Çocuklarda Ruhsal Bozukluklar ve Semptomları
Ruhsal bozukluklar ve diğer hastalıklar sadece yetişkinleri değil çocukları da etkiler. Hatta birçok hayvan türünde dahi ruhsal bozukluklar görülür. Ancak, çocuklarda bu tip durumların semptomları kendilerini farklı şekillerde gösterir. Peki siz çocuğunuzdaki ruhsal bozukluk semptomlarını ayırt edebiliyor musunuz?
Bugün, sizin çocuklarda ruhsal bozukluklar hakkında daha fazla şey öğrenmenize izin verecek bazı semptomları derledik. Bu yazıyı okuyun ki eğer çocuğunuzda bu semptomlar ortaya çıkacak olursa bunları nasıl tanıyacağınız konusunda fikriniz olsun.
Çocuklarda Ruhsal Bozukluklar Hakkında Bilmeniz Gerekenler
Yetişkinlerde ruhsal bozuklukları tespit etmek karmaşık bir şey olmasa da çocuklar ile ilgili aynı şeyleri söyleyemeyiz. Doğrusunu söylemek gerekirse çocuklar onlardan sorumlu olan yetişkinlerin genellikle fark etmeyeceği bazı semptomlar gösterebilir. Ne yazık ki bundan dolayı tedaviye başlamadan önce değerli olan zaman çoğunlukla bu şekilde kaybedilir.
Ayrıca çocukların henüz kelime dağarcıklarını geliştirmekte olduğunu da aklınızda tutun. Dolayısıyla, hissettikleri şeyleri ifade edebilme becerileri hala sınırlıdır.
Bunlardan dolayı çocuklardan sorumlu olan yetişkinler çocuklarda ruhsal bozukluklar nasıl ortaya çıkıyor bilmelidir ki bunu tespit edebilsinler ve çocuk mümkün olan en kısa zamanda tedavi alabilsin.
Aşağıda size çocuklarda en sık görülen ruhsal bozuklukları ve bunların genel semptomlarını ayrıntılı şekilde anlatacağız.
Çocuklarda En Sık Görülen Ruhsal Bozukluklar
Çocuklar da yetişkinlerle aynı ruhsal bozukluklardan muzdarip olabilir.
Ancak bazı bozukluklar çocuklarda daha yaygın bir biçimde görülür. Örneğin:
- Obsesif kompülsif bozukluk, sosyal fobi, yaygın anksiyete bozukluğu ya da seçici dilsizlik gibi anksiyete bozuklukları.
- Dikkat dağınıklığı ve hiperaktivite.
- Otizm.
- Blumia veya anoreksi gibi yeme bozuklukları.
- Depresyon veya bipolar bozukluk gibi duygudurum bozuklukları.
- Genellikle ergenliğin sonlarına doğru ortaya çıkan şizofreni.
Çocuklarda Ruhsal Bozuklukların Semptomları
Yukarıda da bahsettiğimiz üzere çocuklarda ruhsal bozukluklar genelde ebeveynler tarafından fark edilmez. Hatta ilk önce ortaya çıkan semptomların normal olduğunu ve çocukların yaygın davranışlarının bir parçası olduğunu bile düşünebilirsiniz. Eğer durum bu ise bu davranışları bir şeylerin yanlış olduğuna dair bir semptom olarak görmeyeceksiniz.
Herhangi bir durumda eğer spesifik bir işaret uzun bir süre boyunca varsa veyahut daha yoğun hale gelirse bir terapistin yardımına başvurun. Bu durum çocuğunuzun ekstra yardıma ihtiyacı olduğunun bir işareti olabilir.
Ebeveynler çoğunlukla çocuklarındaki ruhsal bozukluk semptomlarını tespit edebilmek için gereken bilgiye sahip değildirler. Bundan dolayı yardım istemeyebilirler. Ne yazık ki çoğumuz toplumumuzda ruhsal bozukluklara karşı var olan negatif tutumdan ve stigmatizasyondan etkileniyoruz. Bununla birlikte ilk adım ruhsal bozukluklar ile ilgili sahip olabileceğiniz herhangi bir tabu veya önyargıyı geride bırakmaktır. Bu şekilde çocuğunuzun güvenini arttırabilir ve bu (gereksiz) sosyal stigmayı en azından evinizde durdurmaya yardımcı olabilirsiniz.
Peki hangi semptomlara dikkat ediyor olmalısınız?
1. Davranışlarda Değişiklikler
Çocuğunuzun davranışlarında köklü ve radikal değişikliklere dikkat edin. Örneğin çocuğunuz sinirli veya şiddete yatkın davranmaya başlayabilir veya tehlikeli ve agresif şekilde davranabilir. İnsanları tehdit edebilir veyahut sürekli birileriyle kavga edebilir ve tartışabilir.
Burada dikkat etmeniz gereken alışılmadık ve orantısız sinir veyahut saldırganlık durumlarıdır. Bu durumlar bir ruhsal bozukluğun varlığına işaret edebilir.
Ayrıca çocuğunuzun davranışlarındaki herhangi bir kayda değer değişikliği ruhsal bozuklukların bir işaretçisi olarak değerlendirin, özellikle de bu değişiklikler uzun bir süre boyunca devam ederse ya da yoğun iseler dikkatli olun.
2. Huysuzluk
“Belirtilere dikkat edin,” dediğimizde kastettiğimiz şey çocuğunuzun günlük hayatını etkileyen önemli değişikliklere dikkat etmeniz.
Dolayısıyla, örneğin eğer çocuğunuzdaki bir üzgünlük hissi 15 günden fazla sürerse veya çocuğunuz izole ve dalgın ise özellikle dikkat edin. (Ancak bazı çocukların basitçe diğerlerinden daha içine kapanık olduğunu da aklınızda tutun.)
Örneğin eğer yeni davranışları onları eskiden sevdikleri şeyleri yapmaktan alıkoyuyorsa veya okuldaki performanslarını etkiliyorsa bunu fark edin. Eğer durum buysa çocuğunuzda çocukluk depresyonu gibi bir ruhsal bozukluk olabilir.
3. Konsantre Olmada Güçlük
Çocukların konsantre olmada güçlük çekmesi normaldir, özellikle de uzun bir süre boyunca sıkıcı bir sınıfta oturmak zorunda bırakıldıklarında bu görülebilir.
Ancak eğer çocuğunuzun yaşadığı bu güçlükler diğer çocukların yaşadığı güçlüklere kıyasla orantısız ise veya günlük hayatlarını ve okul performanslarını etkilerse ya da hayatlarının en az iki alanını (okul, ev ve benzeri) etkiliyorsa bu ruhsal bir bozukluğun semptomu olabilir.
Özellikle de hafıza kaybı veya açıkça düşünmekte zorluk gibi hafıza değişiklikleri gibi diğer olası semptomlara dikkat edin.
4. Aşırı Kilo Kaybı
Çocuğunuzda aşırı kilo kaybı, kusma veya iştahsızlık gibi semptomlar olup olmadığına dikkat edin, zira bu semptomların varlığı çocuğunuzun bir yeme bozukluğu olduğunu gösterebilir.
Bu durumlarda tetikte olmak ve yardım almak önemlidir, ki tedavi mümkün olduğu kadar erken başlayabilsin. Anoreksiya ve bulimia eğer tedavi edilmezlerse ciddi anlamda negatif sonuçlara yol açabilirler.
Bu yazımızı da okumanızı öneririz: Otizm ile İlgili Fiziksel Özellikleri Keşfeden Çalışma
5. Çocuklarda Ruhsal Bozukluklar Kendi Kendine Zarar Verme Davranışı Olarak Ortaya Çıkabilir
Pek çok durumda ruhsal bozukluklar çocuğun kendi kendine zarar vermesine sebep olabilir. Dolayısıyla çocuğunuzun vücudundaki herhangi bir yaralanmaya dikkat etmelisiniz, zira bu kendilerine zarar vermelerinin bir sonucu olabilir.
Eğer bu semptomu fark ederseniz derhal yardım almalısınız. Doğrusu şudur ki ruhsal bozukluklardan muzdarip olan birçok çocuk intihar düşünceleri de yaşarlar, bundan dolayı bu durumu ne kadar erken tespit ederseniz o kadar erken tedaviye başlayabilirler.
Çocuklarınızın davranışlarında fark edilebilir herhangi bir değişikliğe dikkat edin. Kendine zarar verme, intihar düşünceleri ve konsantre olmada zorluk gibi durumların destek almak için bir terapiste görünmeleri gerektiğinin açık bir işaretçisi olduğunu bilin.
6. Yoğun Duygular
Çocuklar ve ergenlerin duygularını yoğun biçimlerde yaşamaları son derece normaldir. Ancak, eğer bunun için özel bir neden yoksa – diyelim ki çocuğunuz bir şeye karşı aşırı, güçlü ve irrasyonel bir korku duyuyor – bu fobi bir ruhsal bozukluk semptomu olabilir.
Bu noktada, çocuğunuzun günlük aktivitelerine negatif etkileri olan fobiler veya korkulardan bahsediyoruz. Bu durumlarda korkunun yoğunluğu olağan dışıdır.
7. Baş ve Karın Ağrıları
Yetişkinler anksiyete veya üzüntü gibi semptomlar gösterme eğiliminde olsalar da çocuklar bir ruhsal bozukluğu farklı yollarla ifade edebilirler. Örneğin, olağan dışı veya sürekli baş veya karın ağrıları anksiyete veya endişenin bir semptomu olabilir.
Aynı şekilde belirgin bir açıklaması olmayan herhangi bir olası uyku probleminin de farkında olmalısınız. Herhangi bir durumda atmanız gereken ilk adım acı veya uyku zorluklarına yol açabilecek fiziksel semptomları değerlendirmek ve elemek olmalıdır.
8. Madde Bağımlılığı
Bu durum özellikle ergenlik döneminde endişe verici bir ihtimaldir. Sorunlu bir çocuk hayatının acı verici gerçekleri ile “yüzleşmek” veya bunlardan “kaçınmak” için alkol veya uyuşturucu gibi maddelere bel bağlayabilir.
Bu yüzden çocuğunuzun uyuşturucu kullanıyor olabileceğine dair herhangi bir belirtinin farkında olmalısınız.
Bu yazımızı da okumanızı öneririz: Dikkat Eksikliği Hiperaktivite Bozukluğu
9. Algısal Değişiklikler
Çocuğunuz var olmayan insanları veya şeyleri gördüğünü veya duyduğunu söyleyebilir. Ancak bu durumda dikkatli olun, çünkü bir çocuğun hayal gücünün limiti yoktur.
Ancak eğer bu semptom ergenliğe giden yıllarda devam eder veya çocuğunuzun hayat kalitesini etkilerse bir profesyonelden yardım alın.
10. Sosyalleşmede Zorluklar
Birçok çocuk utangaçtır ve bu normal bir durumdur. Ancak eğer çocuğunuz aşırı derecede geri çekiliyorsa bu onların çevreleri ile etkileşime girmelerini engelleyen bir ruhsal bozukluk dolayısıyla gerçekleşiyor olabilir.
Aynı şekilde başkalarıyla iletişim kurarken çektikleri zorlukların aşırı olup olmadığına dikkat edin ve eğer diğer çocuklar veya insanlarla herhangi bir iletişim kurmayı reddediyorlarsa dikkatli olun. Bu bir anksiyete bozukluğu veya sosyal fobinin işaretçisi olabilir.
Eğer Çocuğunuzda Bir Ruhsal Bozukluk Tespit Ederseniz Ne Yapmalısınız
Çocuklarda ruhsal bozukluklar ile baş etmenin anahtarı psikolojik yardım almaktır. Bundan dolayı bazı semptomları fark ettikten sonra yardım almak elzemdir.
Bu semptomları fark etmek önemli olduğu kadar semptomların yoğunluğu ve süresi de yardım isterken bahsedilmesi şart olan şeylerdir. Bir doktorla konuşmanız ve endişelerinizi ona açmanız en iyisidir. Aynı şekilde çocuğunuzun öğretmenleri ile de konuşmalısınız, çünkü onlar size semptomların okul saatlerinde de devam edip etmediğini veya çocuğunuzun başka herhangi bir semptom gösterip göstermediğini de söyleyebilirler.
Eğer semptomların varlığı doğrulanırsa çocuk, hastalığına bağlı olarak oluşturulan etkili bir psikolojik tedavi almaya başlayabilir. Elbette çocuk her zaman ailesinin koşulsuz destek ve sevgisine de sahip olmalıdır. Bu şekilde yalnız olmadıklarını, rahatsızlıklarının bir çözümü olduğunu ve sizin onları desteklemek için hep yanlarında olacağınızı bilirler.
Tüm alıntı yapılan kaynaklar, kalitelerini, güvenilirliklerini, güncelliklerini ve geçerliliklerini sağlamak için ekibimiz tarafından derinlemesine incelendi. Bu makalenin bibliyografisi güvenilir ve akademik veya bilimsel doğruluğa sahip olarak kabul edildi.
- Kathleen Ries Merikangas, “Epidemiology of mental disorders in children and adolescents”, Dialogues Clin Neurosci. 2009 Mar; 11(1): 7–20.
- December 1999, Volume 2, Issue 4, pp 199–254 Effective Treatment for Mental Disorders in Children and Adolescents”, Clinical Child and Family Psychology Review,