Narkolepsi: Türleri ve Dereceleri
Gelineau sendromu olarak da bilinen narkolepsi, farklı tiplere ve kendini gösterme derecelerine sahip olan, nadir görülen bir hastalıktır. İnsanların beklenmedik bir anda uykuya dalmalarına yol açar ve dünya nüfusunun yaklaşık yüzde 0.1’ini etkiler.
Narkolepsi terimi 19. yüzyılın sonunda Jean-Baptiste-Édouard Gélineau tarafından ortaya atılmıştır. Bu araştırmacı 1880 yılında bu hastalığı tanımlayan ilk kişi oldu. Bu ismi, iki Yunanca kelimeye dayanarak verdi, narke ve lepsis; birlikte “uyuşma saldırısı” anlamına gelirler.
Narkolepsi nedir?
Narkolepsi, uyku ritmi bozukluklarına neden olan kronik bir nörolojik hastalıktır. Ana belirtisi gün boyunca güçlü uyuşukluk ve durdurulamayan ani uyuşukluk ataklarıdır.
Herhangi türde veya derecede narkolepsisi olan biri, içinde bulunduğu koşullar ne olursa olsun, birkaç saat boyunca uyanık kalmakta büyük sıkıntı yaşar. Bu nedenle, hastalık, yaşam kalitesini önemli ölçüde etkiler.
Bazı durumlarda, bu bozukluk, tıpta katapleksi olarak tanımlanan, kas tonusunun ani kaybı şeklinde oluşan durum ile birlikte ortaya çıkar. Bu, yoğun bir duygu nedeniyle oluşabilir ve sonuçta görüntüsü, narkolepsinin türünü ve derecesini tanımlar.
Bu hastalığın çaresi yoktur. Spesifik bir tedavisi de yoktur. Ancak, bazı ilaçlar bu ani uyku ataklarını kontrol etmeye yardımcı olur. Aynı şekilde, yaşam tarzı değişikliklerinin yanı sıra sosyal ve psikolojik destek de yardımcı olabilir.
Hastalığın karakteristik özellikleri
Narkolepsinin temel özellikleri şunlardır:
- Gündüz aşırı uykulu olmak. Uyanıklıkta ve konsantrasyonda azalma. Bu, genellikle ortaya çıkan ilk belirtidir ve bundan sonra ani uyku arzusu gelir.
- Katapleksi. Yukarıda da belirttiğimiz gibi hem her vakada görülmez hem de her zaman aynı yoğunlukta olmaz.
- Uyku felci. Bu, geçici hareket etme ya da konuşma yetersizliğidir. Özellikle, bir kişi uykuya daldığında veya uyandığında oluşur. Genellikle kısa ataklardır.
- REM uykusunda değişiklikler. REM uykusu en derin uykudur. Bu esnada genellikle hızlı göz hareketi olur. Narkolepsisi olan bir kişi, herhangi bir zamanda bu aşamaya girebilir.
- Halüsinasyonlar. Bunlar, kişi uykuya dalmadan önce ortaya çıkarsa hiptinagojik halüsinasyonlar, uyandığında ortaya çıkarsa hipnopompik halüsinasyonlar olarak adlandırılırlar. Çok canlı ve korkunç olabilirler.
Narkolepsisi olan kişiler aynı zamanda, obstrüktif uyku apnesi, uyku parçalanması ve huzursuz bacak sendromu (RLS) gibi başka uyku bozuklukları da yaşayabilirler. Paradoksal olsa da uykusuzluk çekiyor da olabilirler.
Bunu da okuyun: Uykusuzla Savaşmak Ve Daha İyi Uyumak İçin Çözümler
Narkolepsi: Türleri ve dereceleri
DSM-5 (Ruhsal Bozuklukların Tanısal ve İstatistiksel El Kitabı’nın beşinci versiyonu) kriterlerine göre, narkolepsinin beş türü ve derecesi vardır. Bunlar şöyle sıralanabilir:
- Katapleksi olmayan, hipokretin eksikliği görülen tür. Bu tip narkolepside oreksin veya hipokretin hormonu eksikliği vardır. Bu, nöronal işleyişi etkileyen bir proteindir. Bu proteinin ana işlevi uyku-uyanıklık döngüsünü kontrol etmektir. Bu tip, katapleksi ataklarına neden olmaz.
- Katapleksi olan, hipokretin eksikliği olmayan tür. Bu durumda hipokretin eksikliği yoktur ancak katapleksi vardır. Bu, vücudun her iki tarafında ani şekilde oluşan bir kas güçsüzlüğüdür. Hastalığın en az anlaşılan belirtisidir ve tüm vakaların yüzde 5’ini etkiler.
- Otozomal dominant serebellar ataksi (ADCA), sağırlık ve narkolepsi. Bu narkolepsi derecesi, DNA mutasyonundan kaynaklanır. Ataksi, istemli hareketleri etkileyen ve hatta yutma, konuşma ve görme gibi işlevleri engelleyen bir motor koordinasyon eksikliğidir. Geç başlangıçlıdır ve ilerledikçe genellikle demansa yol açar.
- Otozomal dominant serebellar ataksi-sağırlık-narkolepsi, obezite ve tip 2 diyabet. Bu tür, miyelin oluşumunu etkileyen bir hücre sınıfı olan oligodendrositlerdeki bir mutasyondan kaynaklanır. İkincisi sinir iletim hızını artıran bir maddedir ve eksikliği hareketliliği etkiler.
- Başka bir tıbbi duruma sekonder. Narkolepsi türlerinden biri de başka bir hastalığın sonucu olarak ortaya çıkan türdür. Örneğin, sarkoidoz veya Whipple hastalığı. Her ikisi de hipokretin üreten hücreleri yok eder.
Narkolepsinin tüm seviyeleri için tıbbi müdahale gerekir
Narkolepsi için bir çare yoktur ancak şu anda tedaviler mevcuttur. Bunlar, belirtilerin çoğunu yatıştırır ve hastanın neredeyse normal bir hayat sürmesini sağlarlar.
Ayrıca, bu durumu yaşayan insanlar, ani uyuşukluğu yatıştırmak için planlı şekerlemeler yapmak gibi yaşam tarzı değişiklikleri yapabilirler. Aynı şekilde, uyku hijyenleri konusunda da titiz olmalıdırlar. Narkolepsisi olan bir kişinin psikolojik ve sosyal desteğe ihtiyacı vardır.
Tüm alıntı yapılan kaynaklar, kalitelerini, güvenilirliklerini, güncelliklerini ve geçerliliklerini sağlamak için ekibimiz tarafından derinlemesine incelendi. Bu makalenin bibliyografisi güvenilir ve akademik veya bilimsel doğruluğa sahip olarak kabul edildi.
- Peraita-Adrados, R., del Río-Villegas, R., & Vela-Bueno, A. (2015). Factores ambientales en la etiología de la narcolepsia-cataplejía. Estudio de casos y controles de una serie. Rev Neurol, 60(12), 529-534.
- Roballo Ros, F. (2016). Parálisis del sueño: desenmascarando el fantasma, exploración holística y psicológica.
- Merino-Andreu, M., & Martinez-Bermejo, A. (2009, December). Narcolepsia con y sin cataplejia: una enfermedad rara, limitante e infradiagnosticada. In Anales de Pediatría (Vol. 71, No. 6, pp. 524-534). Elsevier Doyma.
- Medrano-Martínez, Pablo, M. José Ramos-Platón, and Rosa Peraita-Adrados. “Alteraciones neuropsicológicas en la narcolepsia con cataplejía: una revisión.” Revista de Neurologia 66.3 (2018): 89-96.
- Santamaría-Cano, Joan. “Actualización diagnóstica y terapéutica en narcolepsia.” Revista de Neurología 54.Supl 3 (2012): S25-30.
- Sarrais, F., and P. de Castro Manglano. “El insomnio.” Anales del sistema sanitario de Navarra. Vol. 30. Gobierno de Navarra. Departamento de Salud, 2007.
- Ruoff, Chad, and David Rye. “The ICSD-3 and DSM-5 guidelines for diagnosing narcolepsy: clinical relevance and practicality.” Current Medical Research and Opinion 32.10 (2016): 1611-1622.
- Torterolo, Pablo, and Giancarlo Vanini. “Importancia de las hipocretinas en la patogenia de la narcolepsia (breve revisión).” Revista Médica del Uruguay 19.1 (2003): 27-33.
- Pabón, R. M., et al. “Narcolepsia: actualización en etiología, manifestaciones clínicas y tratamiento.” Anales del Sistema Sanitario de Navarra. Vol. 33. No. 2. Gobierno de Navarra. Departamento de Salud, 2010.
- Arias-Carrión, Oscar. “Sistema hipocretinérgico y narcolepsia.” Revista médica de Chile 137.9 (2009): 1209-1216.