Kan Vererek Bebeklerin Hayatını Kurtaran Adam

Bağış yapmak önemlidir. Kaderin bir cilvesi, kendi kızının da virüsü taşımasıydı, böylece kendi torununun hayatını da kurtarmış oldu. 
Kan Vererek Bebeklerin Hayatını Kurtaran Adam

Son Güncelleme: 24 Şubat, 2022

Kan vererek hayat kurtaran bu inanılmaz adamın hikayesini bizimle beraber öğrenin.

Bu yüzümüzü gülümseten türde, umut dolu ve sizinle paylaşmaktan mutluluk duyduğumuz bir hikayedir. Kahramanımızın adı James Harrison, 78 yaşında bir Avustralyalı. Kendisi daha çok “altın kollu adam” olarak biliniyor.

Avustralya’da yaşlılığının keyfini, kızı ve torunuyla sürüyor. Bazıları onun bir kahraman olduğunu düşünmeyebilir, fakat kanındaki özel bileşenler sayesinde milyonlarca kişiyi hayata bağlıyor.

Hayatın Garip Tesadüfleri

james harrison

James Harrison henüz 14 yaşındayken, kendisini ölümün kıyısına getiren bir şey yaşadı. Bir kaza sonrasında, doktorlar akciğerlerinden birini almak zorunda kaldı. Haftalarca yoğun bakımda kaldı ve birçok kan nakli yapıldı. Daha sonraları annesi, onu hayatta tutmak için nasıl yaklaşık 13 litre kan kullanıldığını anlattı.

Hayatında hiç görmediği insanların gönüllü olarak bağışladığı kanların hayatını kurtarmasından oldukça etkilenen genç James, 18 yaşına girdiğinde yapacağı ilk şeyin kan bağışı olacağına karar verdi.  

Ve yaptı da. Fakat düşüneceği son şey, kan bağışı yaptıktan hemen sonra hastane tarafından aranıp hemen hastaneye gelmesinin isteneceğiydi…

Kan Vererek Bebeklerin Hayatını Kurtaran Adam

kollarında bebek olan adam

1960’lı yılların ortalarında, Avustralya’daki yeni doğan ölümü ve düşük yapma oranı oldukça yüksekti. Ulusal Kızılhaç Hizmeti bize durumun ne kadar kötü olduğunu hatırlatmaktadır.

Birçok kadın düşük yapmakta ve bebeklerini kaybetmekteydi, ne yazık ki kimse bunun sebebinin ne olduğunu bilmiyordu. Diğer vakalarda, çocuklar ciddi sorunlarla doğmakta ve ancak birkaç gün yaşayabilmekteydi. Buna sebep olan neydi?

Sebebi Rhesus hastalığıydı. Eğer daha önce hiç duymadıysanız, kısaca tanımlamak gerekirse, annenin bağışıklık sisteminin doğmamış cenin hücrelerini düşman olarak algılaması ve anne vücudunu korumak için bunlara saldırmasına sebep olan bir hastalıktır. Sonuç olarak düşük yapmaya ve ciddi sakatlıklara sebep olmaktadır.

Bunun sebebi hamile kadınların kanında Rhesus negatif (Rh-) faktörü bulunabilmesiydi. Bu durum babanın çocuğa Rhesus pozitif (Rh+) faktörü geçirebilme ihtimaliyle daha kötü bir hal alabilmekteydi.

Rhesus hastalığı bebek için ölümcüldür ve annenin psikolojisi için çok zararlıdır, zira kendi vücudundaki antikorlar cenine saldırmıştır. Neyse ki, James Harrison sayesinde bu durum radikal şekilde değişmiştir.

İlk kan bağışı sonrasında, doktorlar James’in çok özel biri olduğunu fark ettiler:

  • Kanında bu bağışıklık hastalığıyla mücadele edecek türde antikorlar bulunmaktaydı.
  • Onun kanı sayesinde, Rhesus negatif faktörü taşıyan kadınların, hamilelik sırasında antikor üretmelerini engelleyen “Anti-D” adında bir aşı sentezlenmiştir.
  • Avustralyalı kadınların %17’sinden fazlası bu faktörü taşımaktadır, bu yüzden James Harrison’ın kanı günümüzde hala hayati öneme sahiptir. 

James Harrison’ın Kanındaki Hediye

bebek ayağı

Kızılhaç’ın sunduğu rakamlara göre, James’in kanı milyonlarca bebeğin hayatını kurtarmıştır. İki milyon bebek herhangi bir sorun olmadan dünyaya gelmiş ve normal bir hayat sürmektedir. Asıl inanılmaz olan ise, her ne kadar James bu çocukların hepsine yardımcı olmaktan memnun olsa da, kendisi için en tatmin edici duygunun kendi torununun hayatını kurtarmak olduğunu inkar etmemektedir.

Hayatın garip bir tesadüfü olarak, kendi kızı da Rhesus negatif faktörü taşıyıcısıdır, bu yüzden torunu dedesine minnet duymak için her türlü sebebe sahiptir. James Harrison’ın neden bu antikora sahip olduğunu merak ediyor olabilirsiniz. Kader mi? Genetik mi?

Uzmanlara göre, sebebi 14 yaşında geçirdiği kazaya dayanmaktadır. Aldığı tedavi ve nakledilen litrelerce kan vücudunun bu antikoru üretmesini sağlamıştır.  Fakat doktorlar yine de emin değildir. Her ne kadar iğnelerden korksa da ve her kan bağışında başka yöne bakmak zorunda kalsa da, James’e yaptığı iş için teşekkür ederiz.

Şimdi merak ediyor olabilirsiniz, “James aramızda olmadığında ne olacak peki?” Doktorlara göre, bu antikoru içeren daha birçok insan vardır. Sadece aynı özelliklere ve “altın bir kola” sahip, hayatın kaynağını farkında olmadan taşıyan başka bir bağışçının gelmesi lazımdır.

İnanılmaz, değil mi?


Tüm alıntı yapılan kaynaklar, kalitelerini, güvenilirliklerini, güncelliklerini ve geçerliliklerini sağlamak için ekibimiz tarafından derinlemesine incelendi. Bu makalenin bibliyografisi güvenilir ve akademik veya bilimsel doğruluğa sahip olarak kabul edildi.


  • Smits-Wintjens, V. E. H. J., Walther, F. J., & Lopriore, E. (2008). Rhesus haemolytic disease of the newborn: Postnatal management, associated morbidity and long-term outcome. Seminars in Fetal and Neonatal Medicine. https://doi.org/10.1016/j.siny.2008.02.005

Bu metin yalnızca bilgilendirme amaçlı sunulmuştur ve bir profesyonelle görüşmeyi yerine geçmez. Şüpheleriniz varsa, uzmanınıza danışın.