Karantina Sırasında Kardiyovasküler Sağlığı Korunmak

Şu anda kendimizi koronavirüs nedeniyle evlerimize kapanmış bulsak da, karantina sırasında kardiyovasküler sağlığımızı ihmal etmek için bir bahanemiz yok. Bu nedenle, mevcut koşullarımıza rağmen kalbimize dikkat etmemizi sağlayan alternatifler aramak önemlidir.

Koronavirüs zamanlarında kardiyovasküler sağlığımızı korumak esastır. Kendimizi karantinada bulmamız, sağlığımızın herhangi bir yönünü ihmal etmek için bir bahane değildir. Tedbiri elden bırakmak cazip gelse de, bazı rutinleri korumak için düzenli kalmamız gerekiyor.

Bu, özellikle kardiyovasküler rahatsızlıkları olan kişiler için geçerlidir. Bu insanlar, ciddi COVID-19 formları geliştirme riski taşıyan gruplardan biridir.

SARS-CoV-2, hücrelerimize ACE2 (anjiyotensin dönüştürücü enzim) reseptörü adı verilen bir protein yoluyla giren bir virüstür. Bu protein, örneğin yüksek tansiyon gibi kardiyovasküler problemlerden muzdarip olanlarda daha büyük ölçüde etki gösterir.

Koronavirüsün mortalitesi ve ölümcüllüğü ile ilgili veriler, 65 yaşın üstündeki ve yüksek tansiyonu olan erkeklerin bu salgın hastalığa karşı özellikle savunmasız olduğunu ortaya koymuştur. Bu, kardiyovasküler sağlığı korumak için güçlendirici önerilerin karantina sırasında daha da önemli olmasının bir nedenidir.

Bu nedenle, kalbinize bakmak için karantina sırasında ihmal etmemeniz gereken üç noktaya değinmek istiyoruz. Stres seviyenizi kontrol altında tutmak, egzersiz yapmak ve sağlıklı bir diyet sürdürmek için neler yapabileceğinizi göreceğiz.

Karantina sırasında stres ve kardiyovasküler sağlık

Kuşkusuz, uzun süreli sosyal izolasyon stresli bir durumdur. Çok garip ve benzersiz özelliklere sahip aşırı bir durum yaşıyoruz. Aynı zamanda, eğer yalnız yaşıyorsanız, zorla yalnızlık da yaşıyorsunuz.

Bu sürecin zorluklarına olası enfeksiyon korkusunu da eklemeliyiz. Bu da bir stres faktörüdür, çünkü kendimizi hasta etme korkusu veya sevdiğimiz birini koronavirüs nedeniyle kaybetme korkusu her zaman mevcuttur.

Bu nedenle, çok fazla abartmadan kendinizi bilgilendirmeniz önemlidir. Her zaman en son bilgileri araştırarak haberlere, televizyona ve internete sürekli maruz kalmak ters sonuç verebilir.

Elbette, almamız gereken mevcut önlemlerin ve olası değişikliklerin farkında olmak da önemlidir. Ancak durumun zihinsel sağlığımızı etkilemesini önlemek için sınırlar koymamız gerekiyor. Stresli durumlar kalp krizleri için tetikleyici olabilir ve kalp sorunlarının altında yatan neden kötü haberler olabilir.

Karantina sırasında stresi azaltmanın ve kardiyovasküler sağlığımızı korumanın başka bir yolu da sevdiklerimizle bağlantıda kalmaktır. Bu anlamda, telefonda veya görüntülü sohbet yoluyla arkadaşlarımızla ve ailemizle konuşmak, kalplerimiz için koruyucu bir faktör olabilir.

Karantina sırasında fiziksel aktivite

Zorunlu karantina uygulayan hemen hemen her ülke, izolasyon sırasında aktif kalma konusunda vatandaşlarına önerilerde bulundu. Bu, özellikle de apartmanlarla dolu büyük şehirlerin sakinleri için yapılması kolay bir şey değil.

Bununla birlikte, bariz zorluğa rağmen, evlerimizde aktif kalmayı başarırsak kardiyovasküler sağlığımızı gerçekten artırabiliriz. Egzersiz rutinlerinin kalp sağlığında, özellikle de yaşlılarda koruyucu bir faktör olarak çok yararlı olduğu kanıtlanmıştır.

Sosyal izolasyon süresi boyunca, fiziksel aktivite için günün belirli bir zamanını bir kenara bırakmak iyi bir fikirdir. Günlük egzersiz programı oluşturmak hedefinize ulaşmanıza yardımcı olabilir.

İhtiyacınız olan fiziksel aktiviteyi elde etmek için büyük egzersiz ekipmanlarına veya geniş alanlara ihtiyacınız yoktur. Sadece yaratıcı olun ve bu tür bir durum için tasarlanmış rutinlerden yararlanın. İnternete bakarsanız, bolca bulacağınızdan emin olabilirsiniz.

Her gün 30 dakika fiziksel aktivite yeterlidir. Dahası, haftada üç kez egzersiz yapmayı başarırsanız, bunun zaten metabolik bir etkisi olacaktır. Kardiyovasküler sağlığınıza özen göstermenin düşündüğünüzden çok daha kolay olduğunu anlamak önemlidir.

Karantina sırasında kardiyovasküler sağlığınızı korumak için iyi beslenmek

İzolasyonda olduğumuz süre boyunca yediklerimize özellikle dikkat etmeliyiz. Kardiyovasküler sağlığımız söz konusu olduğunda bu bir diğer önemli faktördür.

Uzun süreli karantina, yediklerimizle ilgili olarak düzensiz ve dengesiz beslenme alışkanlıkları edinmemiz açısından bizi risk altına sokar. Egzersiz rutinleri oluşturmazsak, çok az miktarda kalori yakarız. Yediklerimiz ve miktarları da içinde bulunduğumuz duruma uygun olmalıdır.

Mevcut durumumuz kısa sürede hızla kilo almaya yol açabilir, ancak tek sorun bu değildir. Karantina sırasında kardiyovasküler sağlığınızı korumak, tuz gibi tehlikeli maddelerin tüketimini de kontrol altında tutmak anlamına gelir. Sodyumun kan basıncımızı arttırma eğiliminde olduğunu unutmayın.

Sosyal mesafe önlemleri, satın alma alışkanlıklarımızı da etkileyebilir. Tüm şehirlerde ve mahallelerde sürekli olarak taze meyve ve sebze bulunamayabilir, bu da masaya koyduğumuz seçenekleri sınırlayabilir. Mümkünse, işlerinizi bu gıdaları elde etmek için sık sık dışarı çıkmanıza gerek kalmayacak şekilde düzenleyin. Bunları diyetinize dahil etmek kardiyovasküler sağlığınız için faydalı olacaktır.

Konserve meyve ve sebzelerden veya yapay olarak kapatılmış herhangi bir kapta gelenlerden uzak durun. Bu ürünler daha uzun süre dayanmasına rağmen, bu uzun ömürlerini içlerine eklenen tuza borçludurlar. Bu nedenle, onları yemek sağlıklı olmak yerine, aslında verimsiz olabilir.

Bu, kalbimize dikkat etmemiz gereken bir zamandır

Kalbinize bakmak için her zaman iyi bir zamandır, ancak koronavirüs karantinası zamanlarında kardiyovasküler sağlığınızı korumak iki yönden fayda sağlar.

Sadece gelecekte yaşayabileceğiniz kardiyovasküler hastalık riskinizi azaltmakla kalmazsınız. Ayrıca, koronavirüs kaparsanız enfeksiyonu kontrol altında tutma şansınızı da artırırsınız. Başka bir deyişle, enfeksiyonun ciddi hale gelmesini önleyebileceksiniz.