Hormonlar Kilonuzu Nasıl Etkiler?
Beslenme alışkanlıklarının kilo kontrolü ile yakından ilişkisi vardır. Ancak, kilo alımı ya da kilo kaybı ile ilgisi olan tek faktör bu değildir. Aslında hormonlar da bu konuda büyük rol oynamaktadır.
Birkaç önemli vücut fonksiyonundan sorumlu bazı hormonlar vardır. Bu fonksiyonlar; metabolizma hızınız, iştahınız, sindiriminiz ve kilonuzla ilgilidir.
Bu nedenle, bunlarda bir dengesizlik, obezite olarak kendini gösterebilir. Sağlığınız adına oldukça önemli oldukları için bu yazıda bazı hormonları ve kilonuzla olan ilişkilerini inceleyeceğiz.
İlginizi çekebilir: Dış Görünüşünüzü Etkileyen 9 Hormonal Dengesizlik Semptomu
Hormonlar ve kilo kontrolü: leptin
Leptin yağ hücreleri tarafından salgılanır. Beyninize, depoladığınız enerjinin yeterli olduğunu ve daha fazla kalori almanızın gerekmediğini söyler. Bu nedenle “iştah bastırıcı” olarak bilinir. Sağlıklı bir kilo almak için dengesi önemlidir.
Sorun, leptinin yağ seviyesini fazla yükseltiyor olmasıdır. Sonuç olarak, beyniniz leptin sinyallerine dikkat vermeyi bırakır. Bunun olmasını önlemek için, antioksidanlar açısından zengin meyve, sebze ve başka gıdaları tüketmeniz gerekir.
İnsülin
İnsülin en iyi bilinen hormonlardan biridir. Bunun nedeni, görevinin kan şekerinizi kontrol etmek olmasıdır. Aynı zamanda besin maddelerinin metabolik kullanımında rol oynar ve enerji kullanımınızı artırır.
Ancak vücudunuzda bir çeşit değişim ya da dengesizlik yaşadığınız zaman, şekeri yağ olarak depolamaya başlar. Bu durum da kilo vermeyi zorlaştırır.
Kortizol
Kortizol, stres hormonu olarak bilinir. Karın yağının daha yüksek oranda depolanması ile ilgili bir hormondur. Yağ, protein ve şeker metabolizmasını kontrol etmek için çalışır.
Aynı zamanda tansiyonunuzun dengelenmesinde de rol oynar. Fazla miktarlarda salgılandığı zaman negatif reaksiyonlar ortaya çıkar. Bu, stres ya da başka sebeplerden dolayı yaşanabilir.
Östrojen ve androjen
Östrojen, kadınlarda bulunan bir hormondur; androjen ise hem erkek hem kadınlarda böbrek üstü bezlerinden salgılanır. Her ikisinin de vücudunuzdaki yağ dağılımı ile ilgisi vardır.
Hayatınızın farklı dönemlerindeki etkinliklerinize bağlı olarak vücut kütlenizin değişiklik göstermesi bu hormonlar nedeniyle olur. Örneğin, üreme aşamasındaki kadınlar bedenlerinin alt kısmına yağ depolamaya eğilimlidirler. Ancak menopoz döneminde, karın bölgesine daha fazla depolamaya meyilli olurlar.
Büyüme hormonu
Kolay kilo vermek için vücudunuzdaki büyüme hormonunun daha yüksek seviyelerde olması gerekir. Bu hormon yağ hücrelerinizle birlikte çalışarak bu hücrelerin enerjiye dönüştürülmesine yardımcı olur. Salgılanışını tetiklemek için yoğun spor yapmanız ve her gece en az 8 saat uyumanız gerekir.
Epinefrin
Bu hormon daha çok adrenalin olarak bilinir. Yağın enerjiye dönüşümüne yardımcı olur, iştahınızı bastırır, abdominal yağ birikimini önler ve obezitenin önlenmesi için anahtar bir bileşendir. Epinefrin salınımını tetiklemenin ve dengede tutmanın en iyi yolu her gün egzersiz yapmaktır.
Adiponektin
Adiponektin, yağlı doku tarafından salgılanan bir hormondur. Glikoz ve yağ asitlerini yakmada rol oynar. Kaslarınızın karbonhidratlardan enerji alma yetisini artırır.
Aynı zamanda vücudunuzun yağları parçalama hızını artırıp iştahınızı kontrol eder. Fiziksel aktivite ve tekli doymamış yağlar, bu hormonun seviyesini dengelemek için var olan yolların bazılarıdır.
İrisin
İrisin, fiziksel aktivite sırasında üretilen bir hormondur. Görevi, kalorileri daha verimli şekilde yakmaya yardımcı olmaktır. Bu, egzersizi bitirdikten sonra dahi geçerlidir. Kanınız aracılığı ile beyaz yağa (kötü yağ) gelir ve onu kahverengi yağa (iyi yağ) dönüştürür.
Kolesistokinin
Bu hormon kalori alımını dengeleyerek iştahınızı kontrol etme görevine sahiptir. Vücutta salgılandığı zaman, tükettiğiniz yemek miktarını azaltır. Ayrıca, yemeklerden sonra tok hissettiğiniz süreyi de artırır.
İşte yukarıda değindiğimiz tüm bu nedenlerle spor ve hormonal denge, vücut ağırlığınızı kontrol etmede önemli bir rol oynamaktadır. Hayatınıza sağlığınıza iyi gelecek alışkanlıklar katmak ve düzenli olarak doktor kontrolünden geçmek hormonal dengesizlikleri önlemenin anahtarıdır.
Tüm alıntı yapılan kaynaklar, kalitelerini, güvenilirliklerini, güncelliklerini ve geçerliliklerini sağlamak için ekibimiz tarafından derinlemesine incelendi. Bu makalenin bibliyografisi güvenilir ve akademik veya bilimsel doğruluğa sahip olarak kabul edildi.
- Universidad Mayor de San Simón. Facultad de Ciencias Médicas., M., & Carvajal Garcés, C. F. (2010). OBESIDAD Y RESISTENCIA A LA LEPTINA. Gaceta Médica Boliviana. https://doi.org/10.1016/j.jamcollsurg.2004.07.014
- Almanza-Pérez, J. C., Blancas-Flores, G., García-Macedo, R., Alarcón-Aguilar, F. J., & Cruz, M. (2008). Leptina y su relación con la obesidad y la diabetes mellitus tipo 2. Gaceta Medica de Mexico. https://doi.org/10.1016/j.phpro.2012.05.036
- Vasquez-Machado, M., & Ulate-Montero, G. (2010). Regulación del peso corporal y del apetito. Acta Médica Costarricense.
- Fernando Carrasco, N., José Eduardo Galgani, F., & Marcela Reyes, J. (2013). Síndrome de resistencia a la insulina. estudio y manejo. Revista Médica Clínica Las Condes. https://doi.org/10.1016/S0716-8640(13)70230-X