Duygusal Zekaya Sahip Olup Olmadığınızı Nasıl Anlarsınız?

Duygusal olarak zeki misin? Anlatmanın birkaç yolu var. Bu yazıda duygusal zekanın açıklayıcı belirtilerini öğrenin!

Duygusal zekaya sahip olmak için bir yüksek lisans derecesine veya Tibet’te zaman geçirmiş olmanıza gerek yok. Saygıyı, kendini tanımayı geliştirmeniz ve duygularınızı her gün doğru bir şekilde yönetmeyi öğrenmeniz yeterlidir.

Bugün, duygusal zeka kavramı hem iş dünyasında hem de kişisel gelişim alanında çok revaçta. Bu nedenle, onun hakkında biraz daha fazla şey bilmek ve ne anlama geldiğini araştırmak iyi bir fikirdir. Bu şekilde hayatımıza entegre etmeye çalışabilir ve mümkünse sevdiklerimize veya çocuklarımıza aktarabiliriz.

Empatiye dayanan bir dünya, diğerini kendimizin bir parçası olarak kabul etmek ve kendi duygusal sınırlarımızı tanımlamamıza ve korumamıza izin veren iddialılık, daha iyi bir gelecek yaratmanın temel direkleridir.

Peki, duygusal zekaya sahip misiniz? Hadi bir bakalım.

Duygusal zekaya sahip misiniz? Nasıl anlarsınız?

Dikkate almamız gereken bir husus, insanların neredeyse farkında olmadan duygularına göre hareket ettikleridir. Aslında beyin, sayısız aşamadan geçen bir evrimin sofistike sonucudur.

Duyguları daha spesifik olarak işlemekten sorumlu bir sistem var: limbik sistem. Bir bakıma, duygunun sinirsel bileşenidir.

Bunu akılda tutarak, iyi gelişmiş bir limbik sistemin belirtilerine, yani duygusal zekanın belirtilerine bir göz atalım.

Duygusal zekaya sahipseniz, duygularınızı tanımayı ve kullanmayı öğrenmişsinizdir.

Duygusal kontrolü, duygularını dizginlemek veya gizlemekle karıştıran birçok insan var.

Ancak kontrol etmek inkar etmek değildir. Örneğin, belirli bir anda öfke ya da kızgınlık hissediyorsak, hissettiklerimizi inkar etmek ya da gizlemek bize bir fayda sağlamayacaktır. Aslında, bunu yapmak aslında çok olumsuz sonuçlar doğurabilir.

• Duygusal olarak zeki bir kişi ne hissettiğini anlar. Saklamak yerine, onunla ilgilenir ve bu durumu iyileştirmenin ve onunla yüzleşmenin yollarını arar.
• Örneğin öfkeli hissederlerse, buna neyin neden olduğunu ararlar ve bir çözüm bulmaya çalışırlar. Bu çözüm daha sonra olumsuz duyguyu kanalize etmeyi amaçlar. Nedenini bilmek, çözümün ilk adımıdır.

Duygusal olarak zeki bir kişi, suçlamayı aramaz veya duygularını başkalarına yansıtmaz. Aksine, duygularından sorumlu olduklarını bilirler ve gerilimi azaltmak ve sınırlar koymak için kendilerini nasıl koruyacaklarını bilirler.

İddialı iletişim kullanırlar

Girişkenlik, duyguları güvenle iletebilme yeteneği olarak tanımlanabilir. Saldırganlık olmadan HAYIR deme ve bununla birlikte diğer kişiye tanınma ve değer sunma yeteneğidir.

Duygusal zekaya sahip bir kişi, onlara karşı olan davranışlarınızı beğenmediğinde bunu söyleyebilir. Bunu size saygı ve samimiyetle iletebilirler ve aynı zamanda farklı davranırsanız ilişkinizin daha sağlıklı ve daha zengin olacağını da belirtirler.

Saygıyla, öfkelenmeden ve akılla bilgi verebilmek, bir arada saygıyla yaşayabilmenin anahtarıdır. Buna ek olarak, girişkenlik sayesinde, ne istediğimizi ve neyi kabul etmeye istekli olmadığımızı her zaman açıkça ortaya koyarak öz saygımızı koruyabiliriz.

Empatinin sempati ile aynı şey olmadığını biliyorlar.

Bu, hesaba katmamız gereken bir başka husustur: Empati sahibi insanlar her zaman sempati göstermezler.

Gerçekte, kendimizi diğer kişinin yerine koyabilmek, bizi birbirimize bağlayan çok daha derin bir süreçtir.

• Duygusalzekaya sahip bir insan, hayal kırıklığının ne olduğunu anlar çünkü bunu kendileri de deneyimlemiştir. Başkalarının yüzlerinden nasıl olduklarını okumasını bilirler ve bu yüzden başkalarına zarar vermemek için saygılı davranırlar.
• Empati bizi birbirimize bağlar. Sözlerimizin herhangi bir darbe kadar acıtabileceğini ve yaptığımız ve söylediğimiz her şeyin sonuçları olduğunu anlama yolumuzdur.
• Bu nedenle, hepimizin sahip olduğu ayna nöronlar sayesinde, daha saygılı sosyal ve kişisel deneyimler oluşturmak için birbirimizle daha iyi bağlantı kurabiliriz.

Duygusal zekaya sahip insanlar, düşünceler ve duygular arasındaki birliği tanırlar.

Son olarak, ne düşünürsek o olduğumuzu hatırlamak önemlidir. Yeteneklerimiz hakkında olumsuz bir görüşe sahipsek, duygularımız bunu yansıtacak ve dolayısıyla yaptıklarımız sınırlı ve kalitesiz olacaktır.

• Duygusal zekaya sahip kimseler, düşüncelerinin onları etkilediğini kabul ederler. Olumlu bir düşüncenin güçlü bir duyguya yol açabileceğini biliyorlar. Bu duygu, onların gerçekliklerini değiştirmelerine bile izin veren bir eylem üretebilir.

Duygusal zeka, hayatımız boyunca kapattığımız birçok kapıyı açmanın anahtarıdır. Zihnin duyguyla nasıl ilişkili olduğunu hesaba katma yeteneği, günlük yaşamlarımızda daha yetenekli ve mutlu olmamızı sağlayabilir. Sizleri bunu akılda tutmaya davet etmek istiyoruz.