Duygusal Boşluğu Doldurabileceğime İnanmıyorum

İçinizde hissettiğiniz deliği dolduracak kimseye ihtiyacınız olmasaydı nasıl olurdu? Birisinin duygusal boşluğunuzu doldurması için dışarıya bakmayı bırakın ve kendi kendinizi sevgiyle doldurun.

Duygusal boşluğun yalnızlık duygusu ile ilgisi vardır. “Yalnız kalmaktan” kaçınmak için çok uğraşıyoruz. Sonuçta çoğu insan yalnızlığı istemez ve reddeder. Bazıları yalnız insanları algılamakta zorlanır, onlarla dalga geçer ve kendi başlarına vakit geçirmek isteyenleri eleştirir. Siz de duygusal boşluğu dolduramayacağınızı mı düşünüyorsunuz?

Toplumsal varlıklar olduğumuz göz önüne alındığında, kişi kendine güvenen biri olsa da, otomatik olarak diğerleri gibi olmaya çalışır. Ama ya biz herkes gibi değilsek? Bunda sıkıntı nerede?

Duygusal boşluğu doldurmak için hiç bitmeyen bir arayış

Bununla karşı karşıya kaldığımız zaman, midemize yayılan bu deliği doldurmaya çalışırız. Bu delik bizi eksik bir şeylerimiz olduğunu ve tam olmadığımızı düşünmeye iter.

Belki de bütün bunların nedeni çocukluk döneminizde yatıyor.

Anne ve babanın mutsuz ve işlevsiz ilişkisi, yakışıklı prens arayışına eklendiği zaman, sizi adeta yarım ve tamamlanması için başkasına ihtiyacı olan birisi gibi hissettirmiş olabilir.

Bu inançla elimize ne geçecek? Hiçbir şey! Sadece duygusal bağımlılık, korkunç bir endişe ve hissettiğimiz bu deliği asla doldurmayacak olan “diğer yarımız” için sürekli bir arayış içinde olmak…

İçimizde eksik olduğunu düşündüğümüz şeyleri sürekli dışarıda ararız. Bu oldukça ironiktir, çünkü deliklerimizi doldurmak için başkalarına bağımlı olmak, iyi ve mutlu olmak için başkalarının yanında olmamızı gerekli kılıyor.

Bununla birlikte, ne kadar çok arasak da, ne kadar hevesli olsak da ve kendimize ne kadar yalan söylesek de önemi yoktur. Ne olursa olsun, kendimizi acı ve hayal kırıklığı yaşadığımız aynı durumda bulmaya devam edeceğiz.

Duygusal boşluğu doldurmak için başkalarına bağımlı kalmaktan nasıl kaçınabiliriz? Diğer insanların doğru olduğunu düşündüğü her şey bizim için doğru değildir.

Kendinizi farklı hissettiğiniz için bunaldığınızda, insanlar kimseyi bulamadığınız için sizinle dalga geçtiğinde ve yalnızlık sizi bekleyen şeyse, kendinizi bunlara dahil etmeyi bırakın. Başkalarının hayatınızın nasıl olması gerektiğini söylemesini arzu etmekten vazgeçin.

Bazen gerçek olduğunu düşündüğümüz bazı inançları sorgulamaya başlamalıyız. Sonuçta, gerçek olan şeyleri görmek ve yaşamak için başka yollar da vardır.

Herkes gibi yaşamaya çalışmak gerçekten yorucu ve sinir bozucu olabilir. Kişinin kendini tam ve tatmin olmuş hissetmesi için bir eşe ya da çocuklara sahibi olması gerekli değildir.

Kendini başkalarından uzak tutan kişilerin mutsuz olmamak için “belli bir yol ” zorunluluğu onları mutsuz hissettiren bir inançtır.

Kendinizi sevin ve kendinize iyi bakın

Başka bir yarıma ihtiyacımız olduğuna inanma konsepti, diğer kişiye öncelik vermek için kendimizi öncelik olarak almamamızı gerektirir.

Bununla birlikte, bu, içimizdeki boşluğu insanlarla, sevgi sözleriyle, şefkat belirtileri ile ve kendimize bile vermediğimiz bir aşk ile doldurmaya çalışmaktan başka bir şey değildir.

Bu duygusal boşluğu yok etmek istiyorsak, kendimizi sevmemiz gerekir. Bir ilişkiye girmeden ve kendimize bile vermediğimiz sevgiyi başkalarına vermeden önce kendimize iyi bakmalı ve kendimizi düşünmeliyiz. Ancak o zaman başkasına bağımlı olmayız.

Sonra, bir ilişki işe yaramazsa, bize çok fazla acı çektiren bu delik tekrar ortaya çıkmaz. Sonunda, onu dolduracak kimseye ihtiyacımız olmadığını anlarız. Odağımızı sadece kendimize vermemiz gerekir.

Birine ihtiyacınız olduğunu düşünmeyi bırakın. Kendinizle ilgili yanlış inançlar ve tam olmanız için yapmanız gereken şeylerin hayali ile yarattığınız bu kara deliği beslemeye bir son verin.

Kendinizi sevmenizin ve kendinize öncelik vermenin zamanı geldi. Bu bazen net olmasa da, toplumda bencil bir şey olarak görülse de… buna kesinlikle değecek.

Çevrenizden duyduğunuz her şeyin tek gerçek olduğuna inanmayı bırakın. Her şeyi sorgulamayı öğrenin. Sonuçta, pek çok inanç yarardan çok zarar verir ve bazıları da farkına bile varmadan duygusal deliğini besler.

Ana resim: ©wikiHow.com