Duygusal Olgunluğa Erişmemiş Kişileri Tespit Etmek
Duygusal olgunluğa erişmemenin bir son kullanma tarihi yoktur. Duygusal olgunluğa erişmemiş insanları her zaman ve her yaşta bulabilirsiniz. Genelde, bu durumun bizi etkilemeyeceğini düşünürüz fakat gerçekte böyle değildir.
Duygusal olgunluğa erişmemek, yaptığı hareketlerin sorumluluğunu almayarak çocukça davranan duygusal yetişkinlerde de vardır.
Bu tip insanlarla baş etmedeki problem, bu insanların diğer insanlar için duygusal ve ekonomik bir yük haline gelmesidir.
Duygusal olgunluğa erişmemiş bir ya da birden çok insanla baş ettiğinizi mi düşünüyorsunuz?
O kişilerin davranışlarına daha yakından bakın ve eğer öyleyse, hayatınıza daha fazla drama almaktan kaçının.
Ayrıca bakınız: Duygusal Acıların Üstesinden Gelmenin 5 Yolu
Duygusal olgunluğa erişmemiş kişiler ve özellikleri
1. Bağımlıdırlar
Duygusal olgunluğa erişememiş insanlar bağımsız olamazlar. Bazı zorunlulukları yerine getirmek için hala sevdikleri insanlara bağımlı olmak, yetişkinler arasında çok yaygındır.
- Yetişkin bir insanın anne babasına bakmak zorunda olması oldukça anlaşılabilir bir şeydir, fakat yetişkin bir insan, bir başkasına yük olmamalıdır.
- Eğer böyle bir insanla yaşıyorsanız, bunu bilirsiniz çünkü bu kişiler her zaman bir başkasını ya da durumu suçlar. Hayatlarında olan bitenle ilgili sorumluluk almaktan acizdirler.
2. Paralarını kontrol etmeyi bilmezler
İşe gitmek kadar küçük bir hareket, her durumda duygusal olgunlukla son bulmaz.
Öte yandan, kendi gelirine sahip olmak istemek ve o geliri nasıl kullanacağını öğrenmek, kişisel gelişimde önemli bir yaklaşımdır.
- Yarını düşünmeden para harcayanlar, önceliği olmayanlar ve para problemlerini çözmek için sihirli çözümlerin ortaya çıkmasını bekleyenler, duygusal olgunluğa erişmemiş kişilerdir.
- Daha ciddi bir problem ise, gergin bir finansal ipin üstünde yürümektir.
3. Çok empatik değillerdir
Duygusal olgunluğa erişmemiş kişiler, kendilerini bir başkasının yerine koymaktan ve onları anlamaktan acizdirler. Bu, aynı zamanda kendi dertleri olan ve desteğe ihtiyaç duyan insanları anlamakta sorun yaşadıkları anlamına gelir.
- Eğer size yakın böyle bir kişi varsa, siz onlara ihtiyaç duyduğunuz anda ortadan kaybolduklarını fark etmişsinizdir.
- Buna rağmen, eğer onlar sizin bir yardımınıza muhtaç kalırsa, hemen geri dönerler ve yardım etmeniz için size yalvarırlar.
Bu tür durumlar sizi her zaman sinir eder ve enerjinizi sömürür.
Öte yandan, her zaman sinir olmamaya çalışın, çünkü bu onların tutumunu değiştirmeyecektir.
Yapılabilecek en iyi şey, istediğiniz zaman onlara yardım eli uzatmanızdır.
Ayrıca bakınız: Duygusal Yorgunluk: Enerjinizi Geri Kazanın
4. Öncelikleri pek sağlıklı değildir
Duygusal olgunluğa erişmemiş kişiler aile, iş ya da sorumluluklarından önce onlara keyif verecek ne varsa onu yapmaya meyillidir.
- Burada problem, sizin fiziksel sağlığınızı ve ilişkilerinizi de etkilediği zaman ortaya çıkar.
5. İnsanlarla ast üst ilişkisine sahip olmaya meyillidir
Duygusal olgunluğa erişmemiş kişiler, kendilerine güvenme konusunda sorun yaşarlar.
Eksikliğini duyduğu güveni sağlamak için diğer insanları kendileri hakkında daha kötü ya da ikinci derecede hissettirmenin bir yolunu aramaya meyillidirler.
- Sık sık, diğer kişi ne kadar kötü hissederse, olgunlaşmamış kişi o kadar iyi hisseder.
- Göz dağı verme, isim verme ya da bu etkiyi verecek herhangi bir davranış sergilerler.
6. Bağlanmaktan korkarlar
Bu korku sadece ilişkilerle alakalı değildir. Aynı zamanda, tek başına yaşamak ya da bir iş bulmak gibi kontrolü ellerine almaları gereken hayattaki tüm durumlardan kaçmak anlamına gelir.
Bağlanmaktan korkan tek kişinin duygusal olgunluğa erişmemiş kişiler olmadığını vurgulamakta fayda var: Hepimiz hayatımızdaki büyük değişiklikler için bu korkuya sahip olabiliriz.
- Aradaki radikal fark, duygusal açıdan olgun insanlar bir işe girişirler çünkü kendi hedeflerine ulaşmanın önemli olduğunu bilirler.
- Duygusal olgunluğa erişmemiş kişiler ise bu tür kararlar vermenin önemini kavrayamazlar.
7. Duygularını ifade etmeyi bilemezler
Bizim neredeyse her gün tecrübe ettiğimiz duygulara aşırı tepki verirler. Mutlulukları ve öfkeleri gibi, üzüntüleri de en uçlardadır.
Bu tür durumlarla karşılaştıkları zaman ses tonlarını kontrol etmeyi ve kendilerini kısıtlamayı ve yaşadıklarından bir ders çıkarmayı bilmezler.
- Dramatiktirler ve bilinçaltında dikkatin tam merkezinde olmaktan hoşlanırlar.
- Sinirli olduklarında, müthiş kaba ve agresif olabilirler.
Duyguların bu kombinasyonu, etrafındaki herkesin enerjisini sömürür.
8. Başka insanların fikirlerini duymayı reddederler
Duygusal olgunluğa erişmemiş kişiler, her zaman kendi problemlerini çözmesi için başka insanları arasalar da, o kişilerin fikirlerini her zaman görmezden gelirler. Bu, onların empati eksikliğinden kaynaklanır.
Eğer böyle bir insanla birlikte yaşıyorsanız, şunu anlamanız önemlidir ki bu kişileri kendi hatalarını görmeleri için zorlamanız hiçbir sonuç getirmeyecektir. Onları görmeyeceklerdir çünkü en basit haliyle bununla ilgilenmezler.
Duygusal olgunluğa erişmemiş kişiler konusunda ne yapmalı?
Gerçek şu ki insanları değiştirmek için yapabileceğiniz birkaç şey vardır. Bu sebeple, yapabileceğinizin en iyisi o kişilerin büyüyünceye kadar kendi hatalarını yapmalarına izin vermektir.
Bir diğer alternatif de her rica ettiklerinde her zaman problemlerini çözmeniz, fakat bu size sadece hak etmediğiniz bir sıkıntı verecektir.
Tüm alıntı yapılan kaynaklar, kalitelerini, güvenilirliklerini, güncelliklerini ve geçerliliklerini sağlamak için ekibimiz tarafından derinlemesine incelendi. Bu makalenin bibliyografisi güvenilir ve akademik veya bilimsel doğruluğa sahip olarak kabul edildi.
Mr. Rice’s Notebook. Chapter 5. Emotional maturity hwarmstrong.org/rice05.pdf
John Mano Raj. A study on relationship between emotional maturity, stress and self-confience among management students. (2017) researchgate.net/publication/321096586_A_STUDY_ON_RELATIONSHIP_BETWEEN_EMOTIONAL_MATURITY_STRESS_AND_SELF-CONFIDENCE_AMONG_MANAGEMENT_STUDENTS
Franz Alexander. A Hogg Foundation Reprint. Emotional Maturity repositories.lib.utexas.edu/bitstream/handle/2152/20488/txu-oclc-2741165.pdf?sequence=2