Bağışıklık Tepkisi: Bilmeniz Gereken Her Şey
Bağışıklık tepkisi insan vücudunun gerekli bir mekanizmasıdır ve bu mekanizmayı kendimizi sağlığımıza tehlikeli olabilecek dış ajanlardan korumak için kullanırız. Ayrıca farklı süreçler ve hücrelerden oluşturulmuştur. Bugün size bu konuda bilmeniz gereken her şeyi anlatacağız.
Bağışıklık Tepkisi: Genel Bir Bakış
Bağışıklık tepkisi vücudun zararlı olarak algıladığı dış ajanları tanımak ve ortadan kaldırmak için sürdürdüğü bir dizi fenomendir. Bu fenomenler ayrıca antijenler olarak da bilinen bu yabancı maddelerin tanınmasına bağlıdır.
Antijenler genellikle virüslerin, bakterilerin ve mantarların yüzeylerinde bulunur. Benzer şekilde kimyasallar gibi etkinlik göstermeyen maddelerde de bulunurlar; diğer farklı materyal ya da toksinler de antijenler olabilir.
İnsanlar iki farklı bağışıklığa sahiptir. Bugün sizlere bunların her birinin ne olduğunu açıklayacağız.
Bu yazımız da ilginizi çekebilir: Timüs Bezi: Bağışıklık Sisteminin Yöneticisi
Doğuştan Gelen Bağışıklık
Doğuştan gelen bağışıklık spesifik değildir. Belirli bir antijen ile temasa geçmeden önce dahi mevcuttur ve adından da anlaşılabileceği üzere tüm insanlar bununla birlikte doğar. Bu bağışıklık tepkisi türünü iki farklı mekanizmaya ayırabiliriz:
- Bariyerler, maddenin vücuda geçişini engelleyen deri gibi fiziksel, ya da kimyasal olabilir. Vücutta mevcut olan pek çok kimyasal bariyer söz konusudur. Bunlara bazı örnekler burun akması, göz yaşları, tükürük ya da vajinal akıntıdır. Bu maddeler bir bakteri ya da virüsün hayatta kalmasını zorlaştıran özelliklere sahiptir. Vajinal akıntının pH değerinden bir örnek olarak bahsedebiliriz, pek çok patojen burada hayatta kalamaz.
- Kompleman sistemi, enflamasyon mekanizması ve fagositlerden oluşan hücresel mekanizmalar. Bu üç mekanizmanın da temeli kanda bulunan ve kan damarlarında sürekli bir şekilde dolaşan maddelerdir. Bu sistemler vücuda giren herhangi bir yabancı ajanın ortadan kaldırılması söz konusu olduğunda aktif hale gelir.
Spesifik Bağışıklık Türleri
Bu ikinci tip bir bağışıklık tepkisi olarak adlandırılabilir. Doğuştan gelen tepkinin tam aksine, gelişmiş bir spesifik bağışıklık ile doğmayız. Bunlar vücut çeşitli antijenler ile etkileşime girdiğinde şekil alır. Patojenleri ortadan kaldırmak söz konusu olduğunda daha hızlı ve daha etkili hale gelir.
Bu tür bağışıklıktan sorumlu olan doku dalak ya da timus gibi organlardan ve lenfatik damarlardan oluşan lenfoid dokudur. Bu doku bu türdeki bir bağışıklık tepkisini gerçekleştirmekten sorumlu hücreler olacak olan lenfositlerin üretimine ev sahipliği yapar.
Bu nedenle, antijenlerin epitop adı verilen belirli kısımları vücudu yeni istila eden antijenleri tanır. Bunlardan bir tanesi vücuda girdiğinde doğuştan gelen bağışıklık daha hızlı bir şekilde aktif hale gelir, ancak daha az etkilidir. Benzer şekilde, adaptif olan daha yavaştır ancak çok daha etkilidir.
Bir lenfosit bir antijenin epitopunu tanıyacaktır. Bunu bilmiyor olabilirsiniz ancak lenfositler patojenleri ortadan kaldırmak ile sorumlu olan antikor şeklinde adlandırılan maddelerin üretiminden sorumludur. Buna ek olarak, bu lenfosit antijeni temizlemeye yardımcı olmak üzere bölgeye gelecek olan daha fazla lenfositi de aktif hale getirecektir. Bu, birincil spesifik bağışıklık tepkisidir.
Birincil bağışıklık tepkisinin yanında hafıza lenfositleri üretimi de söz konusudur. Bu hafıza lenfositleri aynı antijen türü ile etkileşime geçtiklerinde spesifik bir bağışıklığı mümkün kılacaklardır. Hatta zarar verici ajanı ortadan kaldırmak üzere daha hızlı bir şekilde aktif hale gelirler. Bu, ikincil bağışıklık tepkisi olarak bilinir.
Pasif ve Aktif Bağışıklık
Aktif bağışıklık yukarıda bahsettiğimiz kompleks ile ilgilidir. İnsan vücudu bunu bir antijen ile temasa geçtiğinde doğal bir şekilde yapar. Doğuştan gelen bağışıklık tepkisi önce gerçekleşir, sonra ise birincil spesifik tepki gerçekleşir ve ardışık temas durumunda ikincil bağışıklık tepkisi de aktif hale getirilir.
Benzer şekilde, spesifik antikorlar pasif bağışıklıktaki antijenler ile temas etmeden vücutta zaten dolaşmaktadır. Bu sadece iki kez gerçekleşebilir:
- Yeni doğan bebeklerde, annenin hamileliği sırasında bebeğine geçirdiği antikorlar sayesinde.
- Aşılanmış kişilerde, çünkü aşılar hastalığa gerçekten neden olmadan hafıza lenfositlerinin üretimini tetikleyen patojenlerin antikorları ya da parçalarından yapılabilir.
Daha fazlasını öğrenin: Otoimmün Hastalıklar Hakkında Bilmeniz Gereken 5 Şey
Bağışıklık Tepkisi Bir Savunma Sistemidir
Bağışıklık vücudun doğal bir savunma sistemidir ve buna bakmanın ve sürekliliğini sağlamanın pek çok yolu vardır. Aşılarımız konusunda güncel olmalıyız ve ayrıca bağışıklık sistemimizi iyi durumda tutmak için elimizden gelen her şeyi yapmalıyız.
Tüm alıntı yapılan kaynaklar, kalitelerini, güvenilirliklerini, güncelliklerini ve geçerliliklerini sağlamak için ekibimiz tarafından derinlemesine incelendi. Bu makalenin bibliyografisi güvenilir ve akademik veya bilimsel doğruluğa sahip olarak kabul edildi.
- Brocklehurst P, Brearley S, Haque K, Leslie A, Salt A, Stenson B, et al. The INIS Study. International Neonatal Immunotherapy Study: Non-specific intravenous immunoglobulin therapy for suspected or proven neonatal sepsis: An international, placebo controlled, multicentre randomised trial. BMC Pregnancy Childbirth. 2008 Dec 8;8.
- Tortora GJ, Derrickson B. Introducción al cuerpo humano. Editorial médica panamericana; 2008.
- Introducción a la inmunología humana – Leonardo Fainboim, Jorge Geffner – Google Libros [Internet]. [cited 2020 Apr 6]. Available from: https://books.google.es/books?hl=es&lr=&id=V2Bds_6ubMwC&oi=fnd&pg=PA230&dq=sistema+inmune+humano&ots=AQQQS_V5It&sig=4DIw3uOHpDr1OYcfZ_Wo7YJM2jY&redir_esc=y#v=onepage&q=sistema inmune humano&f=false