Depresyon Teşhisi İçin Kan Testi

Depresyon teşhisini bir analiz yoluyla koyma ihtimali, bu zihinsel hastalığa karşı olan bakış açılarının da değişmesine yardımcı olacaktır.

Kan testi ile nasıl depresyon teşhisi konabileceğini öğrenmek ister misiniz? Daha fazlası için makalemizi okumaya devam edin!

Depresyondaki insanlar için çok tipik özellikler taşıyan bu ifadelerin bir diğeri ise “kimse beni anlamıyor” cümlesidir.

Bu insanlar, çevrelerinde neler olduğunu açıklamak için bir yol bulamadıklarını hissediyor ve “Herhangi bir çaba göstermeden nasıl daha iyi olacaksın?” sözünü her duyduklarında daha da artan derin bir yalnızlık duygusunu yaşıyorlar.

Bu, belki de en acı düşüncelerden birisidir. Çünkü psikolojik rahatsızlıkları olan insanlar genellikle yanlış anlaşıldıklarını hissederler.

Depresyon söz konusu olduğunda akıllara gelen ortak düşünce, bu durumu yaşayan kişilerin zayıf ya da korkak olduğudur.

Oysa ki durum böyle değildir. Çünkü depresyonda olan insanların çektikleri acı, ancak çok güçlü birinin katlanabileceği bir seviyededir.

Her ne kadar dünyadan kopmuş gibi hissetseniz de, iradenizin gücünü kanıtlamalı ve devam etmeyi seçmelisiniz.

Bu açıklamayı yapmamızın başlıca nedeni, depresyonu bir hastalık olarak görmemizden ileri gelir.

Çünkü bilimsel sayılarla ifade edilemeyen hastalıklar genellikle hafife alınır.

Depresyonun kan testi ile teşhis edilebiliyor olması bu nedenle insanları rahatlatmaktadır.

Bu şekilde, çektikleri acıların gerçek olduğunu, kötü bir tarafı olmadığını veya bir karakter eksikliğini göstermediğini sonunda ispatlayabilirler.

Kan testiyle depresyon teşhisi konabilir mi?

Viyana Üniversitesi’ndeki bilim insanları bu hastalığın, olumlu duygu ve düşüncelerin üretilmesinden sorumlu olan serotonin seviyesi ile bağlantılı olduğunu biliyordu.

Dolayısıyla, depresyondan etkilenen kişilerin vücutlarındaki serotonin seviyesinin düşük olduğunu ileri süren bilim insanları depresyon üzerindeki çalışmalarına bu varsayımdan hareketle başlamışlardır.

Araştırmanın direktörü Lukas Pezawas, serotoninin kanda nasıl üretildiğini keşfettiklerini söylüyor.

Beyin hücrelerinin zarında sentezlenen SERT proteini, serotoninin taşınmasını sağlar. Bu konudaki en önemli bulgu, bu proteinin kanda ve bağırsak gibi diğer organlarda da sentezleniyor olmasıdır.

Bu protein diğer organlarda da beyinde olduğu gibi çalışır. Bunun sonucunda daha önce düşünülenden daha büyük bir “depresyon ağı” oluşabilir.

Kandaki trombositlerde bulunan serotonin miktarı, beyinde olan bitenlerin göstergesidir. Emin olmak için, manyetik rezonans görüntüleme gibi testlerle analitik sonuçlar karşılaştırılır.

Devrim her geçen gün daha da yakın

Depresyon ağı “otomatik modda ağ” olarak adlandırılır. Karmaşık fikirlerle başa çıkılması gerektiğinde devre dışı kaldığından bu adı alır.

Ancak, beyin dinlendiğinde aktif hale gelir.

Depresyon teşhisi sürecinde olumsuz düşünceler otomatik olarak ortaya çıkmaya başlar.

Yapılan çalışmalara göre, çok yakında, bir kan testi ile depresyonu teşhis etmek mümkün olacaktır.

Kan testi ile depresyonun teşhis edilmesi sayesinde bir daha kimse hastalıklara yönelik değer yargılarına tahammül etmek zorunda kalmayacak.

Ve karakter eksikliğiyle, kırılgan olmakla ya da hayatla nasıl yüzleşildiğini bilmemekle itham edilmeyecektir.

Çoğu hasta, çevrelerindeki kişilerin sanki onların kendi istekleriyle bu noktaya geldiklerini ya da depresyonu atlatmak için hiçbir çaba göstermediklerini düşünmelerinden dolayı şikayet etmektedir.

Bu anlamda, depresyondaki kişiler fiziksel muayene yoluyla da rahatsızlıklarının doğruluğunu ispatlayabilirler.

Bununla birlikte, aile desteğinin psikolojik rahatsızlıklardaki önemine de dikkat çekmek isteriz.

Bir kişi depresyondayken kendine olan saygısı azalır. Eğer ailesi ve arkadaşları depresyon konusunda yeteri kadar anlayışlı davranmıyorlarsa, bu sorun daha da kötüleşir.

Bu tıpkı kırılmış bir kolu çevirmeye benzer. Bu şekilde acı artarken yara da büyür.

Ve kimse böyle bir şeyi hak etmez.