Periferik Venöz Kateter: Bilmeniz Gereken Her Şey
Periferik venöz kateter, bir ekstremitenin veya boynun damarını açmayı amaçlayan cerrahi bir prosedürdür. Bu prosedür ile, kısa bir damara, ana toplardamara veya sağ atriyuma ulaşabilen bir kanül sokmaya çalışılır.
Bu, bir damara güvenli ve kalıcı ulaşımı sağlayan implante edilmiş bir venöz açıklık ile yapılır. Bu nedenle uzmanlar, damarlarında kanül gerektiren ve perkütan vasküler erişiminin imkansız olduğu hastalara periferik venöz kateteri önermektedir.
Tıp uzmanları bunu genellikle, enjekte edilebilir ilaçların sürekli uygulanmasına ihtiyaç duyan hastalarda (örneğin kemoterapi alan hastalarda) kullanırlar. Bu prosedüre flebotomi de denir.
Periferik Venöz Kateter Avantajları
Periferik venöz kateter açık bir cerrahi prosedürdür. Aynı süreçte, tıp uzmanı kafatası venini açar ve ona ulaşır. Bu yöntem aşağıdaki özellikleri sebebiyle çok faydalı olabilir:
- Uzmanlar, damarın doğrudan görüntülenmesi ile uzun kateterler takabilir.
- Bu şekilde kemoterapi, tamamen parenteral beslenme veya hipertonik çözeltiler uygulanabilir.
- Kateter ucu damarın ortasına yerleştirilebilir.
- Kateter kullanarak, merkezi venöz basınç kaydedilebilir.
- Kateterler uzun yıllar boyunca yerleştirildiği yerde kalabilirler.
Bu büyük bir damara veya sağ atriyuma takılabildiğinden, skleroz ve filebit oluşumunu önleyebilir. Bu iki durum da, kısa kateterler kullanılarak kan enjeksiyonundan periferik bir damara geçildiğinde olabilir.
Bunu da okumalısınız: Vasküler Perforasyon ve Santral Venöz Kateterler
Periferik Venöz Kateter Tekniği
Tekniğin doğru uygulanması için göz önünde bulundurulması gereken ilk şey hastanın pozisyonudur. Bu, uzmanın prosedürü uygulamayı seçtiği yere bağlı olacaktır.
Yetişkinler söz konusu olduğunda, uzmanın genellikle seçtiği bölge kolun anteromedial kısmıdır. Ya da, meslekten olmayanların anlayacağı bir deyişle, dirseğin üst kısmıdır. Buradaki amaç, basilik damar üzerinde çalışmaktır. Diğer yaygın yerler de:
- Boynun juguler venleri
- Deltopektoral groove denen bölgedeki sefalik damar
- Kalçadaki safenöz kemer
Eğer hasta bir çocuk ise, süreç safenöz damara odaklanır. Bu kısım, ayak bileğinin iç veya medial malleusunun 1 cm üstüne ve önüne denk gelmektedir.
Hastanın durumu elveriyorsa, cerrahın her zaman başlamadan önce hastaya prosedürü açıklaması ve onun rızasını alması gerektiğini unutmamak gerekir.
Nereye uygulanacağı seçildikten sonra hasta uygun pozisyona getirilir. Kolda veya deltopektoral grooveda yapılacaksa, kol sabitlenecektir. Uzman uygulama sırasında her zaman bir başlık, maske, steril önlük ve eldiven takmalıdır.
Komplikasyonlar
Genel olarak, bu teknikle ilişkili komplikasyonlar takip edilecek cerrahi prosedüre dayanmaktadır. Bu nedenle, cerrahi riskler genellikle yerleştirilen kateterden veya operasyon sonrası risklerden kaynaklanır, bunlar da genelde operasyon sonraki bakımda gerçekleşir.
En yaygın cerrahi komplikasyonlar şunlardır:
- Damarın bulunmasındaki zorluk
- Venöz parçalanma veya arteriyel lezyonlar – Bu durumda, gerçekten ciddi sonuçlar olabilir.
- Damar parçalanması, morarma veya arteriyel ligasyon
- Kateteri hareket ettirmede zorluk
Ek olarak, ameliyat sonrası komplikasyonlar kateterin damar içine yerleştirilmesine dayanır. Bu, bakım eksikliği veya uzun süre orada olması nedeniyle olabilir. Riskler aşağıdaki gibidir:
- Venöz trombolizm
- Flebit – Bu sorun kateter uzun süre damarda kaldığında ortaya çıkar.
- Kesi bölgesinde irin birikmesi – Bu en kötü durumdur, genel sepsis gelişimine yol açabilen enfekte hematomlardan kaynaklanır.
Bu yazımız da sizin ilginizi çekebilir: En İyi Doğal Antibiyotikler Hangileridir?
Bu yüzden ameliyat sonrası iyi bakım esastır. Örneğin, uzmanlar kateteri steril gazlı bezle kullanmanızı önerir. Bu şekilde, bakteri üremesi önlenir ve kateter taşıma sırasında veya hasta hareket ettirildiğinde sabit kalır.
Tüm alıntı yapılan kaynaklar, kalitelerini, güvenilirliklerini, güncelliklerini ve geçerliliklerini sağlamak için ekibimiz tarafından derinlemesine incelendi. Bu makalenin bibliyografisi güvenilir ve akademik veya bilimsel doğruluğa sahip olarak kabul edildi.
- Selene Aideé, V. F., José Ángel, B. C., Jesús, T. J., José Luis, J. C., Wulfrano, R. A., & Eduardo E, M.-J. (2012). Modelo biológico no vivo para la enseñanza de la técnica de venodisección en alumnos de pregrado de la carrera de medicina. Cir. Gen.
- Rojas, G., Gerson, R., & Lázaro, M. (1992). Acceso vascular con catéteres Broviac-Hickman. Rev. Inst. Nac. Cancerol. (Méx.).
- Cabrera, C., Méndez, M., Fierro, F., Molina, I., Niño, J., & Beltrán, J. (2011). Catéteres parcialmente implantables en niños con enfermedades onco-hematológicas. CIRUPED.