Sinirsel Çöküntü: Zihin ve Vücut Limitlerine Ulaştığında
Sınırınıza ulaşmak… Hiçbir şey yapamamak… Dünyanın ağırlığı omuzlarınıza yüklenmiş gibi hissetmek… Bir şeyleri hatırlamak ya da kararlar vermek açısından zorlanmak… Tüm bunları sinirsel çöküntü denen, yoğun ve uzun süreli bir stres durumundan kaynaklanan durumlardan muzdarip olduğumuzda deneyimleriz.
Fiziksel ve duygusal tükenme günümüzde sürekli durumlardır. Örneğin, sadece işyerinde daha fazla stres altında olmamız yetmiyormuş gibi, aynı zamanda açık olan bir şey daha var, endişelerimizden oluşan yığın büyümeye devam ediyor ve bu da ruh halimizi olumsuz etkiliyor. Bu nedenle, kendimizi bunalmış hissediyoruz ve sürekli düşünüp taşınan bir psikolojik durumdayız. Bu da daha sonra sağlık sorunlarına neden olabiliyor.
Pablo Neruda’nın dediği gibi, bazen insan olmaktan bile yoruluyoruz. Belki de o haklıdır. İnsanlar kendilerini giderek daha karmaşık ve zorlu senaryolara kaptırıyorlar ve bunlar sonrasında acılarını çıkartıyor. Eğer engellenmiş ve zayıf hissetmek yaygın bir durumsa, bunun nedenini ve bunu nasıl yönetebileceğimizi anlamalıyız.
Bu yazımız da ilginizi çekebilir: Sosyal Kaygı ile Başa Çıkmanın 5 Yolu
Sinirsel Çöküntü: Nedir ve Semptomları Nelerdir?
Sinirsel çöküntü, kendi başına bir bozukluk ya da teşhis edilebilir bir klinik durum değildir. Aslında, yoğun bir stres durumunun neden olabileceği bir semptomdur. Genellikle olumsuz koşullara verilen bir tepkidir ve kötü haberler aldıktan, travmatik bir olay yaşadıktan ya da özellikle duygusal bir ayrılıkla uğraştıktan sonra ve benzeri durumlarda gerçekleşebilir.
Başka bir deyişle, oldukça duygusal bir yaşamsal olaydan sonra gerçekleşebilir. Almanya’daki Leipzig Üniversitesi tarafından yapılan bir çalışmada belirtildiği gibi, “sinirsel çöküntü, fiziksel ve psikolojik olarak tükenmiş hissetmeye yol açan bir yüksek stres durumu ile ilgilidir.”
Bu durumda beyin, adrenalin ya da kortizol gibi aşırı miktarlarda nörokimyasal salgılar ve bizi bunalmış hissettirir. Bu duygu birikimi, hisler ve psikolojik değişiklikler; bilişsel kapasitemizi ve fiziksel direncimizi etkileyebilir.
Sinirsel Çöküntü İle İlişkili Semptomlar
Bazı insanlar buna “sinir krizi” derler ancak gerçekte bunlar aynı şeyler değildir. Genellikle bir sinir krizine stresli ya da bunalmış hissetmek, yoğun duygular yaşamak ve gerginlik gibi dış belirtiler eşlik ederken, sinirsel çöküntülerde zihinsel bir blok görürüz. Aşağıda buna biraz daha detaylı bir şekilde bakacağız.
Eğer Bir Sinirsel Çöküntü İle Uğraşıyorsanız Beklemeniz Gereken Psikolojik Semptomlar
- Konsantrasyon problemleri
- Akıl yürütmede güçlük; kendinizi bir tür zihinsel pus içinde bulabilirsiniz
- Bellek sorunları
- Çevreniz gerçek değilmişçesine, gerçeklikten uzak hissetmek
- Ruh hali değişiklikleri; sinirli ya da ilgisiz hissetmek özellikle yaygındır
Günlük görevleri normal şekilde yapamama; motivasyon, arzu ve yaptığınız şeye odaklanma yeteneği eksikliği
Fiziksel Semptomlar
Ek olarak, sinirsel çöküntülerle ilişkili pek çok fiziksel semptom da vardır. Bununla birlikte, stresle ne kadar uzun süre başa çıkarsanız, bu semptomların yoğunluğu da o kadar kötü olacaktır. Ortalama olarak, bu semptomlar aşağıdaki gibidir:
- Sürekli bitkinlik ve ne kadar deneseniz ya da isteseniz de, bir şeylere tepki vermekte zorlandığınızı hissetmek
- Özellikle uzuvlarda görülen kas ağrısı
- Uyku düzeninizde değişiklikler, insomnia durumu ya da tam tersine aşırı uyumak
- Göğsünüzde basınç ya da kalp atış hızında artış
- Baş dönmesi
- Baş ağrısı yaşamak
- Normalden daha yavaş hareket ettiğiniz hissi
Sinirsel Çöküntüler İle Nasıl Başa Çıkabiliriz?
Sinirsel çöküntüler için bir tür tedavi var mıdır? Ne yazık ki hayır, bir tane bile yoktur. Aslında, bu psikolojik koşullar çok boyutlu bir başa çıkma stratejisi gerektirir. Şimdi bunun bazı önemli noktalarını inceleyelim.
Okumaya devam edin: Anksiyete için Beş Farkındalık Egzersizi
Stres Giderme Tekniği
Bu teknik, Lazarus ve Folkman’ın stres yönetimi modelinin bir kısmına odaklanır. Stresi yavaş yavaş hafifletmeyi amaçlayan bir dizi teknik uygulamaktan oluşur. Bununla birlikte, bunu yapmak için yeni, sağlıklı düşünce kalıpları yaratmak ve böylece anksiyeteyi azaltmak amacıyla bir dizi yetenek geliştirmemiz gerekir.
Aşağıdaki adımlar bunu yapmanıza yardımcı olabilir:
- Bilişsel yeniden yapılandırma: Olumsuz düşünceleri ve takıntıları tanımlayın ve bunları daha sağlıklı olanlarla değiştirin.
- Derin nefes alma gibi gevşeme tekniklerini kullanın.
- Stresi yönetmek için rutinlerinizde yeni değişiklikler başlatın. Kendinizi daha iyi hissetmek için hangi değişikliklere ihtiyacınız olduğunu sorun. Bazen kendimizi belirli durumlardan uzaklaştırdığımızda ve yeni projeler başlattığımızda refahımız artabilir.
- Duygu yönetimi tekniklerini öğrenin.
Problem Çözme Teknikleri
İşte ilginç bir gerçek: üstesinden gelinmemiş aşırı derecede probleme sahip olmak, sinirsel çöküntüler için büyük bir katalizördür. Farkına bile varmadan, bir problem diğeriyle karışıyor; bazı sorunları nasıl çözeceğimizi bilmiyoruz ve sonra hepsi birbirine giriyor.
Bu olduktan sonra, bunalmış ve zihinsel olarak tıkanmış hissetmeye başlarız. Bu çok yaygın olan durum ile uğraşırken, bir dizi teknik öğrenmek önemlidir. Aşağıda size yardımcı olabilecek bazı adımları açıklayacağız.
- Sorunu belirleyin ve tanımlayın.
- Sorunu daha küçük parçalara bölün. Sonuçta, her zorluk ya da endişe aslında birden fazla birimden oluşur.
- Neyi başarmak istediğinizi netleştirin.
- Bir kalem ve biraz kağıt alın ve çözümler ile ilgili beyin fırtınası yapın. Sadece birine bağlı kalmayın; bu alıştırmanın amacı, birkaç olası çözümü yazmaktır.
- Bu çözümleri uygulayın.
- Yaptığınız eylemleri değerlendirin: Sonuç, olmasını beklediğiniz gibi miydi?
- Her aşamada ortaya çıkan duyguları yönetin.
Sinirsel Çöküntüler İle Başa Çıkabiliriz
Genel olarak, kriz ya da belirsizlik zamanlarında bir sinirsel çöküntüden muzdarip olmanın çok yaygın olduğunu unutmamalıyız. Kendimize zaman ayırmak, ihtiyaçlarımızla ilgilenmek ve yaşamlarımızdaki stres ile ilgili yaşamımıza sağlıklı başa çıkma teknikleri eklemek bize yardımcı olabilir.
Söylemeye gerek yok ki, bu duyguları yönetemiyorsak, en iyi eylem şekli profesyonel yardım aramaktır. Bir psikoloji uzmanı ile bir görüşme, çöküntünüzle başa çıkmak için diğer başa çıkma tekniklerini keşfetmenin anahtarıdır.
Tüm alıntı yapılan kaynaklar, kalitelerini, güvenilirliklerini, güncelliklerini ve geçerliliklerini sağlamak için ekibimiz tarafından derinlemesine incelendi. Bu makalenin bibliyografisi güvenilir ve akademik veya bilimsel doğruluğa sahip olarak kabul edildi.
- Azizoddin, D. R., Jolly, M., Arora, S., Yelin, E., & Katz, P. (2020). Longitudinal Study of Fatigue, Stress, and Depression: Role of Reduction in Stress Toward Improvement in Fatigue. Arthritis Care and Research, 72(10), 1440–1448. https://doi.org/10.1002/acr.24052
- Yaribeygi, H., Panahi, Y., Sahraei, H., Johnston, T. P., & Sahebkar, A. (2017, July 21). The impact of stress on body function: A review. EXCLI Journal. Leibniz Research Centre for Working Environment and Human Factors. https://doi.org/10.17179/excli2017-480
- Kocalevent, R. D., Hinz, A., Brähler, E., & Klapp, B. F. (2011). Determinants of fatigue and stress. BMC Research Notes, 4. https://doi.org/10.1186/1756-0500-4-238