Asit Olmayan, Opioid Olmayan Analjezikler
Opioid olmayan analjezikler içerisinde farklı etki mekanizmalarına sahip çeşitli maddeler içerirler. Tipik steroidal olmayan anti-enflamatuvar ilaçların (NSAID’ler) ve COX-2 seçici inhibitörlerinin yanında, parasetamol ya da asetaminofen ve metamizol gibi maddeler bu gruba aittir.
Opioid olmayan analjezikler kimyasal özelliklerine göre sınıflandırılabilir:
- Asit. İburoprofen, asetilsalisik asit ya da diklofenak gibi NSAID’ler.
- Asit olmayan. Parasetamol ya da asetaminofen ve metamizol gibi ilaçlar. Bunlar, bu yazımızda odaklanacağımız ilaçlar bunlardır.
İki analjezik grubunun etki mekanizması da genel olarak prostaglandin sentezinde yatıyor olsa da, ileride açıklayacağımız küçük farklılıkları bulunmaktadır.
Asit Olmayan, Opioid Olmayan Analjezikler: Parasetamol ya da Asetaminofen
Parasetamol, anilin adlı kimyasal gruba dahil olan bir analjeziktir. Ağrı kesici ve antipiretik özelliklere sahiptir. Bundan dolayı, genellikle orta dereceli ağrı ve ateş ataklarının tedavisinde kullanılır.
Bu ağrı kesici 1877’de Almanya’da keşfedilmiştir. Bugün, yukarıda bahsettiğimiz sebepler için Avrupa ve Amerika Birleşik Devletlerinde en sık kullanılan ilaçtır. Jenerik bir ilaç olarak, ve Gelocatil® ya da Termalgin® gibi pek çok isim altında bulunur.
Etki Mekanizması
Parasetamolün siklo-oksijenaz (COX) enzimi üzerinde etki göstermesine rağmen anti-enflamatuvar bir ilaç değil de bir analjezik ve antipiretik olmasının sebebi, sadece merkezi olarak lokalize olan COX-3’ü inhibe etmesidir.
Bundan dolayı, prostaglandin sentez inhibisyonu periferik düzeyde gerçekleşmez ve ilaç bir anti-enflamatuvar olarak işlev göremez. Prostaglandinler ağrı hissinden sorumlu olan moleküllerdir. Sentezlerini inhibe edildikçe, kişinin ağrı eşiği artar.
Dahası, ateşli durumlarda, prostaglandin sentezinin inhibisyonu artar. İlaç COX-3’ü ve bundan dolayı bu moleküllerin sentezini inhibe ettiği için parasetamol vücut ısısını, bundan dolayı da ateşi azaltır.
Bu yazımız dikkatinizi çekebilir: Ağrı Kesicilerin Yaygın Sınıflandırılması
Parasetamolün Yan Etkileri
Bu ağrı kesicinin en önemli yan etkisi hepatotoksisitesidir. Bu, ilacın aşırı dozda alınması ve sonuç olarak ortaya çıkan metabolitlerin uygun bir şekilde nötralize edilememesi durumunda gerçekleşir. Bundan dolayı karaciğer etkilenir ve ortaya karaciğer nekrozu çıkar.
Parasetamol metabolizmasının toksik metaboliti glutatyon rezervleri ile nötralize edilen bir şeydir ve NAPQI ya da N-asetil-p-benzokinonimin olarak adlandırılır.
Hepatotoksisiteye ek olarak, bu ilaç şu tip diğer yan etkileri de tetikleyebilir:
- İntolerans
- Böbrek fonksiyonlarında değişiklikler
- Baş ağrısı
- Konfüzyon (kafa karışıklığı)
- Hipersensitivite (aşırı duyarlılık)
Asit Olmayan, Opioid Olmayan Analjezikler: Metamizol
Metamizol, pirazonlar adlı kimyasal gruba dahildir. Tıpkı parasetamol gibi metamizol da ateş ve ağrıyı tedavi eder.
Alman uzmanlar bu ilacı 1920 yılında sentezlemiştir. Bugün tüm diğer analjezikler gibi jenerik bir ad altında, ve Nolotil® gibi çok sayıda markanın adı altında pazarlanır.
Etki Mekanizması
Metamizol, antipiretik ve analjezik etkilerini pro-enflamatuvar olan prostaglandin sentezini azaltma yeteneğine borçludur. Bunun nedeni, prostaglandin sentetazı inhibe edebiliyor olmasıdır. Bu enzim, adından da anlaşılabildiği üzere, yeni prostaglandinlerin sentezini katalize eder.
Dahası, metamizol lipopolisakkarit kaynaklı ateşi de inhibe edebilme becerisine sahiptir. Buna ek olarak inositol fosfat sentezinin azalması sonucu hücre içi kalsiyumun inhibisyonu ile ilişkili spazmolitik etkileri de vardır.
Bu yazımızı da keşfedin: Diyetiniz için Gerekli 8 Anti-Enflamatuar Yiyecek
Metamizolün Yan Etkileri
Metamizol, herhangi bir önemli gastrointestinal yan etkiye neden olmaması nedeni ile prostasiklin sentezi üzerinde etkili olan diğer opioid olmayan analjeziklerden farklılık gösterir.
Bununla birlikte, diğer tüm ilaçlar gibi, başka yan etkilere neden olur. Bunların en önemlileri aşırı duyarlılık reaksiyonları ile ilgili olanlardır, örneğin:
- Öncelikle, agranülositoz. Bu ciddi bir yan etkidir. Vücudun yeterli beyaz kan hücresi üretmesine izin vermeyen veya beyaz kan hücrelerinin tahribatını artıran bir kemik iliği eksikliğinden kaynaklanan bir durumdur. Sonuç olarak, beyaz kan hücresi sayısında bir düşüş görülür.
- Ayrıca lökopeni. Kan lökositlerinin sayısında görülen bir azalma.
- Son olarak, trombositopeni. Kan trombositlerinin sayısında bir azalma.
Kısaca, enflamatuvar süreçler ve ateşe neden olan hastalıkların kontrol edilmesinde dünyadaki en çok tüketilen iki anti-enflamatuvar ilacı oluşturan bu ilaçların önemini hatırlamalısınız.
Ancak, diğer tüm ilaçlar gibi bu ilaçlar da önemli yan etkilere sahiptir. Bu yan etkilerin çoğunu eğer kendi kendinize ilaç almaz ve doktorunuzun belirttiği tedavi süresine saygı gösterirseniz engelleyebilirsiniz. Eğer bu ilaçların kullanımı hakkında herhangi bir şüpheniz varsa doktorunuza ya da eczacınıza danışın.
Tüm alıntı yapılan kaynaklar, kalitelerini, güvenilirliklerini, güncelliklerini ve geçerliliklerini sağlamak için ekibimiz tarafından derinlemesine incelendi. Bu makalenin bibliyografisi güvenilir ve akademik veya bilimsel doğruluğa sahip olarak kabul edildi.
- Schug, S. A., Robert Garrett, W., & Gillespie, G. (2003). Opioid and non-opioid analgesics. Best Practice and Research: Clinical Anaesthesiology. https://doi.org/10.1053/bean.2003.0267
- Hebbes, C., & Lambert, D. (2008). Non-opioid analgesic drugs. Anaesthesia and Intensive Care Medicine. https://doi.org/10.1016/j.mpaic.2007.11.012
- Graham, G. G., & Scott, K. F. (2005). Mechanism of action of paracetamol. American Journal of Therapeutics. https://doi.org/10.1097/00045391-200501000-00008
- Ibáñez, L., Vidal, X., Ballarín, E., & Laporte, J. R. (2005). Agranulocytosis associated with dipyrone (metamizol). European Journal of Clinical Pharmacology. https://doi.org/10.1007/s00228-004-0836-y