentezini kolaylaştırması üzerine modifiye etmiş oldukları altın pirinçtir. Hatta, bu pirincin 72 gramı 3 yaşındaki bir çocuk için önerilen A vitamini dozunun %50’sini temsil etmektedir.
- Genetik mühendisliği gıda üretimini de kolaylaştırır. Böceklere ve hastalıklara karşı dayanıklı transgenik mahsuller bulunur, böylece bozulan bitki sayısı daha azdır. Bu da çiftçiler için daha büyük bir ekonomik fayda ve daha fazla gıdanın bulunabilir olmasını sağlar.
- Bu süreç iklim değişikliğine karşı daha fazla dirence sahip olan mahsuller oluşturulmasına yardımcı olur. Bu nokta hala laboratuvar aşamasındadır, ancak önümüzdeki yıllarda iklim değişikliğinin bir sonucu olarak ortaya çıkacak etkilere karşı koymak için bitkilerin genetik bağlamda hazırlanması gereklidir.
Genetiği Değiştirilmiş Gıdalar Tehlikeli Midir?
Genel halkın sağlığı ile ilgili olarak, Dünya Sağlık Örgütüne göre (WHO) transgeniklerde somut bir tehlike olduğuna dair hiçbir bilimsel kanıt bulunmamaktadır.
Ayrıca, GMO’ların kansere neden olduğuna dair de hiçbir kanıt yoktur. Üstelik bu gıdalar kapsamlı testlere de tabi tutulur, bu özellikle toksisiteyi ve genel nüfusta görülebilecek alerjenik etkileri önlemek için yapılır. Şimdiye kadar resmi olarak yetkilendirilmiş herhangi bir gıda olumsuz reaksiyonlara neden olmamıştır.
Elbette, her şey iyi haber değildir. Değiştirilmiş mahsullerin her zaman daha az istenen sebzeler ile çapraz tozlaşma riski bulunmaktadır ve bu da doğal ekosistemde dengesizliklere yol açabilir. Böceklere direnç gösteren bu sebzeler diğer türleri de olumsuz bir şekilde etkileyebilir.
Bu yazımız da ilginizi çekebilir: Pegan Diyeti – Bilmeniz Gerekenler
Transgenik dünyada her şey iyi değildir. Bunun nedeni bu şeylerin doğal ekosistemler ve bu ekosistemlerin içerisinde yaşayan türler üzerinde zararlı etkilere neden olabilmeleridir. Ayrıca gıda kaynaklarını tekelleştirme riski de vardır, bu şekilde gelecek pazarlarda yalnızca bu tekniklere erişimi olanların başarılı olması gibi bir durum oluşabilir.
Bu yazımızda gördüğünüz üzere transgenik gıdalar kötü bir üne sahiptir. Çok fazla incelemeye tabi tutulurlar. Ancak, hem iyi hem de kötü olan özellikleri vardır. Soru şudur: Yakın gelecekte, aşırı nüfuslu ve iklim değişikliğinin tehdidi altındaki bir gezegende onlar olmadan yaşayabilecek miyiz?
Tartışma hala devam ediyor.
Tüm alıntı yapılan kaynaklar, kalitelerini, güvenilirliklerini, güncelliklerini ve geçerliliklerini sağlamak için ekibimiz tarafından derinlemesine incelendi. Bu makalenin bibliyografisi güvenilir ve akademik veya bilimsel doğruluğa sahip olarak kabul edildi.
- Genetically modified plants and human health, Journal of the royal society of medicine. Recogido a 23 de mayo en https://www.ncbi.nlm.nih.gov/pmc/articles/PMC2408621/
- Bawa AS, Anilakumar KR. Genetically modified foods: safety, risks and public concerns-a review. J Food Sci Technol. 2013;50(6):1035‐1046. doi:10.1007/s13197-012-0899-1
- Maghari BM, Ardekani AM. Genetically modified foods and social concerns. Avicenna J Med Biotechnol. 2011;3(3):109‐117.
- Kamle M, Kumar P, Patra JK, Bajpai VK. Current perspectives on genetically modified crops and detection methods. 3 Biotech. 2017;7(3):219. doi:10.1007/s13205-017-0809-3