Açıklama Yapmanız Gerekmiyor
Kavramsal psikoloji bize yaptıklarımız, düşündüklerimiz veya günlük yaşamdaki seçimlerimiz hakkında hiç kimseye açıklama borçlu olmadığımızı hatırlatır.
Bunun temelinde “kendi iyiliğimiz” yatar. Kendimizi tanıyıp etrafımızdakilere saygı duyarak, kendi değer yargımıza uygun şekilde davranmalıyız.
Açıklama yapmak, bizim kararlarımızın başkalarını etkilediği durumlarda gerekli olabilir ancak sorumluluk almak bazen başkalarına kendinizi açıklamadan veya haklı çıkmaya çalışmadan bir karar verip onu uygulama becerisini gerektirir.
Aslında hayatımızın büyük kısmını açıklamalar yaparak harcıyoruz. İşte bu yazımızda dikkatinizi bu konuya çekmek istiyoruz.
Açıklama yapmanın alışkanlık haline geldiği durumlar
Hayatta her şeyin bir sınırı ve dengesi vardır.
Hayat arkadaşınızdan bir açıklama talep edebileceğiniz durumlar vardır. Örneğin 3 gündür eve gelmediyse, bunun nedenini öğrenmek hakkınızdır.
Aynı şey, yanlış davrandıklarında çocuklarımıza veya ters bir hareket yaptığında arkadaşlarımız için de geçerlidir.
- İnsanlar belirsiz olan, sıra dışı veya acı verici durumlarda açıklamalara ihtiyaç duyarlar.
- Kavramsal ve pozitif psikoloji, “açıklama yapma” alışkanlığına kapılmamamız gerektiğini söylüyor.
Sürekli kendini açıklamanın bir sorun olmasının nedeni, kurmaya çalıştığınız iletişim biçiminde yatar. Eğer diyalog yapıcı ve empatik ise iletişim akıcı ve anlayış dolu olur.
Ancak pek çok durumda insanlar zaten ne istediğimizi anladıklarını varsayarlar. Dinliyor gibi görünseler de, aslında verecekleri cevabı düşünüyorlardır çünkü gerçeklikle çakışsa bile onlar kendi kafalarında bir sonuca ulaşmışlardır.
Ayrıca bakınız: Kimseye Açıklamak Zorunda Olmadığınız 7 Şey
- Açıklama yapmak asla bir alışkanlık haline gelmemelidir.
- Açıklamalar sadece, önemli bir ilişkinin dengesi bozulduğunda onu düzeltmek için gereklidir.
- Açıklama yapılırken diyalog saygılı, net ve demokratik olmalıdır. Hem açıklayan hem de dinleyen empati ile davranmalı, bir karara varıp ilişkinin dengesini koruyabilmek için anlayışla birbirine yaklaşmalıdır.
Asla açıklama yapmamanız gereken durumlar
Yakın çevrenizde (arkadaş ortamı, aile, iş yeri, ilişkiniz) hayatınızın belki de hakkında konuşmayı bile tercih etmeyeceğiniz kısımları hakkında açıklama yapmak zorunda hissedebilirsiniz.
Asla açıklama yapmanız gerekmeyen bu tarz durumlara bazı örnekler verelim:
Hayattaki önceliklerinizi açıklamanız gerekmemeli
Sizin için neyin önemli olduğuna sadece siz karar verebilirsiniz.
Sizin en büyük tutkunuz seyahat etmek olabilir ve çevrenizdekiler neden o yıl biriktirdiğiniz tüm parayı yeni bir araba veya çamaşır makinesi almak yerine gezmeye harcadığınızı anlayamayabilirler.
Bu durumda onlara kendinizi açıklamanıza gerek yoktur ama açıklamaya karar verirseniz de bunu sadece bir kere yapın.
İlişki durumunuzu açıklamanıza gerek yok
Neden bir sevgilin yok? Neden hala çocuğun yok? Erkek arkadaşın biraz fazla sessiz değil mi? Neden ailene daha yakın oturmuyorsunuz?
Bu sorulara veya benzer sorulara mutlaka daha önce maruz kalmışsınızdır.
Bu soruları insanlar genelde masum bir merak ile sorsalar da, aslında sizden başka hiç kimseyi ilgilendirmeyen bu tarz sorular durumu biraz rahatsız hale getirebilir.
İnançlarınızı veya değer yargınızı açıklamanıza gerek yok
Görüşler, inançlar ve değer yargısı çok bireysel ve kişisel şeylerdir.
Sizin bir inancınız veya takip ettiğiniz ruhani bir yol varsa, inançlarınızı ve neden bu yolu takip ettiğinizi kimseye açıklamak zorunda değilsiniz.
- Seçimleriniz size aittir ve çevrenizdekiler sizi bir açıklama talep etmeksizin, olduğunuz gibi kabul etmek durumundadır.
- Birisi ile birlikte yaşamak demek, karşılıklı saygı ve kabullenme demektir. Açıklamalar, daha önce de dediğimiz gibi ortada bir sorun olduğunda veya kişisel iletişimsizlik olduğunda gereklidir.
Kendi değer yargınıza uygun bir şekilde, etrafınıza saygı duyarak ve seçtiğiniz yoldaki başarılarınızı takdir ederek, mutlu ve özgür bir yaşam sürün.