Kendinizi İfade Etmeyi ve "Yeter" Demeyi Öğrenin
En son ne zaman sesinizi yükseltmek ve “yeter” demek zorunda kaldınız? Bunu yapmak o kadar da kolay değildir. Duygusal özgürlüğün kapısını açan ve çok yüksek bir kişisel cesaret gerektiren bu adımı atmak oldukça zordur.
Düşündüğünüzün aksine insanlar zamanla değişir. Kişiliğimizdeki, değerlerimizdeki ve davranışlarımızdaki değişimler hayatın zorluklarına daha iyi adapte olmamızı sağlar.
Değişmek yerine sabit kalan insanlarda bu durum zihinsel ve duygusal sağlığa yansır. Değişimden korkmaktan ziyade onu mutluluğu, iç huzuru ve iyiliği bulmak için bir fırsat olarak görmeyi öğrenmeliyiz.
Bugünkü yazımızda sizi bu konu hakkında bizimle beraber düşünmeye davet ediyoruz.
Ayrıca bakınız: Kişisel Gelişim İçin Japonca 7 Güzel Söz
“Yeter” demeyi öğrenmek: Bir özgürlük hareketi
Bir dakika durup gün boyunca söylediğimiz “evetleri” ve “hayırları” kıyasladığımız zaman dürüstlük pahasına da olsa hayırdan çok evet dediğimizi fark ederiz.
Büyürken edindiğimiz tecrübeler nazik olmaya, her ricaya evet demeye, her durumda teşekkür etmeye ve düşünceli olmaya odaklanmıştır.
Bu, bizi birey olarak zenginleştiren soylu bir davranış olabilir ancak çocuklarımıza düşüncelerini savunmanın yollarını da öğretmemiz gerekir. Bunun nasıl olduğunu açıklayacağız.
Düşüncelerimizi ifade etmek neden önemlidir?
İnsanının kendini ifade etmesi her şeyden önce haklarını, düşüncelerini ve isteklerini diğer insanları da göz önüne alarak saygılı bir şekilde savunması anlamına gelir.
- Ancak bu basit bir iş değildir. Kendini daha iyi ifade edebilen bir kişi olmak için öncelikle sınırlarımızı belirlemeli ve öz saygımızı korumalıyız.
- Kişisel sınırlarımızın farkında olduğumuz zaman onları çok daha kolay koruyabiliriz.
- Mesele saygılı olmak ve saygı görmektir. Dinlemeyi bilmek önemlidir ama aynı zamanda ihtiyaçlarımızı, önceliklerimizi ve bizi rahatsız eden şeyleri nasıl dile getireceğimizi de bilmek gerekir.
- Birinci tekil şahısla cümleler kurmaktan çekinmeyin (“Bu şekilde konuşursan seni dinlemek istemiyorum”, “bu duruma artık daha fazla dayanamam çünkü bana zarar veriyor”, “küçük görüldüğümü ve saygı görmediğimi hissediyorum”).
Yeter demenin muhtemel sonuçları
Değişim için verdiğimiz her kararın ve yaptığımız her hareketin muhtemel sonuçlarını gözümüzde canlandırdığımız için bütün değişimler beraberinde korku ve güvensizlik getirir.
- Aile içi bir konuda yeter demek biraz daha karmaşık bir konudur çünkü eğer olumsuz bir şekilde tepki verirlerse bizi kabullenmekte zorluk çekebilirler.
- İş yerinde katlanılması zor bir duruma yeter demek işimizi kaybetmemize neden olabilir.
- Çocuklarımızın yaptığı herhangi bir kötü davranışa karşılık olarak yeter dediğimiz zaman “bizi sevmediklerini” söylemeleri gibi şeylere yol açabiliriz.
- Olumsuz sonuçlardan hepimiz korkarız, ancak önceden tahminde bulunup korkmak yerine herhangi bir olumsuz durumla karşılaştığımız zaman ne olacağını ve nasıl tepki vereceğimizi düşünmeyi bırakmalıyız.
- Kötü bir durumdayken hiçbir şey yapmadan durmak, kurtulmak için bir şeyler yapıp, “yeter” demekten genellikle daha tehlikelidir. Hatta dur demek bazen öyle güzel kapılar açabilir ki, kendinizi aklınızın ucundan bile geçmeyecek çok daha iyi bir noktada bulabilirsiniz.
Değerlerimize bağlı kalma ihtiyacı
Duygusal sağlamlığımız direkt olarak kendi değer sistemimize ve inançlarımıza bağlı kalmamızla ilgilidir.
Her zaman kabullenmeye alışırsak ve sadece başkalarını memnun etmek için yaşarsak öyle bir gün gelir ki aynaya baktığımız zaman kendimizi tanıyamayız.
Ayrıca bakınız: Çocuklarınıza Öğretmeniz Gereken Önemli Değerler
- Hayat öyle ya da böyle yaşanacaktır. Ancak istediğimiz her şeyi elde etmenin pratik olarak imkansız olduğunu hepimiz biliriz. Aynı şekilde ne düşündüğümüzü ve hissettiğimizi her zaman açığa vurmak da doğru değildir.
- Tutarlı ve prensipli olup kendimize ve başkalarına saygı göstermeliyiz.
- Diğer insanlarla beraber yaşayabilmek için kendi isteklerimize kulak verirken başkalarının da ihtiyaçlarının farkında olmalıyız.
- İç huzurumuz tartışma konusu bile olamaz, aynı şey şerefimiz için de geçerlidir. Kendi hayatımızla ilgili konularda geri planda kalıp başkalarının bizi ezip geçmesine izin verirsek öz saygımızı yitiririz ve bu da kendimize olan bakışımızı zedeler.
Değerleriniz konusunda katı olun. İç sesinizi dinleyin ve gerektiğinde “yeter” demekten korkmayın.
İnsanlar değişir ancak tabii ki bir gecede değil. Bu çok aşamalı süreç, yetişkinliğe ve olgunluğa giden bir çok küçük adımdan oluşur.