Sadece Kadınların Bildiği 5 Şey
Bütün kadınların, direnci, cesurluğu ve sezgiyi kullanma gücü vardır. Sonuçta, bu nitelikler hedeflerimizi destekler. Hislerimiz, başkaları ile yapıcı, özel ve samimi bir şekilde bağlantı kurmamızı sağlar.
Bir kadının bilgeliği, yeni kuşaklara ilham vermeye yardımcı olan değerlerin gerçek bir hazinesidir.
Bu özellikler yalnızca kadınlarda görülmez fakat onlarda daha güçlüdür. Bunun nedeni, hiç kimsenin inkar etmeyeceği şu gerçektir: ataerkillik, birçok kültürde mevcut ve egemen olmaya devam etmektedir.
Toplumsal ve kültürel olarak, erkekler günlük senaryolarda hala bir güç figürüdür. Bu nedenle, kadınların, erkeklerin farkında olmadığı ve genelde pek konuşmadığımız bir sürü zorlukla yüzleşmesi gerekmektedir.
Bunlar, eşitliğe, bir role, konuşma hakkına ve eşit bir güce sahip olmak için yaşanan iç ve dış mücadelelerdir.
Bahsettiklerimiz yalnızca biz kadınların aşmayı bildiği süreçlerdir. İşte bu yazımızda kadınlar olarak karşılaştığımız beş zorluktan söz etmek istiyoruz…
Ayrıca bakınız: Baş Etmenin Zor Olduğu İnsan Tipleri
Kadınların aşmayı başardığı 5 zorluk
1. Kadınlar kendilerine inanmayı öğrendi
Eskiden beri kadınların rolü, ev temizliği ve çocuk yetiştirme ile sınırlıdır.
Fakat toplumun ilerlemesi ve kadın dayanışması sayesinde, kadınlar artık öncesinde erkeklerin egemen olduğu alanlarda başarı kazanmaya başlıyor.
Buna rağmen, halen bazı eşitsizlikler var. Kadınların belirli görev ve sorumlulukları yerine getirebildiklerini sürekli göstermeleri bir zorunluluk gibi görünmektedir.
Her iki cinsiyet de kazançlı bir istihdam elde etme yeteneğine sahipken, kadınlar bunu yapabileceklerini ispatlamak zorunda kalıyorlar. Sonuçta kısa bir süre öncesine kadar, bir kadının bir organizasyonda güçlü bir pozisyona gelebileceğinden hep şüphe duyuluyordu.
Günümüzde, kadınların çok iyi bildiği bir özellik var. Hepimiz bir erkeğin sorumluluklarını alma kapasitesine de sahibiz. Sadece bunu yapmak için kendimize inanmaya ihtiyacımız var.
2. Tamamlanmış hissetmek için kimseye ihtiyacımız yok
Hadi bir geçmişe dönelim. Ancak bu kez çok uzaklara gitmemize gerek yok.
Kadınların hayatı hakkındaki spesifik yorumları hatırlamak için çok uzak bir jenerasyona gitmemize gerek yok: bir kadının mutlu ve tamamlanmış hissetmesi için bir eşe ihtiyacı vardır.
Buna ek olarak, eşi veya çocuğu olmayan, tek başına olan bir kadının yalnızlığa ve mutsuzluğa maruz kalacağına inanmamız öğretildi.
Bir kadın bir partnere sahip olmadan da mutlu olabilir. Yine de, toplumdaki yaygın düşünce her kadının yanın bir erkek olması gerektiği şeklindedir.
Oysa bugün, kadınlar bir eşe sahip olmanın bizi daha tamamlanmış hissettirmediğini biliyor. Kadınlar da, tıpkı erkekler gibi zaten tamamlanmış bir şekilde dünyaya geliyorlar.
Aşkın bize sonsuz mutluluk getirdiğini inkar edemeyiz, ancak bu bir yükümlülük veya zorunluluk değildir.
3. Gelecek nesillere örnek olmalıyız
Son yıllarda ilham verici bir hareket başladı. Kendimizi güçlendirmeye başladık.
Nihayet gerçek eşitliğe kavuşmak için can atıyoruz . Fakat bu güçlenme, kadınları erkeklerin üzerine koymak anlamına gelmiyor.
Bunun yerine, bu yeni hareketle, kendimizdeki gücü göstererek eşitliği arıyoruz. Esin kaynağımız kendi zihnimizdedir, yeteneklerimiz de erkeklerle aynıdır.
Bu arzu, kadınların yalnızca cinsiyetlerinden dolayı savunmasız olduğu birçok ülkede çok fazla anlam taşımaktadır.
Eğitim anahtardır. İlerlemek isteyen her toplum, kızlarına ve oğullarına eşit eğitim vermelidir.
Ayrıca bakınız: Özgür Bir Ruh Olduğunuzun 7 İşareti
4. Kadınlar, kendine bakmanın bencillik olmadığını öğrendiler
Kadınlar için kendine bakmayı öğrenmek karmaşık bir şeydir. Özellikle de bir anne iseniz kendinize zaman ayırmanın, ailenizi ihmal etmek olduğunu düşünebilirsiniz.
Oysa sevdiklerimize gerçekten faydalı olmak istiyorsak, kendimizi ön planda tutmamız gerektiğini unutuyoruz.
Kendinizi unutacak kadar herkes için her şeyi yapmak büyük bir yanlıştır.
“Wendy Sendromu” olarak bilinen bu durum, kadınların geleneksel olarak her şey ve herkesle ilgilenen kişi olarak görüldüklerini hatırlatmaktadır.
Bu nedenle bir çok kadın, yalnızca başkalarıyla ilgilenerek mutluluğa ulaşılabileceğine inanmaya yönlendirilmiştir.
Ancak bu inanış değişiyor. Sınırlar koymamız ve kendimize iyi bakmamız gerektiğini artık biliyoruz. Ancak kendimizi sevdiğimiz ve koruduğumuz takdirde sevdiklerimize de yardımcı olabiliriz.
5. Başkalarının fikri beni tanımlamıyor
“Bir sevgili bulman gerek”,”Kilo mu aldın?”,”Her zaman güzel görünmek için kendine bakmalısınız.” “Artık sen bir annesin, evde oturmalısın.”
Bu tür tavsiyeler birçok kadının sürekli duyduğu şeylerdir. Ancak günümüzde nihayet, insanların söylediklerinin kim olduğumuzu tanımlamak zorunda olmadığını biliyoruz.
Gerçek mutluluk kendi kararlarımızı vermektir. Bizi sevenlerin de buna saygı duyması gerekir.