Üzüntü ve Depresyon Arasındaki Dört Fark

Üzüntü ve Depresyon Arasındaki Dört Fark

Son Güncelleme: 11 Aralık, 2018

Depresyon ve üzüntünün ortak noktaları çoktur, ancak depresyonun aksine, üzüntü normal olan psikolojik bir tepkidir ve zihinsel bir rahatsızlık değildir.

Genellikle, sorun terimlerin yanlış kullanımından kaynaklanır. Yine de çoğunlukla üzüntü ve depresyon arasındaki farkı biliyoruz. Üzüntü depresyonun birden fazla belirtisinden sadece biridir.

Hüzün ve depresyonun ortak noktaları çoktur, ancak bunlar tamamen farklı durumlardır. İnsanlar bunları birbirleriyle karıştırabilir ve bu durum yanlış yorumlamalara sebep olabilir veya yanlış anlamalar üretebilir.

1. Depresyon psikolojik bir sorundur

üzgün kadın resmi

Üzüntü ve depresyon arasındaki fark, depresyonun psikolojik bir sorun olması, üzüntünün ise son zamanlarda yaşanmış bir durumdan kaynaklanmasıdır.

Depresyon; üzüntünün yanında kayıtsızlık, sıkıntı, endişe ve umutsuzluk duygularının da arasında oluğu bir çok semptom içerir.

Üzüntü, er ya da geç sona erecek kısa süreli bir durumdur. Depresyon ise, kronik halsizlik halini alabilecek uzun süreli bir durumdur. Psikologlar, bir kişiye depresyon teşhisi konması için semptomların en az 6 ay boyunca görülmesi gerektiğini söylüyor.

2. Üzüntü geçici bir durumdur

Yukarıda da söylediğimiz gibi üzüntü geçici bir durumdur, ama yine de düşünüldüğünden fazla sürebilir.

Depresyonun aksine, üzüntü normal ve doğal bir psikolojik tepkidir ve zihinsel bir sorun değildir. Basitçe, zor anlarda veya biri bizi incittiğinde ortaya çıkan bu duygu kaçınılmaz olacaktır.

üzgün kadın resmi

Bunları akılda tutarak üzüntü hakkında aşırı endişe etmemeliyiz. Bu birini kaybettiğimizde, birlikte olduğumuz kişiden ayrıldığımızda veya evimizden ayrılmamız gerektiğinde gerçekleşebilecek normal bir durumdur. Üzüntü bizim için önemli olan bir şeyin bittiği veya ciddi anlamda değiştiğine işaret eder. Ama zamanla üzüntü geçer.

3. Apati ve depresyon

Apati hiç bir şey yapma enerjisi ya da isteği olmama durumudur. Bu depresyonda olan ve gündelik sorumluluklarını tamamlayamayacaklarına inanan insanları etkiler.

Mesela, depresyonda olan bir insan sabah yataktan çıkamadığı için işe gidemeyebilir. Bu her üzgün olduğumuz zaman gerçekleşen bir hal değildir. Üzgün olduğumuzda, eskisine göre biraz daha az heves ve neşeyle olsa bile işlerimizi yapıp gündelik sorumluluklarımızı yerine getirebiliriz.

Durum ne olursa olsun, üzüntü halinde işimiz ve gündelik sorumluluklarımız ciddi anlamda etkilenmez.

4. Eğer üzüntü çok uzun sürerse…

üzgün peri resim

Bir durumun başka bir duruma yol açabileceği doğrudur. Eğer uzun bir süre üzgün kalırsak, bu durum depresyona neden olabilir.

Üzgün bir kişi ağlar, özgüveni düşmüştür, işe yaramaz hisseder ve umutsuzdur. Dünya grinin tonlarındaymış gibi görünür. Bu hisler devam ederse, sonuç derin bir depresyon olabilir.

Bu yüzden psikologlar, depresyon tanısını koymadan önce bir süre beklemeyi tercih ederler. Bir gün, iki gün, hatta bir hafta bile üzgün olmak normal bir durumdur. Bununla birlikte, iki ay boyunca üzgün kalmak kişi için iyi bir durum değildir.

Gördüğünüz gibi, üzüntü depresyonun semptomlarından biri olmasına rağmen, bu iki durum arasındaki farklar dikkate değerdir. Tabii ki üzüntünün tedaviye veya terapiye ihtiyacı yoktur. Ancak depresyonun etkili bir şekilde tedavi edilmesi gerekir.

Üzüntüyü gidermek için, ailenin ya da dostların desteği ve çevre değişikliği yeterli olabilir. Depresyon ile durum farklı bir şekilde gerçekleşir.

üzgün kadın resmi

Üzüntü ile depresyon çok farklıdırlar. Belki de kafa karışıklığının nedeni “depresif” gibi sözcüklerden ve “depresyon” kelimesinin yaygın kullanımından kaynaklanıyordur.

Bu durumda depresif kelimesinin depresyonla ilgisi yoktur. Kavramların ve terimlerin yanlış kullanılması bizi doğru anlamı algılamaktan alıkoyabilir. 

Peki, makalemizi okuduktan sonra bir düşünün: Daha önce hiç depresyonla üzüntüyü birbirine karıştırmış olabilir misiniz?


Tüm alıntı yapılan kaynaklar, kalitelerini, güvenilirliklerini, güncelliklerini ve geçerliliklerini sağlamak için ekibimiz tarafından derinlemesine incelendi. Bu makalenin bibliyografisi güvenilir ve akademik veya bilimsel doğruluğa sahip olarak kabul edildi.


  • Aydemir, O., Güvenir, T., Küey, L., & Kültür, S. (1997). Hastane Anksiyete ve Depresyon Ölçeği Türkçe Formunun Geçerlilik ve Güvenilirlik Çalışması. Türk Psikiyatri Dergisi. https://doi.org/10.1007/s13398-014-0173-7.2
  • Karamustafalıoğlu, O., & Yumrukçal, H. (2011). Depresyon ve anksiyete bozuklukları. Şişli Etfal Hastanesi Tıp Bülteni. https://doi.org/10.1002/cpa.3160470203
  • Özen, E. M., Serhadlı, Z. N. A., Türkcan, A. S., & Ülker, G. E. (2010). Depresyon ve anksiyete bozukluklarında somatizasyon. Dusunen Adam: The Journal of Psychiatry and Neurological Sciences. https://doi.org/10.5350/DAJPN2010230109

Bu metin yalnızca bilgilendirme amaçlı sunulmuştur ve bir profesyonelle görüşmeyi yerine geçmez. Şüpheleriniz varsa, uzmanınıza danışın.