Çocuklara Korkuyu Değil, Sevgiyi Öğretin

Mutlu, adaletli çocuklar yetiştirmek için onları baskıyla değil, saygıyla yetiştirmelisiniz. Kuralları doğru buldukları için takip etmeleri, onlardan korkmamaları önemlidir. 
Çocuklara Korkuyu Değil, Sevgiyi Öğretin

Son Güncelleme: 09 Ocak, 2019

Birçok insanın düşündüğünün aksine, çocukları katı kurallarla yetiştirmek başarıyı garantilemiyor. Bağırma ve katı kurallar ile yerleşen itaat, korku ve güvensizlikle sonuçlanıyor ve mutlu bir çocuk yetiştirmiş olmuyorsunuz.

Aslında ilginçtir ki, “itaatkar ve söz dinleyen çocuk” birçok ailenin umduğu ve beklediği bir şeydir. Ama bazen bu uysal çocuk özgüveni düşük ve mutsuz bir çocuktur. Bu çocuğun çevresine o kadar çok duvar dikilmiştir ki; hayatı bir hapis olarak görür.

Buna ek olarak, insiyatif alma kabiliyetine sahip olamaz; çünkü her zaman başkalarının ona yön vermesini bekler. Mutlu çocuk keşfeder, oynar, güler ve iletişime geçer. Korku ve otorite ile büyüme, özgüvenin kanatlarını keser.

Bu yüzden, çocuklarınız için ebeveynlik tarzınızı seçerken, onların bütünlükle büyümelerine izin veren tarzı seçin. Bu tür ebeveynlik, dünyada saygı ile yaşamalarını, mutlu olmalarını ve mutlu etmelerini sağlar. Aşağıda sizler için bu konuda basit öneriler sunacağız.

Eğitimde Kısıtlamalar

Herkes, kendisini dinleyen, mutlu etmeye çalışan ve koyduğu standartları karşılayan bir çocuk ister. Bu arzu edilen bir şeydir; ama unutmayın ki, böyle bir davranış diğerleriyle uyum içinde olmalıdır.

  • Kurallara itaat etmek onları anlamakla beraber gitmelidir. 
  • Çocuk her an ondan beklenen şeyleri ve neden kural koyduğunuzu anlamalıdır.
  • “Annem ne isterse onu yaparım; çünkü o benim için en iyisini ister. Oyuncaklarımı akşam yerlerine kaldırırım; çünkü odamı düzenli tutmalıyım. Diğerleri konuşurken saygılı olmak ve dinlemek için sessiz olurum.”

Çocukların kurallara uyma nedeni korku veya cezalandırılma korkusu olmamalıdır. Eğitimde davranışsal psikoloji her zaman işe yaramayabilir. Çocuğunuz her hata yaptığında bağırılmaya veya benzer yaklaşımlara alışırsa, anne babasına karşı korku ve kızgınlık geliştirir.

yüzünü kapatmış çocuk

Mutlu bir çocuk yetiştirmek istiyorsanız korku temelli eğitimden uzak durun

Bir aylıktan yedi yaşa kadar olan döneme erken çocukluk denir. Bu dönemde olan her şey çocuğun gelecekteki gelişimi için anahtar değeri taşır.

Ayrıca bakınız: Dokunmak Kalbi Besler

Her anne baba çocuklarından bir şey istediğinde çocuğun itaat etmesini ister. Böylece çocuk, ailesinin dinamiklerine entegre olur ve bu, çocuğu korur. Ama çocuklar kendilerini kanıtlamak için her zaman sınırların ötesine geçmek ister.

Çocuk her sınırı aştığı zaman ciddi cezalar, bağırma veya sitemle karşılaşırsa, iki biçimde tepki verebilir. Eğer korkularını besleyecek olursa, size daha çok zorluk çıkarabilir veya içine daha çok kapanabilir.

Bir çocuk, erken çocukluk döneminde her gün korku ile büyümemelidir. Korku özgüveni aşındırır ve genç, büyümekte olan bir beyne gereksiz baskı yapar. Ceza temelli yetiştirme, çocuğun sadece dışarıdan gelen onaylamaya odaklanmasına sebep olur.

Böylece, öz güveni olmayan kararsız bir insan yetiştirirsiniz. Ailesi yüzünden dünyayı korku merceğinden keşfeden herkes mutsuz büyür. “Eğer beni en çok seven insanlar, beni en çok korkutan kişilerse, bu dünyada kendimi korumalıyım.

çocuk eğitimi

Sevgi ve saygı ile öğretin

  • Saygı ile öğretmek, çocuğunuza her an onlardan beklenen şeyi söylemek demektir. Aynı zamanda kendilerini kendileri olmaya teşvik etmek, dünyayı yanınızda güvenli bir şekilde keşfetmeleri anlamına geliyor.
  • Sevgiyle öğretmek, bağırmaya gerek olmadığı anlamına gelir ve bunun yerine tartışmalar rahat ve net bir tonla yapılır.
  • Çocuklarınıza itaatkarlığı sevgi yoluyla öğretmek isterseniz, aynı zamanda sizin de dinlemeniz gerekir. Onun düşüncelerine dikkat edip buna dayanarak öneriler, açıklamalar yapabilir ve rehberlik edebilirsiniz.
  • Kusursuz çocuk sahibi olmaya çalışmayın. Hedefiniz, ailenizin ve toplumun kurallarını bilen, mutlu bir çocuk yetiştirmek olmalıdır.
  • Öğretmek için çocuğunuza bir ses vermeniz gerekiyor. Cezaya ve suçlamaya odaklanırsanız ve yalnızca yanlış yaptığı şeylere dikkat çekerseniz, kendini anlayamayan bir birey yetiştirirsiniz.
  • Hatalı davrandıklarında çok şiddetli olmak yerine, yanlış yaptıkları şeyi ve bunu daha iyi nasıl yapabileceklerini açıklayın.
  • Unutmayın ki, çok fazla talepte bulunmak iyi bir şey değildir. Boyun eğen, sessiz bir çocuk yaratmak istemezsiniz.
  • Çocuğunuzun doğal yeteneklerine odaklanın; böylece onları mutlu eden şeyler için çabalama zamanı geldiğinde kendilerine güvenebilirler.
pencereden bakan çocuk
Çocuğunuzu cezalandırmak yerine, onunla “bağ kurmayı” öğrenin. Eğer ihtiyaçlarını anlarsanız, her gün büyümelerine daha iyi yardımcı olabilirsiniz.

Tüm alıntı yapılan kaynaklar, kalitelerini, güvenilirliklerini, güncelliklerini ve geçerliliklerini sağlamak için ekibimiz tarafından derinlemesine incelendi. Bu makalenin bibliyografisi güvenilir ve akademik veya bilimsel doğruluğa sahip olarak kabul edildi.


  • Janzen, H. L., Hildebrand, D. K., Kaufmann, L., & Saklofske, D. H. (2001). Depresión en los niños. National Association of School Psychologist. https://doi.org/10.1007/BF01150711
  • Cecilia, G., López, H., Cristina, M., & Vesga, G. (2009). Interacción familiar y desarrollo emocional en niños y niñas *. Revista Latinoamericana de Ciencias Sociales, Niñez y Juventud. https://doi.org/10.1111/ajsp.12099
  • Positivo, R., Darle, C., Quitarle, N., & Negativo, E. R. (2012). Refuerzos Y Castigos. Seeducansolos.
  • Pulido, S., Castro-Osorio, J., Peña, M., & Ariza-Ramírez, D. P. (2013). Pautas, creencias y prácticas de crianza relacionadas con el castigo y su transmisión generacional. Revista Latinoamericana de Ciencias Sociales, Niñez y Juventud, 11(1), 245-259.
  • Palacios, J., & Castañeda, E. (2009). La primera infancia (0-6 años) y su futuro. Organização dos Estados Ibero-americanos para a Educação, a Ciência ea Cultura= Organización de Estados Iberoamericanos para la Educación, la Ciencia y la Cultura.

Bu metin yalnızca bilgilendirme amaçlı sunulmuştur ve bir profesyonelle görüşmeyi yerine geçmez. Şüpheleriniz varsa, uzmanınıza danışın.