Çocuğunuzun Ölümle Başa Çıkmasına Nasıl Yardımcı Olursunuz
Ölüm hayatın bir parçasıdır. Bağlı olduğumuz ve sevilen biri öldüğünde, bu durum onları seven herkesi üzer. Çocuğunuzun ölümle başa çıkmasına yardımcı olmak zor olabilir, çünkü kaybın ağırlığını kavrayamazlar ve duygularını korkusuzca ifade edebilmeleri gerektiğini anlayabilmeleri için onlara yardımcı olmalıyız.
“Ölüm” kavramı yaşa bağlıdır
Çocuğun ölümün anlamı hakkındaki anlayışı yaşına bağlıdır. 2 yaşına kadar olan bir bebek için ölüm, sadece ölen kişinin orada olmamasıdır. 5 yaşına kadar çocuklar ölümün geçici ve geri dönüşü olan bir durum olduğuna inanabilirler. 5 ve 6 yaşları arasında, bunun kalıcı olduğunu anlayabilir ve yaşam ile ölüm arasındaki farkı anlayabilirler.
İnsanların ölebileceğini bilirler, ama 8 veya 9 yaşına kadar kendilerinin de ölebileceklerini fark etmezler. 10 yaşından sonra ölümün anlamını tam olarak kavrayabilirler.
Çocukların ölüme tepkileri
Bir çocuk sevdiği birinin ölümüyle yüzleşmek zorunda kaldığında, buna tepkisi ailesinin geri kalanında gözlemlediği tepkilere bağlı olarak değişecektir. Konu hakkında açıkça konuşan ailelerde, çocuk acısını ve üzüntüsünü ifade etme şansına sahip olacaktır. Ölümü tabu olarak gören aileler için çocuğun yüzleşmesi daha zor olacaktır, çünkü hissettiklerini nasıl ifade edeceklerini bilemezler.
Bazı çocuklar acılarını sessizce ifade ederken, bazıları üzüntülerini gösterebilir. Öte yandan, bazıları kontrolsüz ve meydan okurcasına davranabilir. Duygusal regresyon, kaygı, öfke ve depresyon belirtileri de görülebilir. Ayrıca tepkiler, çocuğun ölen akrabası ile olan ilişkisine de bağlı olacaktır.
Çocuğun yaşına bağlı olarak, ölüme verilen tepkilerle okulda da karşılaşılabilir. Dikkat eksikliği ve konsantrasyon gibi sorunlar oluşabilir, hafızada sorunlar yaşanabilir (unutkanlık sık görülür) ve okul performansı düşebilir.
İlginizi çekebilir: Çocukluk Dönemindeki 6 Duygusal Yara
Çocuğunuzun ölümle baş etmesine yardımcı olacak yöntemler
Çocuğun yaşı ölümle başa çıkma şekillerini etkilediği gibi, kaybettikleri akrabalarına ne kadar yakın oldukları da aynı derecede önemlidir. Büyükbabanın, büyükannenin, amcanın veya kuzenin ölümü, bir ebeveynin veya erkek kardeşin ölümü kadar travmatik olmayacaktır. Bununla birlikte, mümkünse, sevdiklerinin kaybının üstesinden gelmek için ölümle yüzleşmelerine, acılarını ifade etmelerine ve yas sürecine başlamalarına yardımcı olmak önemlidir.
Mümkün olan en kısa sürede haber verin
Onlara sevilen birinin ölümünü bildirmek için mükemmel bir zaman yok. Bir çocuğun bir akrabanın ölümüyle başa çıkmasına yardımcı olmak için mümkün olan en kısa zamanda kaybı haber vermelisiniz. Ölen anne ya da baba ise, haberi hayatta olan ebeveynin vermesi daha iyidir. Eğer sizin için çok yıkıcıysa, belki başka bir yakın akrabanıza sorumluluk verilmelidir.
Hafifletici cümlelerden kaçının
Büyükannen “ayrılmadı”. Çocuklara ölümün kesin olduğu net olarak söylenmelidir. Tüm sorularına mümkün olan en doğal ve sakin şekilde cevap verin. Yaşları için uygun dili kullanın, çocuğun durumu anladığından emin olmalısınız.
Çocuğa size sormadıkları soruların cevaplarını vermenize gerek yoktur. Yaşlı ya da hasta bir insansa, yaşlandıktan ya da hastalandıktan sonra hepimizin öleceğini açıklayın. Ayrıca, bir kaza söz konusuysa, olanların ölen kişinin bedenini kötü etkilediğini açıklayabilirsiniz.
Duygularını ifade etmelerine izin verin
Bir baba veya annenin ölümü büyük bir boşluk yaratır. Hayatta olan ebeveyn, haberleri aldıktan sonra veya cenaze sırasında çocuğun tüm duygularını veya duygusal ihtiyaçlarını karşılamaya çalışmalıdır. Başka bir deyişle, çocuğunuzun ağlamak için sizin omzunuza ihtiyacı olabilir. Diğerlerinin konuşmaları gerekecek. Cenazede oyun bile oynayabilir veya hiper aktif olabilirler. Serbestçe hareket etmelerine izin verin. Oynarken, onları ezen duygulardan uzaklaşıyor olabilirler.
Aşırı koruyucu olmaktan kaçının
Bazı ebeveynler çocuklarını ölümden korumak zorunda olduklarını düşünürler. Bu çocukların cenazelere katılmalarına, ağlamalarına ve ölenler hakkında konuşmalarına izin verilmiyor. Hatta çocukları acıdan korumak için ölümle ilgili hikayeler bile icat ediyorlar.
İyi niyetli olmalarına rağmen, bu durum çocuklara yardımcı olmaz. Gençlerin duygularını ifade etmeleri ve ölen akrabalarını ne kadar özledikleri hakkında konuşmaları gerekir.
Kendi acınızı ifade edin
Çocuğunuzun sevdiklerinizin ölümü için yas tuttuğunuzu görmesi iyidir. Sizi etkisi altına alan acıyı ve tuttuğunuz yası açıkça ifade ettiğinizi görmek, onun da sevilen bir aile bireyinin kaybı nedeniyle hissettiklerini ifade etmesine yardımcı olacaktır. Kendi duygularınızı ifade edebiliyor olmanız, çocuklarınızın bir akrabalarının ölümüyle başa çıkmalarına yardımcı olmanın da bir yoludur.
Ağlamak, sevdiğiniz birini kaybetmenin getirdiği büyük acıyı yaşarken gerekli ve doğaldır. Dikkatli olmanız gereken konu, çocuklarınızı korkutmamaktır. Çocuklarınız sizi yıkılmış halde görmemelidirler çünkü o zaman sizi de kaybedeceklerini düşünürler. Sizin kendi acınızı yönetme şekliniz onların kayıplarının üstesinden gelmelerine yardımcı olacaktır.
Ayrıca bakınız: Duygusal Acıların Üstesinden Gelmenin Beş Yolu
Veda etmek yas tutma sürecine başlamak için çok önemlidir
Çocuğun kaybedilen kişinin cenazesine katılıp katılmayacağı aileye ve çocuğa bağlı olacaktır. Eğer yaşları yeterince büyükse, bir cenazede neler olduğunu açıklamak önemlidir. Çocuklar katılmak isteyip istemediklerine kendileri karar verebilirler ve bu sorun değildir.
Cenazeye katılmaya karar veren çocuklar her an gitmek isteyebilirler. Kararlarına saygı duyun; onları orada kalmaya zorlamayın. Bu durumda, siz ve çocuğunuzun güvendiği biriyle konuşmanız iyidir, böylece ayrılmak istedikleri takdirde ayrılabilirler.
Her durumda, çocuğun veda etmesine izin verin. Çocuk cenazeye katılmak istemiyorsa, bunu bir mektup yazarak yapabilir. Ayrıca daha sonraki bir tarihte mezarı ziyaret edebilirler. Veda etmek, yas tutma sürecine başlamak açısından hayati öneme sahiptir ve çocukların bir akrabanın ölümü ile başa çıkmasına yardımcı olur, ancak bunun ölen akrabanın bedeninin önünde olması gerekmez.