Duygu Avcıları ve Onlardan Korunmak

Duygu Avcıları ve Onlardan Korunmak
Bernardo Peña

tarafından incelendi ve onaylandı. psikolog Bernardo Peña.

Tarafından yazılmıştır Equipo Editorial

Son Güncelleme: 03 Ocak, 2023

Bir bakış, bir söz ve hatta basit bir kinaye, bir başkasında kendi kendine zarar verme süreci başlatmak için yeterli olabilir. Duygu avcıları tarafından sergilenen gündelik davranışlar bazen zararsız bile görünebilir.

Kurbanlar genellikle kimseyi kendilerine yaklaştırmaz ve sessizce acı çekerler. Duygusal suistimal ve psikolojik taciz süreci boyunca birey, başka birisinin ruhen yıkılmasına yol açabilir.

Nasıl doğada diğer hayvanları yemek için avlayıp öldüren yırtıcı hayvanlar varsa, insanlar arasında da duygu avcıları tarafından kurbanlarına uygulanan ve duygusal taciz olarak bilinen benzer davranışlara rastlayabilirsiniz.

Duygusal ve psikolojik taciz herhangi bir ortamda gerçekleşebilir. Örneğin bir ilişkide, iş yerinde, aile bireyleri arasında veya arkadaş grubu içerisinde bu gibi durumlar yaşanabilir.

Duygu avcıları nasıl davranır?

Duygu avcısı kişiler herhangi bir yaş, sosyal statü, kültür veya cinsiyette olabilir. Normal insanlar gibi görünürler; ancak eli sıkı, benmerkezci ve narsist olma eğilimindedirler.

Hedefleri kurbanlarının duygusal, kişisel, psikolojik ve sosyal yıkımına yöneliktir ve daha da kötüsü, diğer bireylerin hayatına son vermelerine neden olmalarıyla bilinirler.

Duygu avcıları, öyle bir izlenim vermeseler de, aslında kendilerini oldukça aşağılık hisseden bireylerdir. Kendilerini kibirli ve havalı göstermeyi tercih ederler. Öfke ve pişmanlıkla doludurlar; ancak bunu belli etmezler. Güçlü ideolojileri vardır.

Duygu avcıları saygı duyulmaya, arzulanmaya ihtiyaç duyarlar ve haklı ve güçlü olma konusunda ciddi anksiyeteleri vardır. Kendilerini duygulardan kopuk gibi gösterirler, hatta bazen özellikle kurbanlarının duygularını küçümserler.

Çocuk yaştaki duygu avcıları taş atarak insanları vuran, kavgaya yol açan; ama kavgaya dahil olmayan tipte çocuklardır. İlginin merkezi olmak isterler.

Ergenlikte duygu avcıları soğuk ve uzaktır, kendilerinin manipule ettiği bir iki arkadaş haricinde pek fazla sosyal hayatları yoktur. Erişkin yaşta ise burnu havada ve haklı olma endişesinde olan insanlardır.

Duygu avcıları ilk bakışta kontrollü, sosyal ve tamamen kabul edilebilir görünürler; ama bu davranış çok daha karmaşık ve kafa karıştırıcı olan gerçek niyetlerini ve zihinsel süreçlerini gizleyen bir maskedir.

duygusal yıkıcılar

Duygu avcılarının kurbanları kimlerdir?

Duygu avcılarının kurbanları, genellikle nezaketleri, dürüstlükleri, eli açıklıkları, iyimserlikleri ve ruhsal güçlülükleriyle karakterize edilebilen bireylerdir. Duygu avcılarının kendilerinde olmadığı için istediği ve imrendiği özelliklere sahiptirler.

Duygu avcıları, kendilerinin tüm sorunlarının suçlusu gibi gördüğü bu kişileri günah keçisi haline dönüştüreceklerdir. Duygu avcısı, bu tip insanlara odaklanır; böylece enerji ve mutluluğunu tekrar kazanabilir. Duygu avcılarının imrendikleri şeyi karşısındakinden çekip almak istediği söylenir.

Kurban diğer insanlara şüpheli görünebilir; çünkü birisi duygusal taciz nedeniyle acı çektiği zaman, bunun sorumlusunun kurbanın kendisi olduğuna inananlar vardır. İnsanlar, kurbanın üstesinden gelmek zorunda olduğu şeylerin bilerek ya da bilmeden sorumlusu veya suç ortağı olduğunu düşünürler.

Sıklıkla kişinin zayıf ve savaşmaya yetersiz olduğu için kurban olduğunun söylendiğini duyarız; ancak tam tersi, bu kurban aslında saldırganın ondan almak istediği daha fazla bir şeyleri olduğu için seçilmiştir.

Kurban, diğer kişinin kendi hayatında yıkıcı bir güç olduğunu düşünmek istemediği için, dışarıdan naif ve kandırılabilir görünebilir ve mantıklı açıklamalar bulmaya çalışır. Kendisine diğer kişinin duygu avcısı olmadığını göstermek için mantıklı açıklamalar bulmaya çalşır.

Kurban anlayışlı ve affedici olmaya çalışır; çünkü diğer kişiyi seviyor veya takdir ediyordur ve onu anlayabilen tek kişi kendisi olduğu için ona yardım etmek zorunda hisseder. Tamamlaması gereken bir görevi varmış gibi hissetmeye başlar.

Duygu avcısı kendi duygusal durumuna tutunarak bunu değiştirmeyi reddederken, kurban onun için değişmeye uğraşır, bilinçli veya bilinçsiz şekilde saldırganını anlamaya çalışır ve saldırganın sorumlu olup olmadığını sorgulamayı reddeder.


Tüm alıntı yapılan kaynaklar, kalitelerini, güvenilirliklerini, güncelliklerini ve geçerliliklerini sağlamak için ekibimiz tarafından derinlemesine incelendi. Bu makalenin bibliyografisi güvenilir ve akademik veya bilimsel doğruluğa sahip olarak kabul edildi.


  • Black, D. A., Smith Slep, A. M., & Heyman, R. E. (2001). Risk factors for child psychological abuse. Aggression and Violent Behavior. https://doi.org/10.1016/S1359-1789(00)00022-7
  • Wolke, D., & Lereya, S. T. (2015). Long-term effects of bullying. Archives of Disease in Childhood. https://doi.org/10.1136/archdischild-2014-306667
  • Lereya, S. T., Copeland, W. E., Costello, E. J., & Wolke, D. (2015). Adult mental health consequences of peer bullying and maltreatment in childhood: Two cohorts in two countries. The Lancet Psychiatry. https://doi.org/10.1016/S2215-0366(15)00165-0
  • Sánchez García, J. (1996). Personalidad borderline y narcisista: Una revisión sinóptica introductoria. Lima:UNMSM.
  • Gómez Becerra, I., Soriano, L. (2000). Autocontrol a través de reglas que alteran la función. Psicothema; 12(3): 418-425.
  • Velasco de la Fuente, P. (2015). El psicópata subclínico o integrado en las relaciones de pareja: el maltrato psicológico. Quadernos de criminología: revista de criminología y ciencias forenses. 31, 9-18.
  • Luján Christiansen, M. (2019). De la invalidación objetivista a la anulación personal. El potencial clínico de una epistemología asertiva. Límite (Arica), 14(3). https://dx.doi.org/10.4067/s0718-50652019000100203.
  • Rizo-Martínez, L., Dueñas-Moreno, L. Santoyo-Telles, F. (2020). El Síndrome de Estocolmo en Mujeres Mexicanas Víctimas de Violencia de Pareja. Anuario de Psicología Jurídica, 30, 55-62.

Bu metin yalnızca bilgilendirme amaçlı sunulmuştur ve bir profesyonelle görüşmeyi yerine geçmez. Şüpheleriniz varsa, uzmanınıza danışın.