Yalnızlık Hissetmeden Kendimizle Baş Başa Kalabilmeyi Öğrenmek
Ne zaman yalnız kalsam o kadar yüksek bir anksiyete duygusuna kapılırdım ki… Ama artık daha önce beni bunaltan yalnızlığın baskısını hissetmeden kendimle baş başa kalabilmeyi öğrendim.
Kendim olmak, yalnız hissetmeden kendimle baş başa kalarak eğlenebilmeme yardımcı oldu. Ayrıca davranışlarımı şartlandıran belli inançların da yok olmasını sağladı.
Ne de olsa, birden çok kez, etrafım insanlarla çevriliyken de kendimi yalnız hissetmiştim. İtiraf etmeliyim ki aynı şey yaşadığım özel ilişkilerde de başıma geldi.
Yalnız Olmak Kendinizi Her Şeyden Uzaklaştırdığınız Anlamına Gelmez
İnsanlar sık sık çizgileri net görememeye başlarlar ve kendilerini başka insanlardan izole ediyorlarmış gibi hissederler. Aslında etrafınızdaki insanlar sürekli size bunu hatırlattığı için de bu şekilde hissediyor olabilirsiniz.
Ben yalnızlığımla uzlaşmışken aynı şey benim de başıma geldi. Yalnız olmaktan mutluyken ve kendi başıma eğlenebilmeyi öğrenmişken insanların bana “Asosyalsin” dediklerini fark ettim.
Ancak yalnız olmak asosyal olduğunuz anlamına gelmez. Yeni arkadaşlar edinmeyi, farklı insanlarla tanışmayı ve başkalarıyla etkileşim kurmayı seviyorum.
Kendinle baş başa kalmak
Yine de yalnız başıma vakti geçirmekten keyif alıyorum. Sırf arkadaşlarımızı uzun süredir görmedim diye istemememe rağmen onları görmek için kendimi zorlamıyorum.
Kendimle henüz barışmamış olduğum günlerde, gitmek istemediğim bir etkinlik olduğunda kendimi baskı altında hissediyordum. Zihnimde bir çatışma çıkıyordu ve gerçekten yapmak istediğim şeyle yapmam “gereken” arasında kalıyordum.
Benim için en çarpıcı şey insanlarla bir arada olmanın her zaman doyurucu olmadığıydı. Onlarla bir arada olmama rağmen kendimi bomboş hissetmiştim. Şimdi bunun kendime, kendimle baş başa kalma şansını vermediğim için olduğunu anlıyorum.
Toplum Baskısı
Farkında olmasanız da toplum sürekli sizi baskı altında tutuyor. Yalnızca etrafınızdaki insanlar değil, inançlar, reklamlar, filmler…
Bir partnere ve çocuğa sahip olmak, çok insanın başarmak için çabalamadığı bir şey bile olsa, yine de norm olarak görülüyor.
Hele arkadaş konusuna hiç girmeyelim! Eğer değiştiyseniz, artık ortak özelliklerinizin olmadığı eski arkadaşlarınızı bırakmak gerçekten zor.
Sık sık uzun süreli bir ilişkimiz olması gerektiğini, bu ilişkiyi bitirmek sosyal hayatımızın da sonu anlamına geleceği için onları kesinlikle bırakmamamız gerektiğini düşünüyoruz.
Ancak yeni arkadaşlar edinebileceğinizi biliyorsunuz, değil mi? Yeni bir partner de bulabilirsiniz. Kendinizi kısıtlamamalısınız. Ancak insanlar böyle yapmaya eğilimlidirler.
İnsanlar hala “Her son yeni bir başlangıçtır.” şeklinde ifade edebileceğimiz gerçeği içselleştirmekte zorlanıyorlar. Toplum bize, bunlar bizi inciten şeyler veya insanlar olsa bile onlara yapışıp kalmaya devam etmeyi öğretti.
Diğer Yoldan Gitmekten Korkmayın
Ters yönde yürümeye, inançlarınızı sorgulamaya ve eskiden yapmak zorunda olduğunuzu hissettiğiniz şeyleri yapmayı bırakmaya başladığınızda bunun yokuş yukarı yürümeniz gereken zorlu bir savaş olduğunu göreceksiniz.
“Farklı” olmak kolay değildir. Ancak bu sizi korkutuyorsa bir zamanlar karşı çıkılan ancak şimdilerde normal bir şey veya bir başarı gibi görülen şeyleri bir düşünün.
Mankenler artık zayıf olmak zorunda değiller. Down sendromlu ve cilt hastalığı olan mankenler bile var.
Bunlar sizin için diğer yolları seçmeyi kolaylaştırabilecek birkaç örnek. Çünkü kendinize karşı dürüst olmak her şeye değer.
Sonunda yalnız kalma korkumu anladığımda aynı zamanda kendime olan öz saygımın da oldukça düşük olduğunu fark ettim. Onaylanmaya çalışmak, başkalarının hissettikleri için kendini suçlamak ve beni reddeden insanlar hakkında endişelenmek… Bunların hepsi eskiden benim yaptığım şeylerdi.
Kendimi daha iyi tanımaya, kendi başıma kalmaya başladığımda ve başka birine ihtiyacım olmadığını anladığımda bunların hepsini geride bıraktım. Ne de olsa ihtiyaç duymak ve tercih etmek aynı şey değil.
Bir partnere sahip olmayı veya arkadaşlarımla takılmayı tercih edebilirim. Bir etkinliğe gitmeyi isteyebilirim. Ama kendimi yalnız hissetmemem için bunlara ihtiyacım yok.
Hiç böyle bir durumda kaldınız mı? Kendiniz olmaktan kaçıyor musunuz?
Kendi başınıza kaldığınızda da kendinizi iyi hissetmeyi başarabildiyseniz, bunun daha sağlıklı ilişkileriniz olmasına ve hissetmeniz “gerekenlere” değil hissettiklerinize göre hareket etmenize ne kadar yardımcı olacağını biliyorsunuz.
Tüm alıntı yapılan kaynaklar, kalitelerini, güvenilirliklerini, güncelliklerini ve geçerliliklerini sağlamak için ekibimiz tarafından derinlemesine incelendi. Bu makalenin bibliyografisi güvenilir ve akademik veya bilimsel doğruluğa sahip olarak kabul edildi.
- MacEvoy, J. P., Weeks, M. S., & Asher, S. R. (2011). Loneliness. In Encyclopedia of Adolescence. https://doi.org/10.1016/B978-0-12-373951-3.00116-2
- Hawkley, L. C., & Cacioppo, J. T. (2010). Loneliness matters: A theoretical and empirical review of consequences and mechanisms. Annals of Behavioral Medicine. https://doi.org/10.1007/s12160-010-9210-8
- Hawkley, L. C., & Cacioppo, J. T. (2010). Loneliness matters: A theoretical and empirical review of consequences and mechanisms. Annals of Behavioral Medicine. https://doi.org/10.1007/s12160-010-9210-8