HIV Virüsüne Yakalanan Bir Hasta Daha İyileşti

HIV virüsüne yakalanıp da iyileşen ikinci kişi olan bu hastaya kök hücre nakli yapıldı ve bu nakil hastanın iyileşmesini mümkün kıldı. Bu durum pandemilerin kesin tedavisi için ciddi bir umudun kapılarını aralıyor. 
HIV Virüsüne Yakalanan Bir Hasta Daha İyileşti

Son Güncelleme: 16 Eylül, 2020

2019 yılında HIV virüsüne yakalanan bir hasta daha iyileşti haberleri çıktı. Ancak doktorlar bunun kesin olduğunu duyurmaya cesaret edemediler. Ancak, şimdi – haberlerden bir yıl sonra – bu kürün tamamen başarılı olduğu ihtimali daha olası görünüyor.

HIV kısaltması, ‘insan immün yetmezlik virüsü’ anlamına gelir. İnsanlar genellikle bu terimi AIDS ile karıştırırlar ancak aynı şey değildir. HIV virüsün kendisidir, AIDS ise enfeksiyonun son aşamasıdır. AIDS, “Edinsel İmmün Yetmezlik Sendromu” anlamına gelir.

HIV bazı bağışıklık hücrelerine saldıran ve onları yok eden bir virüstür. Bu hücreler CD4 T lenfosit hücreleridir. Vücudunuzun işleyişi için gereklidirler. Bunun nedeni, bağışıklık sisteminizdeki hücrelerin çoğunu uyarmak ve koordine etmekten sorumlu olmalarıdır.

Dünyada HIV’li birçok insan vardır. Hatta virüsün dünyada yaklaşık 39 milyon kişiye bulaştığı tahmin ediliyor. Haberin önemi nedeniyle, bu yazıda, biz iyileşen HIV’li ikinci hastadan ve tedavinin ne olduğundan bahsedeceğiz.

HIV virüsüne yakalanan bir hasta daha iyileşti

HIV virüsüne yakalanıp iyileşen ikinci hastaya “Londra’lı hasta” ismi takıldı. “Berlin’li hasta” denilen iyileşen ilk hastanın iyileştiği 2008 yılında duyulmuştu. Ancak doktorlar bu hastalığın iyileşmesi hakkında konuşurken her zaman çok tedbirliler.

Bunun nedeni, HIV’in vücudunuzda kalan kronik bir virüs olmasıdır. Cd4 T lenfositlerini yıkar, bağışıklık sisteminizi zayıflatır ve vücudunuzun enfeksiyonlara yanıt vermesini önler.

Ayrıca HIV’in aşamaları karmaşıktır. Tedavi edilmezse AIDS’e dönüşebilir. Çok yakın bir zamana kadar, bilim adamları bu enfeksiyonu tedavi etmenin imkansız olduğunu düşünüyorlardı.

Hastalar enfeksiyonu kontrol altında tutmak için antiretroviral tedaviler kullanırlar. Böylece virüsün bulaşma riskini ve vücutlarındaki kopya sayısını azaltırlar. Bu, HIV virüsü olan insanların daha iyi bir ortalama yaşam süreleri olmasını sağladı.

HIV pozitif kan örneği
HIV, vücuda girdiğinde AIDS’e yol açabilen bulaşıcı bir virüstür.

HIV’i olan bir hasta nasıl iyileşebilir?

HIV virüsüne yakalanıp iyileşen birinci ve ikinci hastaya kök hücre nakli yapıldı. HIV’li olup da iyileşen ikinci hastaya yapılan nakilin sebebi Hodgkin lenfomasını tedavi etmekti. Bu işlem, 2016 yılında yapılmıştı.

Kök hücre naklinde donör hücreler hasta kişinin hücrelerinin yerini alır. Ancak bu düzenli bir nakil olsaydı, hasta HIV virüslü olmaya devam edecekti.

Yine de bilim adamları belli bir donör seçmeye karar verdiler. Donörün beyaz kan hücrelerinde iki genetik mutasyon kopyası vardı. Bu mutasyon, onları HIV’e karşı dirençli ve enfekte olamaz hale getirdi.

Bu nedenle, kök hücreler hasta kişinin hücrelerinin yerini almaya başladıkça, HIV’e karşı gittikçe daha dirençli hale geldiler. Virüs ne hücrelere girebildi ne de kendini vücutta çoğaltabildi. Bu yüzden yok oldu.

HIV AIDS
Kemik iliği nakli, HIV virüslü iki hastanın tedavisinde anahtar rol oynadı.

Bu durum tıp açısından ne anlama geliyor?

Bu müdahaleden sonra, HIV’li ikinci hasta HIV tedavisini almadan 30 ay geçirdi. Gerçekten de vücudunda enfeksiyon belirtisi yok. Bu nedenle, araştırmacılar tedaviyi onaylamaya başlıyorlar.

Bu gerçek, tıp tarihinde bir kilometre taşıdır. HIV, dünyanın en büyük sağlık sorunlarından biri olmaya devam eden bir enfeksiyondur. Tedaviler ve önleme yolları gittikçe artmasına rağmen hala büyük sayıda insanın ölüm nedenidir.

HIV’e yakalanıp iyileşen ikinci bir hastanın varlığı, araştırmanın geleceği ve bu enfeksiyonun olası tedavileri konusunda çok daha umutlu bir bakış açısına sahip olmamızı sağlar. Bu sorunla başa çıkmak için daha kesin yollar yaratmak üzere araştırmalara devam edilecek.


Tüm alıntı yapılan kaynaklar, kalitelerini, güvenilirliklerini, güncelliklerini ve geçerliliklerini sağlamak için ekibimiz tarafından derinlemesine incelendi. Bu makalenin bibliyografisi güvenilir ve akademik veya bilimsel doğruluğa sahip olarak kabul edildi.



Bu metin yalnızca bilgilendirme amaçlı sunulmuştur ve bir profesyonelle görüşmeyi yerine geçmez. Şüpheleriniz varsa, uzmanınıza danışın.