İdrar Kaçırma Hakkında Bilmeniz Gereken 6 Şey

İdrar kaçırma, bu durumdan muzdarip kişilerin duygusal sağlığını, cinsel ve sosyal hayatını etkiler. Bu yazımızda, yaygın görülen bu durum hakkında daha fazla bilgi edinin.
İdrar Kaçırma Hakkında Bilmeniz Gereken 6 Şey

Tarafından yazılmıştır Carolina Betancourth

Son Güncelleme: 16 Eylül, 2022

İdrar kaçırmak, mesanenin istemsiz bir şekilde idrar bırakmasıyla gerçekleşir. Bu da öksürürken ya da vücut üzerinde herhangi bir güç uygulandığında devamlı olarak yaşanır. Bu çok yaygın olmasıyla birlikte yetişkin kadınların %30’unu etkileyen bir sorundur. 

Çoğu durumda pelvis bölgesindeki kasların güçsüzleşmesinden kaynaklanır. Ancak, bu sorun doğal yoldan doğum yapıldığında, bazı ilaçları kullanınca ya da çeşitli vajinal enfeksiyonlardan dolayı da oluşabilir.

Belirtileri rahatsız edici ve utandırıcı olduğundan dolayı bu durumdan muzdarip olan kişiler için hijyenik ve psikolojik bir sorun haline gelir.

Buna ek olarak bu rahatsızlık, çoğu zaman yaşam kalitesini önemli ölçüde etkileyen bir noktaya gelir. Bunun sebebi idrarımızı kontrol etmekte zorlanmamız ya da hiç edemememizdir.

Her yaşta oluşabilen bu rahatsızlık genellikle doğumdan ya da menopozdan sonra gelişir. Herkes idrar kaçırma sorununu yaşayabileceğine göre hakkında bazı önemli bilgileri bilmek yararınıza olacaktır.

1. İdrara çıkma dürtüsüne karşı koymaktan dolayı oluşabilir

İdrarı uzun süre tutmak çok yaygın bir alışkanlıktır ve idrar kaçırmakla da doğrudan ilgilidir. İlk önce olumsuz bir etkisi olacakmış gibi görünmeyebilir. Bununla birlikte, zamanla mesaneyi güçsüzleştirir ve üretraya daha fazla baskı uygular.

Bu da istemsiz idrar çıkarmayla sonuçlanır, özellikle de egzersiz yaparken, gülerken, öksürürken ya da biraz baskı oluşmasına sebep olan başka bir aktivite yaparken.

Birçok uzman, mesanenin en az 4 saatte bir boşaltılması gerektiğini önerir, yani mesane bu sürede maksimum kapasitesine ulaşıyor.

2. Bu rahatsızlık pelvisteki kasların güçsüzleşmesinden dolayı gelişir

Bu rahatsızlığın oluşmasının bir nedeni de çoğumuzun pelvis kaslarımızı da geliştirmemiz gerektiğini unutuyor olmasıdır.

Şu anda, düzenli olarak uygulandığında bu bölgenin kuvvetini ve kontrolünü artıracak çeşitli egzersiz rutinleri de bulunmaktadır.

Diğer yandan, etkili bazı egzersizlerin bu sorun söz konusu ise olumsuz etkileri olabileceğini de unutmamak gerekir. Koşmak, zıplamak ya da yanlış bir şekilde ağırlık kaldırmak pelvik tabanının dokusunda esnemelere sebep olabilir ve böylece bu dokular büzülme kabiliyetini kaybeder.

3. Bazı yiyecekler idrar kaçırma riskini artırır

Bazı yiyecekleri fazla tüketmek bu sağlık probleminin oluşma riskinin artmasıyla ilişkilendirilir. Bunun sebebi bu yiyeceklerin yapı maddelerinde bulunan bileşenlerin mesaneyi tahriş etmesi ve sıvıyı atmak için daha sık büzülmesine yol açmasıdır.

Ayrıca bu rahatsızlık meşrubat içmekten ve idrar üretimini artıran idrar söktürücü ürünler tüketmekten de oluşabilir. Bunlardan bazıları şunlardır:

  • Turunçgiller
  • Domates suyu
  • Çay
  • Kahve
  • Çikolata
  • Meşrubatlar
  • Enerji içeçeği
  • Acı biber

4. İdrar kaçırmanın çeşitli türleri vardır

İdrar kaçırma birçok farklı yoldan gelişebilir, yani bu hastalığın çeşitli türleri bulunmaktadır.

  • Hapşırınca, öksürünce ya da ağır bir şey kaldırınca meydana gelen türü “stres inkontinansı” olarak bilinir ve idrar kaçırmanın en yaygın çeşitlerindendir.
  • “Sıkışma inkontinansı,” kişinin en beklemediği anda ve hatta uygunsuz bir durumdayken aniden idrar kaçırmasıdır.
  • “Psikojenik inkontinans” ise mesanenin soğuk ya da su gibi dış uyarıcılarla temas halinde bulunmasından kaynaklanır.
  • Son olarak, bir diğer çeşidi de “nörolojik inkontinans” olarak adlandırılır ve Alzheimer, Parkinson ve omurga zedelenmesi gibi bir sinir sistemi bozukluğuna sahip hastalarda gelişir.

5. Bu sorunu erkekler de yaşayabilir

Bu idrar rahatsızlığına yakalanma riskini en çok taşıyan kesim kadınlardır. Ancak bu, erkeklerin bundan muaf olduğunu anlamına gelmez.

Mesanenin herhangi bir hasar görmesinden ya da belirli prostat durumlarından dolayı da gelişebilir. Hatta stres sahibi ya da diyabet problemleri olan hastalarda da görülmesi yaygındır.

6. Bu rahatsızlığın çeşitli tedavileri mevcuttur

Bu problemin her zaman kontrol edilmesi mümkün olmayabileceği gibi bazı tedavilerle tekrarlamasını önlemek ve semptomlarını azaltmak mümkündür.

Düzenli olarak Kegel egzersizi gibi kuvvetlendirici egzersizler yapmak pelvis kaslarını güçlendirir ve istemsiz idrar kaçırmak azalır. Özellikle çift boşaltım gbi teknikler idrarı kontrol etme konusunda enteresan sonuçlar vermiştir.

Mesane büzülmelerini önleyen antimuskarinik ilaçlar ve alfa-adrenerjik agonist ilaçlar da büzücü kas kuvvetini artırır. En son çare ise cerrahi müdahaledir, bu da vajinanın kesilerek açılması ve paravijinal onarım yapılması demektir.

Bu verileri göz önünde bulundurmanın yanı sıra bu rahatsızlıktan muzdarip olan kişilerin duygusal sağlığı, cinsel hayatı ve sosyal çevresi üzerinde etkileri olabileceğini de bilmek gerekir.

Yani, idrar kaçırmak durumundan muzdaripseniz, bunu kontrol altına alabilmek için tıbbi desteğe başvurmak çok önemlidir.


Tüm alıntı yapılan kaynaklar, kalitelerini, güvenilirliklerini, güncelliklerini ve geçerliliklerini sağlamak için ekibimiz tarafından derinlemesine incelendi. Bu makalenin bibliyografisi güvenilir ve akademik veya bilimsel doğruluğa sahip olarak kabul edildi.


  • Ekici, M., Göksel Göktuğ, H. N., Şener, N. C., Nalbant, İ., Öztürk, U., & Abdurrahim İmamoğlu, M. (2013). Stres Tipte İdrar Kaçırma Tedavisinde Trans Obturator Tape Uygulaması ve Uzun Dönem Sonuçları. Transobturator Tape Technique for Stress Urinary Incontinence and Long Term Outcomes.

  • KADIOĞLU, M., & KIZILKAYA BEJİ, N. (2016). Üriner İnkontinansın Tedavisinde Önerilen Yaşam Biçimi Uygulamalarına Güncel Yaklaşım. Sağlık Bilimleri ve Meslekleri Dergisi. https://doi.org/10.17681/hsp.52539

  • Cavkaytar, S., Kokanali, M. K., Topcu, H. O., Aksakal, O. S., & Doʇanay, M. (2015). Effect of home-based Kegel exercises on quality of life in women with stress and mixed urinary incontinence. Journal of Obstetrics and Gynaecology. https://doi.org/10.3109/01443615.2014.960831


Bu metin yalnızca bilgilendirme amaçlı sunulmuştur ve bir profesyonelle görüşmeyi yerine geçmez. Şüpheleriniz varsa, uzmanınıza danışın.