Psikosomatik Hastalıklar: Duygular ve Vücut

Stres ve sinirlilik vücudun fiziksel sağlığını etkileyecek beyin ile ilgili iki ayrı faktördür. Bu yüzden çeşitli sağlık problemlerinden korunabilmek için bu ikisinin nasıl kontrol altına alınabildiğini öğrenmemiz gerekir.
Psikosomatik Hastalıklar: Duygular ve Vücut

Son Güncelleme: 06 Şubat, 2019

Psikosomatik (psikoloji ve tıp arasındaki bağlantı) hastalıklar yıllardır araştırmalara konu olmaktadır. Bu konuyla ilgili ilginç görüşler sıklıkla ve düzenli olarak Journal of Psychosomatic Research gibi dergilerde yayınlanmaktadır.

Ayrıca American Psychosomatic Society gibi organizasyonlar da biyoloji ve duygu arası bağlantılar hakkındaki son gelişmeleri düzenli  aralıklara rapor etmektedirler.

Beden ve akıl birbirine çok yakın ve ilintilidir. Bu yüzden günlük hayatımızda gözardı ettiğimiz duygu dünyamıza gerçekte daha yakından ilgi göstermemiz gerekmektedirBiz inanmayı istesek de istemesek de, içimize attığımız her şey bizi hasta etme özelliğine sahiptir.

Biz de sizi bu bilim dalının günlük hayatımızda akılda tutmamız gereken bazı temel prensiplerini keşfetmeye davet ediyoruz. Hayatımız boyunca içimize attığımız stres ve sinirlilik gibi olumsuz duyguların bize bir çok yan etkisi söz konusu olabilir.

Bunları içinize atmak duygusal baskılanmaya veya vücudunuzda hasara neden olabilir.

Kısa bir süre önce psikologların dinleyicileri ellerinde tuttukları bir bardak su ile şaşkınlığa uğrattığı, ilginç ve popüler bir TED (teknoloji, eğlence ve dizayn) konuşması gerçekleşmişti.

Dinleyiciler hemen konuşmacının klasik bir konu olan bardağın dolu veya boş tarafını görmek ile ilgili konuşacağını akıllarından geçirdiler. Ancak psikolog kadın konuyu başka bir açıdan ele aldı.

Bardağı izleyenlere doğru kaldırarak şu soruyu sordu, “Sizce bu bir bardak suyun ağırlığı ne kadardır?”

bir bardak su

İzleyiciler bir çok farklı cevap verdi, bir çoğu da doğru cevaba oldukça yaklaşmıştı. Ancak duygusal psikoloji konusunda uzman olan kadın bu konuyla ilgili daha derin bir açıklamada bulundu.

  • Suyun ne kadar ağır hissedildiği, sizin onu ne kadar uzun süredir elinizde tuttuğunuzla alakalıdır.
  • Bir bardak suyu 5 dakikadır elinize tutuyor olmak hiç de zor değildir. Fakat eğer onu 2 saat süreyle elinizde tutmanız gerekseydi, kolunuz yorulacak ve eninde sonunda onu bırakmak isteyecektiniz.
  • Aynı durum stres için de geçerlidir. Bu duygunun yan etkileri kısa bir süre zarfında kendisini göstermez. Fakat birkaç haftalık ya da aylık bir dönemin ardından sizi son derece hasta edebilir.

Psikosomatik hastalıklar nedir?

  • Hadi bir düşünelim. Farz edin ki sürekli sizin arkanızdan konuşan bir çalışma arkadaşınız var ve bu ilk kez başınıza gelmiyor. Uzunca bir süredir tekrarlayan bir biçimde devam ediyor ve artık bir davranış biçimine dönüşmüş durumda. Bu vaziyet son derece negatif bir çalışma ortamı yaratıyor.
  • Eğer bunu aylarca içinizde tutarsanız, bastırılmış duygularınız olumsuz sonuçlar olarak sağlığınıza yansıyacak. (Bu tıpkı bir bardak suyu elinizde aylarca tutmaya benziyor).

Psikosomatik hastalıklar aslında aklın (psyche) bedende (soma) değişime yol açması anlamına geliyor. Bu durum öyle yaygın ki bir çok fiziksel rahatsızlığın stres ve sinirlilik gibi beyinsel faktörlerle tetiklendiğine dahi inanılıyor.

  • Örneğin sedef hastalığı, egzama, mide ülseri, yüksek kan basıncı ve kalp hastalığı türleri gibi bir çok rahatsızlığın stres ve sinirlilik gibi psikosomatik faktörlerden etkilendiğine inanılıyor.
  • Tabii ki bu durumun kişiden kişiye değişeceğini de aklımızdan çıkarmamalıyız. Herkesin stresle baş etme yöntemi diğerlerinden farklıdır.

Düşüncelerinize içinizde tutmanın fiziksel etkileri

Bir şeyler bizi rahatsız ettiğinde ve bununla en doğru şekilde nasıl başa çıkacağımızı bilemediğimiz durumlarda, beynimiz bu durumu organik sonuçları olan olumsuz bir duyguya dönüştürür: adrenalin gibi belli başlı nörotransmitterlerin salgılanmasını tetikleyerek sinir impulslarının aktivitesini arttırır.

Bu nörotransmitter, dolaşım sisteminde seviyesi artan kortizol ile birleştiğinde ise aşağıdaki sonuçları doğurabilir:

  • Duygusal baskılanma, stres ve sinirlilik bağışıklık sistemindeki belli bazı hücrelerin aktivitesini etkileyerek vücudu hastalıklara karşı savunmasız hale getirebilir.
  • Artan kalp atış hızı
  • Baş dönmesi (bulantı)
  • Titreme
  • Terleme
  • Ağız kuruluğu
  • Göğüs ağrısı
  • Başarısı
  • Mide ağrısı

Psikosomatik hastalıklar nasıl tedavi edilir?

kelebekler ve kadın resmi

Hiçbirimiz duygusal kontrol ile ilgili bir eğitim almadığımızdan dolayı (ki bunun okullarda öğretilmesi kesinlikle gerekli), hepimizin aşağıdaki konularda dikkatli olması gerekiyor:

  • Kendine güven konusunda çalışın: sizi rahatsız eden şeyleri zamanında söyleyin, üzerine uzun bir süre geçtikten sonra değil.
  • Sıkıntılarınızı içinizde tutmak size hasta eder. Bu hepimizin farkına varması gereken bir gerçek. Olumsuz duygular sağlığınız için birer tehdit ve bunun uygun bir şekilde kontrol altına alması gerekiyor.
  • Kendinize güvenerek ve saygı duyarak duygusal içtenliğinizi her gün biraz daha geliştirin. Tolere edebileceğiniz şeyler ile ilgili sınırlar koymak sizin en doğal hakkınız, bunu hiçbir zaman unutmayın. Bilin ki yeterince katlandığını söylemek hiçbir zaman bencillik değildir.
  • Gün içinde kendinize ayıracağınız bir ya da iki saat belirleyin. Kendinize öncelik tanıyın, yürüyüşe çıkın, en sevdiğiniz hobilerin keyfini çıkarın ya da düşüncelerinizle baş başa geçirdiğiniz bu zamandan istediğiniz gibi faydalanın.

Sindirim sıkıntıları, çarpıntı ya da baş dönmesi gibi semptomları kontrol altına almak için her zaman bir hekime danışmanız gerektiğini aklınızdan çıkarmayın.


Tüm alıntı yapılan kaynaklar, kalitelerini, güvenilirliklerini, güncelliklerini ve geçerliliklerini sağlamak için ekibimiz tarafından derinlemesine incelendi. Bu makalenin bibliyografisi güvenilir ve akademik veya bilimsel doğruluğa sahip olarak kabul edildi.


  • Gasparino, Alba. (2009). Psicosomática y Adolescencia. Clínica y Salud20(3), 281-289. Recuperado en 01 de enero de 2019, de http://scielo.isciii.es/scielo.php?script=sci_arttext&;pid=S1130-52742009000300009&lng=es&tlng=es.
  • Green, A. (2005). Teoría. En A. Maladesky, B. Lopez y Z. López, Psicosomática. Aportes teórico-clínicos en el siglo XXI. Buenos Aires: Editorial Lugar.
  • Winnicott, D. (2010). El trastorno psicosomático En Exploraciones psicoanalíticas, Tomo I. Buenos Aires: Editorial Paidós.
  • Berrocal, Carmen, Fava, Giovanni A., & Sonino, Nicoletta. (2016). Contribuciones de la Medicina Psicosomática a la Medicina Clínica y Preventiva. Anales de Psicología, 32(3), 828-836. https://dx.doi.org/10.6018/analesps.32.3.219801
  • Satsangi AK, Brugnoli MP. Anxiety and psychosomatic symptoms in palliative care: from neuro-psychobiological response to stress, to symptoms’ management with clinical hypnosis and meditative states. Ann Palliat Med. 2018;7(1):75‐111. doi:10.21037/apm.2017.07.01

Bu metin yalnızca bilgilendirme amaçlı sunulmuştur ve bir profesyonelle görüşmeyi yerine geçmez. Şüpheleriniz varsa, uzmanınıza danışın.