Yumurtalık Sağlığını Etkileyen 5 Faktör

Yumurtalık Sağlığını Etkileyen 5 Faktör

Son Güncelleme: 13 Aralık, 2018

Yumurtalık, dişi üreme sisteminin bir parçasıdır. Bu bezler yalnızca üreme için değil aynı zamanda projesteron ve östrojen gibi hormonların üretimi ve adet gibi birçok fonksiyonun düzenlenmesi için de gereklidir.

Maalesef, sizin de bildiğiniz gibi, yumurtalıklar her zaman kaçınılması mümkün olmayan birkaç hastalıkla bağdaştırılır. Yumurtalık kistleri ve tümörler tüm dünyada kadınların taşıdığı risklere örnektir.

Bu sebeple düzenli kontrol ve sağlıklı bir hayat tarzı sürdürme büyük önem taşır. Bu yazımızda yumurtalık sağlığını etkileyen büyük risklerden bazılarına değineceğiz.

Bu önemli bilgileri kaçırmayın!

1. Obezite

obezite

Bildiğiniz gibi, fazla kilo daima sağlık risklerini yanında getirir, ancak obezitenin yumurtalık hastalıklarıyla nasıl bir bağlantısı olabilir?

  • Obezite yalnızca metabolizmamızı değiştirmez, aynı zamanda hormonlarımızı da etkiler. Vücudumuz daha fazla yağ depolamaya başladığında, bu aynı zamanda endokrin sistemini de değiştirir ve dolayısıyla adet döngüsünde değişiklikler yaşanır.
  • Birçok uzman hormonal değişiklerin çoğu zaman polikistik over sendromundan tümöre kadar farklı sorunlara yol açtığı konusunda kadınları uyarıyor. Ayrıca, doktorlar kadın kısırlığının da bazen obeziteyle bir bağlantısı olduğunu belirtmekte.

Şu da ilginizi çekebilir: Yumurtalık Kanseri Nasıl Teşhis Edilir?

2. Genetik risk faktörleri

genetik risk

Genetik. Annelerimizin, anneannelerimizin ve teyzelerimizin yaşadığı hastalıklar büyük ölçüde kendi üreme sistemimiz içinde gelişebilecek hastalıkları da etkilemektedir. Örneğin, ailesinde yumurtalık kanseri geçmişi olanların bu hastalığa yakalanma riski daha yüksektir.

Genelde kalıtsal olan BRCA1 ve BRCA2 genlerinde küçük mutasyonlar mevcuttur. Birçok kadın genelde belli hastalıklarına yakalanma ihtimallerini öğrenmek üzere tam tekmil bir genetik analiz yaptırıyor.

3. İleri yaşta çocuk sahibi olmak

anne olmak

Tüm kadınlar anneleri veya anneanneleriyle aynı yaşta çocuk sahibi olamazlar. Evin dışında bir kariyerin zorlukları ya da çocuk yetiştirmek için zaman sunmayan bir iş hayatı yavaş yavaş anne olma yaşını 30’un üstüne çıkarmıştır.

Peki bu sağlığımız açısından bir risk teşkil ediyor mu? Uzmanlar bir kadın hayatı boyunca ne kadar yumurtlarsa yumurtalık kanserine yakalanma riskinin de bir o kadar yüksek olduğunu  belirtiyor.

26 yaşından önce çocuk sahibi olmak yumurtalık kanseri riskini azaltmaktadır. Bu koruma 35 yaşını geçtikten sonra ilk kez çocuk sahibi olanlar için geçerliliğini kaybediyor.

Bu yazımıza da bir göz atın: Yumurtalık Kistleri Hakkında 9 Gerçek

4. Talk pudrasının zararları

talk pudrası

Talk pudrası farkında olmamız gereken birçok sebepten yumurtalık kanserine yakalanma riskiyle ilişkilendirilmiştir:

  • Talk pudrasının içinde yumurtalık kanseri dahil birçok farklı kanser çeşidine sebep olduğu bilinen asbest isimli toksik bir maddeyi barındıran magnezyum silikat bulunmaktadır. Aslında, deodorantlarda kullanımı sebebiyle meme kanserine yakalanma riskini de arttırdığı bilinmektedir.
  • Amerika’da, federal kanunlar 1970 yılından itibaren talk pudralarının içinde asbest kullanılmasını yasaklamıştır. Ancak tüm ülkeler aynı yasayı onaylamadı.
  • Kadınların talk pudrasından kaynaklanan kansere daha çok yakalanmasına ise bu ürünü bebeklerimizde kullanmamız sebep olmaktadır. Pudra genelde farkında olunmadan solunur.

Bundan sonra talk pudrası alırken içinde asbest olup olmadığına iyice bakmayı unutmayın.

5. Yağ oranı yüksek beslenme

yağlı yiyecekler

Bizler daima içinde tehlikeli yağ bulunmayan dengeli ve çeşitli beslenmenizi ve egzersiz yaparak sağlıklı bir hayat tarzı sürdürmenizi öneriyoruz. 

Hepimiz rafine un ve tuzla yapılan o leziz pasta börekleri yemeyi seviyoruz. Ancak bu tip yiyeceklerin genelde yumurtalıklarda tümör çıkmasını teşvik ettiklerini unutmamalısınız.

Su, doğal sebze meyve suları, sebze ve meyve tüketiminizi arttırın. Yağ bakımından zengin olan tüm yiyecekler östrojen aktivitenizi değiştirir. Kendinize daha iyi bakmalısınız!


Tüm alıntı yapılan kaynaklar, kalitelerini, güvenilirliklerini, güncelliklerini ve geçerliliklerini sağlamak için ekibimiz tarafından derinlemesine incelendi. Bu makalenin bibliyografisi güvenilir ve akademik veya bilimsel doğruluğa sahip olarak kabul edildi.



Bu metin yalnızca bilgilendirme amaçlı sunulmuştur ve bir profesyonelle görüşmeyi yerine geçmez. Şüpheleriniz varsa, uzmanınıza danışın.