Bronşiyolit Nedenleri, Belirtileri ve Tedavisi

Bronşiyolit, iki yaşın altındaki çocukların %20'sini etkiler. Bağışıklığı baskılanmış bebeklerde semptomlara neden olma olasılığı çok daha yüksektir. Bu yazımızda sizlere bronşiyolit hastalığından bahsedeceğiz.
Bronşiyolit Nedenleri, Belirtileri ve Tedavisi

Son Güncelleme: 30 Mayıs, 2021

Akut bronşiyolit (AB) çocuklarda çok sık görülen bir hastalıktır. Küresel olarak yıllık vaka oranı yaklaşık %10’dur. Yani her yıl iki yaş altı her 10 çocuktan biri bu hastalıkrann muzdariptir. Ayrıca, bu yaş grubunda (%1-5) solunum yolu enfeksiyonları nedeniyle hastaneye başvuruların en sık nedenidir.

Bronşiyolitin tanımı konusunda tıbbi bir fikir birliği olmamasına rağmen, genellikle nefes almada güçlük veya ıslık sesi ile ilişkilidir ve öncesinde soğuk algınlığı semptomları görülür.

Bronşiyolit hakkında her şeyi bilmek istiyorsanız, okumaya devam etmenizi öneririz.

Bronşiyolitin nedenleri

burun damlası damlatılan bebek
Bronşiyolit, iki yaşın altındaki çocuklarda oldukça yaygın görülen bir akciğer enfeksiyonudur.

Amerika Birleşik Devletleri Ulusal Tıp Kütüphanesine göre bronşiyolit, küçük çocuklarda yaygın görülen bir akciğer enfeksiyonudur. Klinik açıdan, akciğerlerin küçük hava yollarında (bronşiyoller) mukus birikmesi ile tanımlanır. Bu durum genellikle bir virüsten kaynaklanır.

Pediatría Integral (Türkçe: Kapsamlı Pediatri) dergisine göre bronşiyolit, kış aylarında ve ilkbaharın başlarında salgınlar halinde ortaya çıkar. En çok etkilenen nüfus grubu, üç ila altı aylık küçük çocuklardır. Bronşiyolitin en yaygın nedenlerinden bazıları:

1. Respiratuar Sinsityal Virüsü (RSV)

Paramiksovirüs ailesinden (Paramyxoviridae) negatif tek sarmallı bir RNA virüsüdür. Hastaneye yatış gerektiren bronşiyolit vakalarının %56’sına neden olur. Dünya çapında yaygındır. Aslında uzmanlar, dünyadaki neredeyse tüm çocukların dört yaşına gelmeden önce hastalıktan muzdarip olduğunu tahmin ediyor.

Bebeklerin yaklaşık%70’i yaşamlarının ilk yılında RSV ile enfekte olur. Bu vakaların çoğu asemptomatiktir.

2. Rinovirüs

Bu, Picornaviridae ailesinden bir virüs cinsidir. İnsanlarda en yaygın bulaşıcı ajanlardır (soğuk algınlığına neden olurlar). 110’dan fazla serolojik tip, türümüzde semptomlara neden olabilir. RSV’den daha az yaygın olmasına rağmen, rinovirüsler bebeklerde bronşiyolite neden olabilir.

3. İnsan parainfluenza virüsü tip 3 (HPIV3)

MSD Kılavuzları portalı, parainfluenza virüslerinin dört tipte sınıflandırıldığını belirtir. En çok bronşiyolit vakasına neden olan tip 3 olmasına rağmen, tip 1 ve 2 de buna neden olabilir. Parainfluenzanın neden olduğu enfeksiyonlar, RSV’nin neden olduğu enfeksiyonlardan ayırt edilemez. Ancak, genellikle daha az ciddidirler.

Daha detaylı bilgi için: Bronşiyektaziye Karşı Doğal Tedaviler

Risk faktörleri

Bronşiyolit herhangi bir çocuğu etkileyebilse de, emzirme döneminde ve bağışıklığı baskılanmış çocuklarda çok daha yaygındır. KidsHealth portalının belirttiği üzere en yaygın risk faktörlerinden bazıları şunlardır:

  • Bebek veya küçük çocuk olmak. Bebeklerin ve küçük çocukların burunları ve solunum yolları yetişkinlerden çok daha kırılgandır. Bronş ağaçlarının çapı daha kısa ve daha küçüktür. Bu yüzden şiştiğinde tıkanma olasılığı çok daha yüksektir.
  • Prematüre bir bebek olmak.
  • Bağışıklık sistemleri zayıf olan veya aynı zamanda pulmoner ve kardiyovasküler hastalıkları olan çocuklar.
  • Tütün dumanına maruz kalmak, çok sayıda çocuğun olduğu ortamlarda tekrar tekrar kalmak ve belirli toksik kimyasal bileşiklere maruz kalmak.

Genel olarak, küçük bir çocuk olmak en önemli risk faktörüdür. Yukarıda bahsettiğimiz gibi, bebeklerin yaklaşık %70’i yaşamlarının ilk yılında RSV ile enfekte olur. Ancak bu, bronşiyolitten muzdarip olacakları anlamına gelmez: sadece %22’sinde bronşiyolit semptomları gelişir.

Bronşiyolit belirtileri

Amerika Birleşik Devletleri Ulusal Tıp Kütüphanesi, çocuklarda bronşiyolitin en yaygın semptomlarından bazılarını özetlemektedir. Ancak, tüm çocuklarda bu semptomlar ortaya çıkmaz.

Bu semptomlardan bazıları:

  • Hırıltı ve nefes darlığı dahil olmak üzere nefes alma zorluğu.
  • Öksürük, yorgunluk ve ateş. Soğuk algınlığına özgü bu klinik belirtiler bronşiyolitten önce ortaya çıkar.
  • Çocuk nefes almaya çalışırken kaburgaların etrafındaki kaslar çökmesi(bu durum interkostal retraksiyonlar olarak adlandırılır). Bebeğin burun delikleri, daha fazla hava almaya çalışmanın sonucu olarak nefes alırken genişler.
  • Hızlı nefes alma (taşipne).

Bronşiyolit genellikle önceki klinik belirtilerden 24-48 saat sonra ortaya çıkar. Semptomlar genellikle 12 gün sürer. Etkilenen bebeklerin %18 kadarı 21 gün ve %9’u bir ay boyunca semptomlardan muzdariptir.

Olası komplikasyonlar

solunum maskesi takılı bebek
Çocuğunuzda nefes darlığı varsa, onu mutlaka bir doktora götürün.

Yukarıda bahsettiğimiz kaynakların da belirttiği gibi, yenidoğanlarda solunum kapasitesi kaybı ölümcül olabilir. Çocuğunuzda bronşiyolit semptomları varsa ve cildinin mavimsi (siyanoz) olduğunu fark ederseniz, onu hemen bir doktora götürmelisiniz. Siyanoz, bir oksijen eksikliği belirtisidir.

Solunumdaki duraklamalar, dehidrasyon ve düşük kan oksijen seviyeleri, bronşiyolitin şiddetli olduğunu gösteren diğer klinik belirtilerdir. Çoğu vakada, bu belirtiler yalnızca prematüre bebeklerde veya başka hastalıkları olan bebek ve küçük çocuklarda görülür.

Tedavi seçenekleri

Uzman portal Neumoped‘e göre, hiçbir ilaç bronşiyolit tedavisine yardımcı olamaz. Viral bir hastalık olduğu için doktorlar bebeğin bağışıklık sisteminin hastalıkla kendi başına savaşabileceğini ummaktadır. Çoğu vaka hafiftir ve tıbbi müdahale gerektirmez.

Antibiyotik tedavisinin boşuna olacağını vurgulamalıyız. Aslında bu, bebeğin içinde yaşayan bakteri suşlarını güçlendirebileceği için klinik tabloyu daha da kötüleştirebilir. Ancak, hastaneye yatırılan çocuklarda tedavi yaklaşımı büyük ölçüde farklılık gösterir.

Hastane tedavisi

Bir bebek bronşiyolit nedeniyle hastaneye yatırıldığında, doktorlar bebeğin normal solunum ritmini yeniden kazanmasına yardımcı olmaya odaklanır. Bunu yapmak için oksijen satürasyon seviyelerini %90 veya üzerinde tutmaya yarayan bir nazal kanül veya yüz maskesi aracılığıyla oksijen (%30-40) uygularlar. En şiddetli vakalar endotrakeal entübasyon gerektirebilir.

Öte yandan doktorlar hastanın doğal su dengesini yeniden kazanmasını sağlamaya çalışır. Bunun için oral rehidrasyon solüsyonları veya en şiddetli vakalarda intravenöz rehidrasyon solüsyonları uygularlar.

Evde bakım önerileri

Çoğu vaka evde sabır ve özveri ile tedavi edilebilir. Çocuğunuzun hastalıkla savaşmasına yardımcı olamasanız da, bir dizi çok basit eylemle semptomlarını yönetebilir ve hafifletebilirsiniz. Bunlar aşağıdakileri içerir:

  • Bebeğinizin yeterince sıvı tüketmesini sağlayın. Çocuğunuzun hastalık nedeniyle susuz kalmasını önlemek için yeterince su aldığından emin olun.
  • Sık sık burnunu antiseptik su ile yıkayın(irrigasyon). Hem bebeklerde hem de yetişkinlerde üst solunum yollarının tıkanıklığını gidermeye yardımcı olan eczanelerde reçetesiz satılan ilaçlar bulabilirsiniz. Bu, hastanın nefes almasını kolaylaştıracaktır.
  • Çocuğu uyurken bile dik tutun. Bu, yatarak olduğundan çok daha iyi bir şekilde ve yeterli hava hareketini teşvik edecektir.
  • Nemlendirici kullanın. Özellikle uyurken hasta çocuğunuzun odasına bir nemlendirici yerleştirmek her zaman iyi bir fikirdir. Bu, biriken mukusu yumuşatacak ve bu sayede öksürük ve burun tıkanıklığı semptomlarını hafifletmeye yardımcı olacaktır.

Tipik olarak kendi kendine düzelen yaygın bir hastalık

Bu yazı boyunca bahsettiğimiz gibi bronşiyolit, bebeklerde oldukça yaygın görülen bir hastalıktır. Bu nedenle, bebeğiniz bu hastalıktan muzdarip olursa endişelenmenize gerek yoktur. Çoğu vaka kendi kendine çözülür. Bu nedenle, sabırlı olun ve çocuğunuzu daha rahat ettirmek için bazı evde bakım yönergelerini izleyin.

Her durumda, “olası komplikasyonlar” bölümünde bahsettiğimiz klinik belirtilerden herhangi birini fark ederseniz, çocuğunuzu en kısa zamanda acil servise götürmelisiniz. Çocuğunuzun nefes alma kapasitesi tehlikeye girerse, hayatı tehlikede olabilir.


Tüm alıntı yapılan kaynaklar, kalitelerini, güvenilirliklerini, güncelliklerini ve geçerliliklerini sağlamak için ekibimiz tarafından derinlemesine incelendi. Bu makalenin bibliyografisi güvenilir ve akademik veya bilimsel doğruluğa sahip olarak kabul edildi.



Bu metin yalnızca bilgilendirme amaçlı sunulmuştur ve bir profesyonelle görüşmeyi yerine geçmez. Şüpheleriniz varsa, uzmanınıza danışın.