Kötü Ağız Kokusundan Kaçınmak için 12 Öneri

Gün boyunca yeterince su içmemenin kötü ağız kokusuna neden olabileceğini biliyor muydunuz? Bu yüzden, günde en az iki litre su içmeye çalışın.
Kötü Ağız Kokusundan Kaçınmak için 12 Öneri

Son Güncelleme: 30 Mart, 2022

Ağız hijyeni, sağlığınız için diğer iyi alışkanlıklar kadar önemlidir. Bazen, dişleri fırçalamak, gargara yapmak ya da kokuyu kaldıran nane çiğnemek yeterli değildir. Burada kötü ağız kokusu ile mücadele yardımcı olabilecek bazı önerileri okuyabilirsiniz.

1. Her yemekten sonra dişlerinizi fırçalayın

dişleri fırçalayan kadın

Dişler arasındaki boşluklarda biriken artık gıdalardan kurtulmak önemlidir. Diş fırçanız, aynı zamanda diş etlerinde saklanan plakları da kaldırır. Bu plak sadece kötü ağız kokusuna değil, aynı zamanda dişlerin çürümesine neden olabilecek lekelere yol açabilir.

2. Diş ipi kullanın

Bazen diş fırçanız, dişler arasına sıkışan artık gıdaları tamamen temizleyemeyebilir. Bunun nedeni, onların çok küçük olması ya da diş fırçasının o bölgelere ulaşamamasıdır. Dişlerinize ya da diş etlerinize sıkışan bu parçacıklar, diş eti iltihabı gibi kötü enfeksiyonlara neden olabilir.

3. Dil fırçası kullanın

Ağzınızı her açtığınızda, diliniz mikroorganizmalara maruz kaldığı için bir sürü mikrop yakalar. Arka tarafında dil fırçası olan diş fırçaları vardır. Onları iç yanaklarınızı temizlemek ve kötü ağız kokusuna yol açabilecek mikropları ya da bakteri izlerini kaldırmak için kullanabilirsiniz.

4. Diş fırçanızı düzenli olarak değiştirin

yeni diş fırçası almak

Diş fırçasınıza iyi baksanız bile, banyonuzda yaşayan yüzlerce bakteri için açık bir hedeftir. Oral bakım uzmanları, diş fırçanızı her 2-3 ayda bir değiştirmenizi tavsiye eder. Bir soğuk algınlığı ya da gripten sonra diş fırçasını değiştirmek önemlidir çünkü bulaşıcı bakteriler taşıyabilir ve hastalığın nüksetmesine neden olabilir.

5. Alkolsüz gargara kullanın

Gargaranın nane ya da limon aroması kaybolduğunda ağzınız kurur ve bu da kötü ağız kokusuna yol açabilir. Bunun nedeni, birçok gargaranın ortalama % 27 oranında alkol içermesidir. Aynı şekilde, zaman içinde dişlerinizi lekeleyebilecek, kloreksidin adlı bir bileşen içerir.

6. Çok fazla kahve içmeyin

Kafein tükürük üretimini yavaşlatır, bu yüzden ağzın kurumasına ve kötü kokmasına neden olur. Obsesif kahve içme alışkanlığınızı değiştirebilir ve bunun yerine sıcak ya da soğuk çay içmeye başlayabilirsiniz. Doğal çay her zaman daha iyi bir seçenektir.

7. Günde en az iki litre su için

su içen kadın

Bu sıvı vücudunuzun çok önemlidir. Doğru miktarda su içmek genellikle tükürük akışını uyarır. Böylece, ağzınız kuru kalmaz ve kötü ağız kokusu riski azalır.

8. İhtiyacınız olmayan ilaçları tüketmeyin

Ağrı kesiciler, antihistaminikler ve antidepresanlar genellikle tükürük üretimini azaltır. Sağlık uzmanları, hastaya gerekli tüm soruları yönlendirmeli ve belli başlı ilaçların yan etkilerinden bahsetmelidir.

9. Bademcik taşları

Bu taşlar boğazının arkasına sıkışır. Çürük kokusu verirler çünkü onlar, bademciklere takın yiyecek ve bakterilerin sert tortularıdır. Bademcik taşları küçük beyaz lekeler ya da topaklar şeklinde olur. Onları ortaya çıkmasını önlemek için iyi bir ağız hijyeni uygulamalısınız.

10. Düşük karbonhidrat diyetlerinden kaçının

sağlıklı karbonhat kaynakları

Düşük karbonhidrat diyetleri keton birikimine yol açar. Keton, vücudu enerji için sakladığı yağlar ve proteinleri yakmaya zorlayan bir süreçtir. Bu süreçte vücut, kötü ağız kokusuna neden olabilecek keton kimyasalları salgılar.

11. Kilonuz da bir faktörtür

Obezite, rahatsızlık verici ağız kokusu için uyarıcı bir faktördür. Farklı çalışmalar, kilolu olmak ve kötü ağız kokusu arasında bir bağlantı olduğunu ortaya koydu.

12. Naneli şeker ve sakızlardan kaçının

Naneli tabletler ve sakızların şeker oranı yüksektir. Kişi bunlardan bir tane yediğinde, her şeyin iyi olacağını düşünür ama etkisi geçicidir. Etkisi geçtikten sonra, şekerler ve bakteriler diş yüzeyinde askıda kalır. Nefesinizin taze kokmasını istiyorsanız, şekersiz naneleri deneyin.


Tüm alıntı yapılan kaynaklar, kalitelerini, güvenilirliklerini, güncelliklerini ve geçerliliklerini sağlamak için ekibimiz tarafından derinlemesine incelendi. Bu makalenin bibliyografisi güvenilir ve akademik veya bilimsel doğruluğa sahip olarak kabul edildi.



Bu metin yalnızca bilgilendirme amaçlı sunulmuştur ve bir profesyonelle görüşmeyi yerine geçmez. Şüpheleriniz varsa, uzmanınıza danışın.