Yalnızlık ve Uykusuzluğun Çok Yakın İlişkiler İçinde Olabileceğini Biliyor Musunuz?
Yalnızlık ve uykusuzluk birbirine bizim düşündüğümüzden daha da yakındır. İzole edilen ya da sosyal yaşantıları sınırlı olan insanlar uykusuzluk hastalığına yatkın olabilir.
Sosyal ağlar ve İnternet, insanların çevrelerindeki insanlarla daha az temas kurmaları için mükemmel koşullar yarattı. Buna ek olarak, insanlar sizden uzaklaştıkları ya da size kaba davrandığı zaman, bu durum sizin kontrolünüz altında ama yalnız olduğunuz bir alanda sabit bir şekilde var olmanıza neden olabilir.
İzolasyona olan bu yatkınlığın birçok kötü tarafı olabilir ve en kötülerinden biri de dinlendirici bir uyku elde etmek konusunda zorluk çekmektir.
Yalnız insanların % 25’i daha kalitesiz bir uykuya sahip
King’s College (İngiltere) ‘den bir grup araştırmacı uyku alışkanlığı üzerine bir araştırma yaptıkları zaman, uykusuzluk ve birkaç farklı yaşam tarzı faktörü arasında bir bağlantı kurmayı beklediler. Ancak, sonuç beklendiği gibi çıkmadı.
Araştırmaları, istihdam durumu, çocuk sahibi olmak ya da olmamak, alkol tüketimi ve hatta genetik geçmiş gibi etkenlere odaklandı. Sonuç olarak bunlardan herhangi biri ve uyku problemi arasında doğrudan bir ilişki yoktu. Bununla birlikte, bir hususun ilişkisi tespit edildi: Yalnızlık hissi.
Nitekim, yalnız hisseden insanlarda, bu tatsız uyku bozukluğundan muzdarip olma ihtimalinin % 25 daha yüksek olduğu bulundu. Daha da kötü tarafı, uykusuzluk üzerine yapılan bu çalışma sadece 18 ila 19 yaş arasındaki genç insanlar üzerinde yapıldı.
Bunu da okuyun: Uykusuzluk ile Doğal Yollardan Savaşmak için 8 Gıda
Uykusuzluğun kurbanları
Bu eğilim, çocuklukta taciz ya da şiddete maruz kaldıklarını bildiren bireyler arasında daha da belirgindi. Taciz, tecavüz ve zorbalığın hepsi izolasyonu tetikler, bu durum sonuç olarak mağdur kişinin uykusunu etkiler.
Bütün bu bilgiler, travmanın bir kişinin uyku kalitesi ve miktarı üzerinde yarattığı etkiyi nasıl yansıttığını anlamaya davet ediyor. Sonuç olarak, istismara uğramak stres, karışıklık, endişe ve psikolojik değişimleri içerir. Dahası, bu konuda yapılan ve sonuç veren tek araştırma bu değildir.
Aynı eğilim yetişkinlerde de meydana gelir
2011’de başka bir araştırmacı grup, Güney Dakota kırsalında benzer bir çalışma yaptı. Bu kez, tamamen izole bir halde olmamalarına rağmen “yalnız” hissettiklerini söyleyen 95 yetişkin bireye odaklandılar.
Onların çalışması, yalnızlık ile uyku eksikliği arasında belirli bir bağlantı bulamadı. Bununla birlikte, katılımcıların çoğu tarafından parçalı uyku olarak bilinen bir fenomen anlatıldı. Bu uyku içerisinde, dinlenme süreci sürekli olarak kesintiye uğrar.
Her iki çalışma da benzer sonuçlara vardı: yalnızlığın algılanışı uykusuzluğa yol açmakta ve insan sağlığına olumsuz etkide bulunmaktadır.
Antropolojik hipotez
Genel olarak, ilk çalışmayı yürüten araştırmacılar, uykusuzlukla olan bu ilişkinin insanın evrimsel bir cevabı olduğunu düşünüyor. Bu bakış açısından, insan ruhundaki yalnızlık, güvensizlik ve çaresizlik duygularına dönüşür.
İzole olduğumuzu algıladığımız zaman, beyin otomatik olarak bu durumu önleme, onla mücadele ve ondan kaçış için hazırlanır. Bu durum, insanların gece boyunca neden sürekli olarak uyandığını açıklayabilir.
Gerçekte, yalnız hissettiğiniz zaman aktif hale gelen bir kendini koruma mekanizması olabilir. Bu durum özellikle, bağımsızlığını yeni elde etmiş (gençler) ya da kısa bir süre önce yeni bir yere taşınan bireyler için önemli olabilir.
Bunu da okuyun: Uykusuzluk ile Savaşmaya Yardımcı 10 Yiyecek
Bağımsız olmayı öğrenin
Her iki çalışmanın sonuçları, bireysel gelişiminizin bir parçası olarak bağımsız olmayı öğrenmenin önemini teyit eder.
Genç yaştan itibaren hazırlanmak, yetişkinlik dönemindeki değişikliklere karşı dayanıklı olmayı kolaylaştırabilir ve ebeveynlerin bütün bu süreçte oynaması gereken çok önemli bir rolü vardır.
Gençlerin daha bağımsız hale gelmesine nasıl yardımcı olabilirsiniz? Her ebeveynin büyük olasılıkla kendi yöntemleri vardır, ancak önemli olan, çocukların ve genç yetişkinlerin, kendi kendilerini gözetmek zorunda oldukları kontrollü durumlara yerleştirilmesidir.
Başarı duygusu, bağımsızlığını yeni sağlamış çocuklar açısından istikrarı sağlamanın bir başka anahtar bileşeni olabilir. Düzenli telefon görüşmeleri ve e-postalar onları duygusal olarak dengede tutmaya yardımcı olabilir.
Ayrıca ebeveynler için hafta sonu ziyaretleri planlamak da iyi bir fikirdir. Bu şekilde, çocuklarının duygusal dengelerine katkıda bulunabilirler. Bu durum onlara, yalnız olmadıklarını hatırlatarak ve öz güvenlerini yenileyerek yardımcı olur.
Yalnızlık ve uykusuzlukla nasıl savaşmalı
Garip olarak, bu iletişim çağı belki de insanlığın en yalnız tarihsel dönemlerinden biri olabilir. İnsanları sosyal olarak bir araya getiren şeyler, kendi fiziksel ve duygusal sağlığımız için yenilenmelidir.
Taciz mağduru olanlar bireyler, çok yakın zamanda taşınan ya da eşlerini kaybedenler, gençler ve yaşlılar izolasyon duygularına karşı en savunmasız olan kişilerdir.
Tüm alıntı yapılan kaynaklar, kalitelerini, güvenilirliklerini, güncelliklerini ve geçerliliklerini sağlamak için ekibimiz tarafından derinlemesine incelendi. Bu makalenin bibliyografisi güvenilir ve akademik veya bilimsel doğruluğa sahip olarak kabul edildi.
- Hom, M. A., Hames, J. L., Bodell, L. P., Buchman-Schmitt, J. M., Chu, C., Rogers, M. L., … Joiner, T. E. (2017). Investigating insomnia as a cross-sectional and longitudinal predictor of loneliness: Findings from six samples. Psychiatry Research. https://doi.org/10.1016/j.psychres.2017.03.046
- Sharma, B., Lee, T. H., & Nam, E. W. (2017). Loneliness, insomnia and suicidal behavior among school-going adolescents in Western Pacific Island countries: Role of violence and injury. International Journal of Environmental Research and Public Health. https://doi.org/10.3390/ijerph14070791
- Allgulander, C. (2010). Novel approaches to treatment of generalized anxiety disorder. Current Opinion in Psychiatry. https://doi.org/10.1097/YCO.0b013e328333d574