Ağız Ülserleri ya da Yaraları: Bilmeniz Gereken Her Şey
Ağız ülserleri ya da yaraları dudaklarda ya da diş etlerinin dibinde görülen lezyonlardır. Yanakların iç kısmında, damakta ve bademciklerin çevresinde de görülebilirler.
Bu lezyonlar genellikle acı vericidir; bu nedenle dişlerinizi fırçalamak, yemek yemek, bir şeyler içmek ya da konuşmak gibi aktiviteler bazı rahatsızlıklara neden olabilir. Ağız ülserleri genellikle etrafında kırmızı bir alan olan beyazımsı bir oval görünümündedir.
Uzmanlar, bunların nüfusun yaklaşık %25’ini etkilediklerine inanmaktadır. Kadınlarda, ergenlerde ve bu rahatsızlığa dair bir aile öyküsü olan insanlarda daha sık görülürler. Bulaşıcı değildirler ve nadiren bunlara sahip olan kişi için sağlık riski oluştururlar.
Okumaya devam edin: Herpetik Keratit Neden Olur?
Ağız Ülserleri Türleri
Ağız ülserleri farklı şekillerde sınıflandırılabilir. Yalnızca çok nadir görülürlerse, akutturlar. Ancak tekrarladıklarında kronik olarak kabul edilirler. Klinik belirtilerine göre üç tipte olabilirler: majör, minör ya da herpetiform. Hadi bunların her biri hakkında daha fazlasını öğrenelim:
Majör
Majör ülserler ya da pamukçukların çapları 10 milimetreden fazladır ve tek başlarına ya da gruplar halinde görünebilirler. Bu ülserler dokuya daha derin nüfuz eder ve genellikle bir haftadan fazla sürerler, hatta bazıları aylarca orada kalır. Kaybolduklarında iz bırakabilirler ve genellikle dudaklarda, damakta, dilde, yutakta ve yanaklarda gerçekleşirler.
Minör
Küçük pamukçuk yaralarının çapı 10 milimetreden azdır ve bu durumun en sık görülen şeklidirler. Sığdırlar ve dilin kenarlarında ya da dudakların ya da yanakların iç mukozasında bulunurlar. Bitişik bölgelere yayılan yoğun bir acıya neden olurlar, ancak çoğu zaman bir haftadan kısa sürede kendiliğinden kaybolurlar. Aralıklı bir biçimde birkaç kez görünürler.
Herpetiform
Bu tür ağız ülserleri, uçukların neden olduğu yaralara benzer yaralar oluşturur. Herpetiform, yeniden ortaya çıkma eğiliminde olmasına rağmen bulaşıcı değildir. Asla 3 milimetreden büyük olmayan birkaç küçük grupta oluşur. Bazen daha büyük lezyonlar oluşturmak için bir araya gelir.
Ağız Ülserleri ya da Ağız Yaraları Neden Ortaya Çıkar?
Ağız ülserlerinin ortaya çıkmasının pek çok nedeni vardır. Çoğu durumda, aşağıdaki tetikleyicilerden kaynaklanır:
- Yanlış hizalanmış, kırılmış ya da kendini ısıran dişlerin ovması. Takma dişler ya da braketler söz konusu olduğunda gerçekleşen yetersiz sürtünme de bir sorun olabilir.
- Şiddetli fırçalama ya da sodyum lauril sülfat içeren diş ya da ağız hijyeni ürünlerinden kaynaklanan yaralanma.
- Sigara kullanmanın neden olduğu yanıklar ya da çok sıcak yiyeceklerin yol açtığı yanıklar.
- Kadınlarda bazı ilaçlara ve menstrüasyonun neden olduğu hormonal değişikliklere tepki.
- Duygusal stres ve uyku eksikliği.
Bazen ağız ülserlerine B12 vitamini, çinko, folik asit ya da demir eksikliği neden olur. Ağızdaki bakterilere karşı alerjik bir yanıt da olabilirler.
Bu lezyonların; enflamatuvar bağırsak hastalığı, şeker hastalığı, HIV/AIDS, Crohn hastalığı, çölyak hastalığı, otoimmün hastalıklar ya da ağız kanseri gibi ciddi sağlık sorunlarının bir belirtisi olduğu daha ciddi vakalar vardır.
Bu yazımız da ilginizi çekebilir: Dünya AIDS Günü Hakkında Her Şeyi Öğrenin
Ağız Ülserleri İçin Tedaviler
Çoğu ağız ülseri ya da ağız yarası zararsızdır ve tedavi gerektirmez. Genellikle 7-14 gün içinde remisyona girerler. Prensip olarak; bunlara ürünlerin, yiyeceklerin ya da ilaçların neden olup olmadığını belirlemek uygun olacaktır. Bu durumda yapılacak en iyi şey, bu öğeleri herhangi bir soruna yol açmayacak başka ürünler ile değiştirmektir.
Eğer bunlar bir yaralanmanın sonucuysa ya da nedenleri bilinmiyorsa, pamukçuk tedavisi, rutininizde bazı değişiklikler yapmaktan ve semptomları hafifletmek için doğal ilaçlar kullanmaktan oluşur:
- Ağzınızı ılık, hafif tuzlu su ile çalkalayın: Bunu dört dakika boyunca günde üç kez yapın. Sonra, soğuk suyla gargara yapın.
- Bol sıvı tüketin ve sıcak, baharatlı, narenciyeli ya da çok tuzlu ya da baharatlı yiyeceklerden kaçının. Elbette, tütünden kaçının.
- Parasetamol gibi reçetesiz satılan ağrı kesiciler alabilirsiniz.
- Spor yapmak ya da stres için rahatlama teknikleri uygulamak, dikkatinizi rahatsızlıktan uzaklaştıracak seçeneklerdir.
- Yumuşak kıllı bir diş fırçası kullanın ve dişleriniz kötü durumdaysa diş hekiminizi ziyaret edin.
Semptomların çok şiddetli olması, ev ilaçlarının işe yaramaması ya da sorunun tekrar ortaya çıkması durumunda, doktorunuzu ziyaret etmenizi kesinlikle tavsiye ederiz. Ev ilaçlarından ve rutininizdeki bir değişiklikten daha fazlasına ihtiyacınız olabilir.
Olası Komplikasyonlar
Ana potansiyel komplikasyon, problemin çok sık tekrar ortaya çıkması ya da ülser süperenfeksiyonunun meydana gelmesidir. Bunun gerçekleşmesini önlemek için doktorunuz klorheksidin hidroklorür, heksetidin, povidon-iyot, benzalkonyum klorür ya da sodyum borat içeren topikal oral antiseptikler reçete edebilir.
Doktorunuz bunların nasıl uygulanmaları gerektiğini belirtmelidir. Bazı durumlarda, özellikle ülserler büyükse ya da tekrar ediyorsa doktorlar antibiyotik dahi reçete edebilir.
Ağız Ülserlerinden Kaçınmak ve Öneriler
Uçuk oluşumunu önlemenin en iyi yolu uygun hijyen alışkanlıklarını sürdürmektir. Günde en az üç kez dişlerinizi fırçalamalı, diş ipi ve tahriş edici olmayan bir durulama suyu kullanmalısınız. Ayrıca yılda en az bir kez diş hekiminizi ziyaret etmelisiniz.
Sağlıklı ve dengeli bir beslenme düzeni bu durumu önlemeye yardımcı olur. Eğer durum tekrarlıyorsa en çok tavsiye edilen şey; asitler, baharatlar ya da çok acılı yiyecekler gibi ağzı tahriş edebilecek gıdalardan kaçınmaktır. Olası alerjilerin de farkında olmak önemlidir.
Düzenli fiziksel aktivite ve gevşeme teknikleri uygulamak stresi kontrol etmek için etkili önlemlerdir. Ağız ülserleri genellikle bir endişe nedeni olmamalarına rağmen, bazı durumlarda tıbbi yardım gerektirirler. Dikkat edilmesi gereken bazı durumlar şunlardır:
- Yavaş yavaş yayılmaya ve büyümeye başlarlarsa.
- Çok fazla ağrı ya da rahatsızlığa neden olurlarsa.
- Üç haftadan fazla sürdüklerinde.
- Garip görünüyorlarsa ya da ağızda leke oluştururlarsa.
Ayrıca ağrı çok şiddetli olduğunda ya da bu yaralar ateş gibi ek semptomlar oluşturduğunda bir uzmana gitmenizi tavsiye ederiz. Bazen bu küçük önlemler, gelecekte büyük sorunlardan kaçınmak için çok önemlidir.
Tüm alıntı yapılan kaynaklar, kalitelerini, güvenilirliklerini, güncelliklerini ve geçerliliklerini sağlamak için ekibimiz tarafından derinlemesine incelendi. Bu makalenin bibliyografisi güvenilir ve akademik veya bilimsel doğruluğa sahip olarak kabul edildi.
- Sánchez Ñamo, I. J. (2015). Efectos que producen las prótesis totales removibles mal adaptadas AUTORA: Irma Jacqueline Sánchez Ñamo TUTOR: Dr. Silvio Gustavo Coronado Sarmiento. Guayaquil, Junio (Bachelor’s thesis, Universidad de Guayaquil. Facultad Piloto de Odontología).
- Rodríguez, G. (1998). Ácido fólico y vitamina B12 en la nutrición humana. Revista Cubana Aliment Nutr, 12(2), 107-19.
- Bascones-Martínez, A., Figuero-Ruiz, E., & Esparza-Gómez, G. C. (2005). Úlceras orales. Medicina clínica, 125(15), 590-597.
- Pontón, Mariano Marx-Sánchez, et al. “Prevalencia de alteraciones bucales en el Centro Dermatológico Dr. Ladislao de la Pascua.” Dermatología Revista Mexicana 61.2 (2017): 87-97.
- Weber, P., and F. Pascal. “Aftas y aftosis.” EMC-Tratado de Medicina 21.4 (2017): 1-7.
- Mendieta Álvarez, Verónica Andrea. Efectos negativos del tabaquismo en la enfermedad periodontal. BS thesis. Universidad de Guayaquil. Facultad Piloto de Odontología., 2019.
- Rodríguez Guerrero, Katiuska, Rafael Alberto Clavería Clark, and Maritza Peña Sisto. “Consideraciones actuales sobre envejecimiento y cáncer bucal.” Medisan 20.12 (2016): 2526-2535.
- Vázquez Marrero, Annia Iris, Milagros de la Caridad Pérez Suárez, and Marlen Esperanza García Zaldívar. “Eficacia del láser en el tratamiento de la estomatitis aftosa recurrente.” Correo Científico Médico 23.1 (2019): 281-287.
- Pernas, Mayra García, et al. “Efecto del oleozón oral en el tratamiento de las aftas bucales.” Revista Cubana de Medicina Natural y Tradicional 3 (2020).