Dokunmak Kalbi ve Ruhu Besler

Dokunmak bağları güçlendirir, his ve duyguların aktarılmasını sağlar. Fakat bu mükemmel ilgi gösterme şeklini ne yazık ki olması gerektiği kadar kullanmıyoruz.
Dokunmak Kalbi ve Ruhu Besler

Son Güncelleme: 26 Aralık, 2018

Dokunmak ve okşamak, ilgi göstermenin ve bir ilişkiyi güçlendirmenin yollarından biridir. Duyguların, hislerin ve temel zevk duyularının harekete geçmesini sağlar. Vücudumuz öfkeyi azaltan, mutluluk hissini artıran ve bağları kuvvetlendiren çok sayıda reseptör içerir.

Bugün biliyoruz ki tüm dokunmalar tabi ki hoş karşılanmıyor ve tüm fiziksel temaslar rahat ve memnun edici değil. Okşamanın önemi özellikle kalbimizde yeri olanlar için ön plana çıkıyor. Hatta ister inanın ister inanmayın, bu kişiler arasındaki “beslenmenin” gerekli bir kaynağı olarak görülüyor.

Bir bebeğin sevildiğini hissetmesi ve beyin yapısının olması gerektiği şekilde gelişebilmesi için okşanmaya ve dokunulmaya ihtiyacı vardır.

Diğer bir yandan, bu akıllıca dokunma sanatını anlayamamış romantik partnerler de bir ilişkiyi komple idrak edemezler – hatta bir çift olarak iki kişi için harikalar yaratabilen o basit küçük jestleri ve hoş iltifatları da.

Biz de bu yazıda dokunmayla, ilgi göstermenin küçük yollarıyla ve bunların sağlık açısından bize faydalarıyla ilgili dikkat çekmek istiyoruz.

Kalpten ve hisli bir şekilde dokunma

Vücudunuz dış çevreden algıladığınız his ve duyuları ileten 5 milyon adedin üzerinde sinir ucuna sahiptir. Vücut, soğukluk hissi, ısı, tiksinme, zevk alma, ruh halleri ve birçok duygu çeşidinin iletimini yapar.

Bir annenin bebeğini okşayarak sakinleştirmesini, bir kişinin arkadaşına gösterdiği destek dokunuşunu ya da bir partnerin sevgilisine gösterdiği sevgi ve ilgiyi belli eden dokunuşlarını hayal edin.

Bu arada unutmamamız gereken bir gerçek var: Yaşayan tüm canlılar başka canlılara dokunma halindedir ve bundan zevk duyarlar. Hayvanlar birbirine dokunur, evcil hayvanlarımız bile gelip bizim tarafımızdan dokunulmak ister. Bu, direkt olarak dokunmanın faydalarının farkında olan duygusal beyinden gelen bir tür iletişim dilidir.

Dokunmak bir empati sanatıdır

Kim karşındakine dokunarak ilgi göstermeyi sunuyorsa o kişi bu hareketin ne kadar memnun edici olduğunun ve sevdiği insanın dokunuşunu hissetmenin pozitif ve sağlıklı bir ilişki için ne kadar önemli olduğunun gayet farkındadır demektir.

  • Şunu belirtmemiz gerekir ki bazı insanlar dokunmayı özellikle ön sevişme ile birlikte özdeşleştirmeye meyillidir. Ya da cinsellikteki ilk tahrik olma ve uyarılma aşaması ile birlikte.
  • Dokunma sanatı sadece ve özellikle seks ile ilgili değildir; insan iletişiminin çok gerekli bir parçasıdır. İster bir aile bireyiyle olsun, ister yakın arkadaş olsun ya da özel bir kişiyle olsun, dokunmak bağ kurmanın bir yoludur.
  • Sana dokunuyorum çünkü biliyorum ki buna ihtiyacın var, çünkü biliyorum ki bu senin destek görmüş, sevilmiş ve takdir edilmiş hissetmeni sağlayacak. Bu tamamen bizim sadece daha iyi hissetmemizi isteyen bir kişi tarafından gelen empati duygusunu yansıtmaktadır.
  • Yine de bazı insanların dokunma ve sarılmaları bazen problematik olabilecek bir bencillik özelliğinin alt formu olabilmektedir ki bunu da aklımızın bir köşesine yazalım.
eller enerji

Oksitosin, bir ilişki kurma yapıştırıcısı

Oksitosin, bir hormon olmasının yanı sıra, aynı zamanda bir nörotransmitterdir. Kısaca tanımlamak gerekirse: Yaşayan canlıları birbirine aşkla, ilgiyle ve sevgiyle bağlayan; stresi azaltan; çiftler arasındaki ya da anne ile çocuk arasındaki bağları kuvvetlendiren bir yatıştırıcıdır.

  • Oksitosin hipotalamusta üretilir ve tüm vücut boyunca dağılmadan önce hipofiz bezinde saklanır.
  • Bu büyüleyici kimyasal empati, sevgi, şevkat gibi davranış biçimlerini tetiklediği gibi cinsel istekte artış ve hatta anne sütünün artışı gibi etmenlerde de rol oynar.
  • Vücudumuzda ne kadar çok oksitosin olursa, davranışlarımız da o kadar az agresif olur. Harika bir şey değil mi?
sarılmak

Sevdiğimiz kişilere dokunma korkusunu bir kenara atmak

Bazı insanlar utangaç olur ve fiziksel temas sırasında kendilerini güvensiz ve tuhaf hissederler. Bu insanlar bu şekilde bir iletişim türünden sürekli kaçınmaya devam ederlerse bu onların başkalarıyla uzun süreli ve güçlü bir ilişki kurmalarını zorlaştırır.

Dokunarak, sarılarak, öpüşerek, kısacası temas halinde ifade edilmeyen bir aşk, yarım bir aşktır. Bu şekilde bir çok aşk kurban vermiştir ve bu insanlar ne yazık ki kaybetmiştir.

  • Hiç bir söz söylemeden de olsa bu şekilde bir iletişim şekli geliştirmekten kaçınmayın. Bu jestlere her gün bir şans verin. Bir yanak alma, elini tutma, sabah uyandığınızda ya da evden çıkarken sarılma, beklenmeyen bir anda öpücük verme gibi küçük şeyler bizi bir arada tutan etmenlerdir.
  •  Çocuklarınızla özel bir bağ kurmayı unutmayın. Bebeklikleri sırasında sürekli anne ile temas halinde olmasını sağlayın ve yaşları ilerledikçe onlara bol bol dokunarak ve sarılarak bu bağı devam ettirin.
  • Biliyoruz ki bir zaman gelecek ve belki de gurur yaparak bu temas halinde olma halinden kaçınacaklar. Yine de sevilen kişi tarafından dokunulmayı herkes sever.

Dokunmak bir destek gösterme jestidir. “Hep senin yanında olacağım” ya da “Benim hayatımın önemli bir parçasısın” demek gibidir.


Bu metin yalnızca bilgilendirme amaçlı sunulmuştur ve bir profesyonelle görüşmeyi yerine geçmez. Şüpheleriniz varsa, uzmanınıza danışın.