Hayal Kırıklığına Uğramak Normaldir Ancak Kötümserlik Normal Değildir
Hayal kırıklığı yaşamak, kötümserlik ve olumsuzluğa yol açabilir. Ama sağlığımız için bunun olmasına izin vermemek bizim sorumluluğumuzdur.
Hiç hayal kırıklığına uğramamış birisi var mıdır acaba? Cevap, elbette hayır. Bu gayet normal bir durumdur ve hatta insanların her an bir hayal kırıklığı yaşayabileceği söylenebilir.
Ancak bir insanın cesaretinin kırılması kötümser olmaktan daha farklı bir durumdur.
Kötümserlik insanı ciddi şekilde etkileyip hayatı tamamen karma karışık bir hale getirebilir. En kötüsü de çok geç olana kadar bu durumun fark edilmemesidir.
Ayrıca kötümserlik iç dünyanızı kapladığında ondan tamamen kurtulmak çok zor olabilir.
Ayrıca bakınız: Eşiniz Sizi Hayal Kırıklığına Uğrattığında Ne Yapmalısınız?
Kötümserlik: Normallikten zehirlenmeye doğru
Düş kırıklığına uğramış hissetmekle kötümser olmak arasında çok küçük bir fark vardır. Peki bunu nasıl ayırt edebiliriz? Kötümserliğin sebebi nedir?
Bir hayal kırıklığı hissi çok uzun süre devam ettiğinde ardından her zaman bir kötümserlik hissi ortaya çıkar.
İnsanın cesaretinin kırıldığını hissetmesi o kadar da kötü bir şey değildir.
Herkes hayatının bir döneminde hayal kırıklığına uğramıştır ve bu durum karşınıza çıkan sorunlara daha güçlü bir şekilde göğüs germek için size yardımcı olmuştur. Böylece her şey için çok daha fazla hazırlıklı hale gelmişsinizdir.
Ancak asıl problem, bazen yaşanılan hayal kırıklığını atlatmanın çok zor olmasıdır.
Bunun sebebi zifiri karanlığın içindeki umut ışığının fark edilmesinin o kadar da kolay olmaması veya hayatınızdaki sorunların toparlanmanıza engel olması olabilir…
Gerçek şu ki işin sonunda kendinizi kötümserliğin pençesinde bulursunuz.
Bunun o kadar da kötü bir şey olmadığını düşünebilirsiniz ancak esasında iç dünyanızda birçok şeyin değişmesine neden olur.
Nasıl olduğunu öğrenmek ister misiniz?
Kötümserlik dünyaya bakışınızı değiştirir
Kötümser olmak hayata ve çevrenizdeki her şeye olan bakışınızı değiştirir. Aniden her şey karanlık gözükmeye başlar.
Çok kötümser bir insan olduğunuzu hissetmeye başlayabilirsiniz. Bu kısır döngü çıkış yolunu bulmanıza engel olur.
Kendinizi kötümserliğin pençesinde bulduğunuz zaman karşınıza çıkan hiçbir fırsatı fark edemezsiniz ve yaşadığınız tecrübelerin artık hiçbir önemi kalmaz.
Esasen bu tür dönemlerde yanınızdan geçip giden birçok fırsatı kaçırırsınız.
Bunların hepsinin tek bir sebebi vardır: Korku.
Dinleme tarzınızı değiştirir
Bu tür bir ruh hali içinde olduğunuz zaman duyduğunuz her şey kulaklarınız tarafından daha da büyütülür.
İhtiyacınız olan şey olumsuz bir yorum veya birisinin size kabaca cevap vermesidir. Bundan sonra yaşadığınız şeyi kendiniz için büyük bir rahatsızlık haline getirirsiniz.
“Ben değersizim”, “bu durum er ya da geç gerçekleşecekti”, “bana kimse yardım edemez”, “herkes bana karşı” gibi cümleler kafanızda dönüp durur.
Bu tip cümleler kendinizi daha kötü hissetmenize yol açar ve kötümserliğin ortasında kapana sıkışmış bir şekilde kalırsınız.
Ayrıca bakınız: Daha Fazla Gülümsemeniz İçin 5 Sebep
Konuşma tarzınızı etkiler
Olumsuz şeyler duymaya başladığınız zaman olaylara bakışınız da değişir ve alışık olduğunuzdan daha farklı şekilde konuşmaya başlarsınız.
Bu gibi zamanlarda çevrenizi saran kötümserliğin verdiği etkiyle acınızı yansıtan üzüntü dolu kelimeler kullanırsınız.
Peki bunun çözümü nedir?
Olumlu cümleler kullanmak için kendinizi zorlayın çünkü çevrenizdeki her şey kötü olamaz. O ana kadar kapalı olan gözlerinizi artık açmanız gerekir!
Kişisel ilişkilerinizi etkiler
İçinde bulunduğunuz kötümserlik nihayetinde kişisel ilişkilerinizi de etkiler. Bu kadar çok yayılmasına izin vermemelisiniz yoksa etrafınızı saran kötümserlik arkadaşlarınıza da yayılmaya başlar.
Bu durum kendinizi hiç de hoş olmayan bir şekilde çevrenizden izole etmenize neden olur.
Verilebilecek en iyi tavsiye, arkadaşlarınızla bu konu hakkında konuşmaya çalışmak, güzel vakit geçirmek ve hepsinden önemlisi kendinizi kapatmamaktır.
Bu önlemler kötümserliğe karşı en iyi dostunuz olacaktır.
Geleceğinizi riske atar
Cesaretinizin kırıldığını hissetmek, kötümser olmak ve umutsuz hissetmek sizi felce uğratır.
Artık hayatla yüzleşemez, fırsatları değerlendiremez ve kendinizden bir şeyler katarak elde ettiğiniz kazanımları heba eder duruma gelirsiniz.
Hiçbir şey yapmak istemezsiniz çünkü yaptığınız şeyler sizi tatmin etmez.
Bütün başarılarınız ellerinizden kayıp gider ve bu nedenle kendinizi daha kötü hissedersiniz. Bu durumdan kurtulmaya çalışın, mücadele edin!
Ancak en önemlisi de çevrenizdeki en yakın insanlardan yardım isteyin. Onlar dünyaya daha pozitif bir pencereden bakmanız için size yardım edecektir.
Daha önce de belirttiğimiz gibi, herkes hayatının bir döneminde böyle bir durum yaşamıştır ancak önemli olan bunu atlatabilmektir.
Eğer bu ruh haliyle çok uzun süre yaşarsanız çevrenizi zehirleyen bir insan olursunuz. Arkadaşlarınızı kaybedip karşınıza çıkan fırsatları kaçırdığınız zaman duygusuz bir insana dönüşebilirsiniz.
Yaşadığınız problemler hakkında diğer insanlarla iletişim kurmayı ve içinizi dökmeyi öğrenin.
Olaylara bakış şekliniz, var olan tek bakış açısı değildir ve içinde bulunduğunuz durumu göz önüne alarak düşünürseniz kesinlikle en doğru olan da değildir.
Diğer insanların gözlerinizi açmasına izin verin. Sizi yiyip bitiren karanlığa karşı mücadele edin.
Tüm alıntı yapılan kaynaklar, kalitelerini, güvenilirliklerini, güncelliklerini ve geçerliliklerini sağlamak için ekibimiz tarafından derinlemesine incelendi. Bu makalenin bibliyografisi güvenilir ve akademik veya bilimsel doğruluğa sahip olarak kabul edildi.
- Martínez-Correa, A., Reyes Del Paso, G.A., García-León, A., and González-Jareño, M.I. (2006). Optimismo/pesimismo disposicional y estrategias de afrontamiento del estrés. Psicothema 18, 66–72.
- Fernández-González, L., González-Hernández, A., and Trianes-Torres, M.V. (2015). Relaciones entre estrés académico,apoyo social,optimismo- pesimismo y autoestima en estudiantes universitarios. Electronic Journal of Research in Educational Psychology 13, 111–130.
- Contreras, F. (2006). (2006). Psicología positiva: una nueva perspectiva en psicología. Diversitas: Perspectivas En Psicología 2, 311–319.
-
del Valle, C. H. C., & Mateos, P. M. (2008). Dispositional pessimism, defensive pessimism and optimism: The effect of induced mood on prefactual and counterfactual thinking and performance. Cognition and emotion, 22(8), 1600-1612.