Bu İpuçları ile Aftları Tedavi Edin

Bu İpuçları ile Aftları Tedavi Edin

Son Güncelleme: 24 Şubat, 2022

Aftlar genelde viral enfeksiyonlar sonucu ortaya çıksa da bazen aftın nedenini tam olarak bilmek mümkün olmayabilir. Bu ipuçlarını takip ederek aftları tedavi edin ve oluşmalarını önleyin.

Aftlar söz konusu olduğunda onların bir çeşit ülser veya ağızda oluşan açık yaralar olduğu ve çok can yakabilecekleri unutulmamalıdır. Genelde beyaz veya sarı renkli olur ve aftı çevreleyen ağız içi dokusu parlak kırmızıdır.

Bu ülserler bedenin bağışıklık (koruma) sistemindeki sorunlar ile bağlantılı olabilir çünkü aftlar genelde dişçi müdahalesi veya kazara dilinizi veya yanağınızı ısırmak gibi ağız içerisinde oluşan zedelenmelerden sonra ortaya çıkarlar.

Aftları nasıl tedavi edip önleyebileceğinizi öğrenmek için okumaya devam edin.

Aftlara ne sebep olur?

  • Duygusal stres.¹
  • Beslenme düzeninde demir, folik asit veya B12 gibi vitaminler ve çeşitli minerallerin eksikliği.
  • Hormonal değişiklikler.
  • Adet döngüsü.

Kadın veya erkek fark etmeksizin aftlar herkeste çıkabilir, ancak kadınlarda daha sık görülmektedirler ve bazı durumlarda kalıtsal olabilirler.

Aft belirtileri

  • Kırmızı ve acılı ufak bir nokta zaman içerisinde ülsere dönüşür.
  • Ülserin rengi sarımsıdır.
  • Rahatsızlığa ve bazen ateşe neden olur.

Ülserin boyutuna bağlı olarak aftın neden olduğu acı genelde 7 ila 10 gün sürer ancak bazı vakalarda 3 haftaya kadar devam ettiği görülmüştür.

Aftları tedavi edin ve oluşmasını önleyin

aft-2

Bu ağız yaralarının oluşmasını önlemek için en etkili yöntemlerden birisi bitkisel ve hayvansal protein içeren yiyeceklerde bulunan demir ve çeşitli vitaminlerin yeterli miktarda alındığından emin olmaktır.

  • B2 vitamini: Bu vitaminin yeterli miktarda alınmadığında ağzın kenarlarında ve ciltte çatlaklar oluşur. Ekmek, tam tahıllar, yeşil yapraklı sebzeler ve sütte bulunur.
  • B3 vitamini: Bu vitamin diğer oral hastalıkların oluşmasını da önlemeye yardımcı olur. Kırmızı ve beyaz etlerde, sütte, süt ürünlerinde ve yumurtada bulunur.
  • Folik asit: Folik asit eksikliği aft ve anemi gibi hastalıklardan anlaşılabilir. Ancak aşırı miktarda folik asit almak da zararlıdır, bu nedenle eğer folik asit takviyesi alacaksanız doktorunuza danışmalısınız.
  • B12 vitamini: Bu vitamini yeterli miktarda almak için deniz ürünleri, et ve süt ürünleri tüketilmesi önerilir.
  • C vitamini: C vitamini eksikliği doğrudan aftlara neden olmayacaktır, ancak diş eti kanamasına yol açabilir. C vitamini açısından zengin yiyecekler ise narenciyeler, meyveler ve sebzelerdir.

Ayrıca bu konuda size yardımcı olabilecek iki grup yiyecek daha bulunmaktadır. Bu gruplardan birisi probiyotikler ve öbürü de omega-3 içeren besinlerdir. Bu iki grup yiyeceğin de anti-enflamatuar özellikleri vardır.

Kentucky Üniversitesi’nde yapılan bir çalışma, bu gruplardaki besinlerin antibakteriyel potansiyelleri olduğunu göstermektedir.² Bu tarz yiyeceklerin faydasını görebilmek için onları olabildiğince doğal tüketmeli, işlenmiş hallerini tercih etmemeliyiz.

Taze yoğurt ve fermente süt ürünleri doğal probiyotikler içerir. Balık, ayçiçeği yağı ve ceviz, badem gibi yemişler omega-3 içerir.

Unutmayın

Eğer günlük beslenme düzeniniz besin açısından yetersizse ağzınızda aft çıkma olasılığı daha fazladır; bu yüzden aftların neden olduğu acıyı ve rahatsızlığı nasıl dindirebileceğinizi bilmeniz faydalı olabilir.

Çoğu doktor aftların zaman içerisinde kendiliğinden geçtiğini söylese de, iyileşme sürecini hızlandırıp acınızı azaltmak için yapabileceğiniz çeşitli şeyler var.

  • Eczanelerden aftlara karşı özel olarak hazırlanmış gargaralar alabilirsiniz, biz orta sertlikte olanlarını öneriyoruz.
  • Su içerisine tuz veya karbonat katarak evde bir gargara hazırlayıp onu kullanabilirsiniz.
  • Bir miktar hidrojen peroksit ve suyu karıştırıp, bir parça pamuk ile doğrudan aftın üstüne uygulayabilirsiniz.

Bunların hepsini gerekli gördüğünüz sıklıkta uygulayabilir ve aftınızın daha hızlı iyileşmesini sağlayabilirsiniz.


Tüm alıntı yapılan kaynaklar, kalitelerini, güvenilirliklerini, güncelliklerini ve geçerliliklerini sağlamak için ekibimiz tarafından derinlemesine incelendi. Bu makalenin bibliyografisi güvenilir ve akademik veya bilimsel doğruluğa sahip olarak kabul edildi.



Bu metin yalnızca bilgilendirme amaçlı sunulmuştur ve bir profesyonelle görüşmeyi yerine geçmez. Şüpheleriniz varsa, uzmanınıza danışın.