Tatil Sonrası Bunalımı Nedir ve Nasıl Başa Çıkılır?

Tatil sonrası bunalımı kesinlikle bir depresyon türü değildir. İnsanlar tatil yaptıktan veya dinlendikleri bir dönemden sonra bazı psikolojik belirtiler gösterebilir. Bu belirtiler genelde tatil sonrası bunalımı işaret eder. Ancak endişelenmeyin, bu durum zaman içinde geçmektedir.
Tatil Sonrası Bunalımı Nedir ve Nasıl Başa Çıkılır?

Son Güncelleme: 03 Haziran, 2020

Tatil sonrası bunalımı sonucunda insanlar belli bir takım hisler yaşar. Bu hisler genelde tatilden döndükleri veya uzun süre dinlendikleri zaman ortaya çıkar. İnsanlar tekrar çalışmaya ve eski sorumluluklarına geri dönmeye başladıkları zaman meydana gelen bu psikolojik duruma ise konuşma dilinde tatil sonrası bunalımı deriz.

Duygusal dengesizlik, hevessizlik, üzgünlük ve yorgunlukla beraber ortaya çıkar. Bu durumun etkileri hem psikolojik hem de fiziksel olarak kendini gösterir. Belki de bu yüzden bu duruma tatil sonrası bunalımı adını veriyoruz. Hiç böyle bir hissiyat yaşadınız ? Tatil sonrası bunalımı hakkında daha fazlasını öğrenmek için bu yazıyı okumaya devam edin.

Tatil sonrası bunalımı psikolojik bir rahatsızlık mı?

Hiçbir psikolog veya psikiyatr tatil sonrası bunalımını bir hastalık olarak kabul etmiyor. Buna ek olarak, tatil sonrası bunalımı bir depresyon türü olarak da kabul edilemez. Ancak yine de bu durum, tatilden dönen veya yakın zamanda fazla dinlenmiş kişilerin son derece rahatsız hissetmelerine neden olabilir.

Bu yüzden tıp uzmanları tatil sonrası bunalımı psikolojik bir hastalık kategorisine yerleştirmez. Bunun yerine, bu durumun geçici duygu dengesizliği olduğunu ve genelde insanların tatil veya dinlenme sonrası eski sorumluluklarına geri döndüğü zaman ortaya çıktığını ifade ederler.

Dr. Herrero ve Esquirol’a göre (2016), bilim dünyası aslında tatil sonrası bunalımı hakkında herhangi bir görüş birliğine sahip değil. Bilim insanlarına göre bu duyguya sahip olmamızın asıl nedeni, çalışmaya karşı olan negatif yaklaşımımızdır. Çoğumuza göre iş, zorla yaptığımız ve bir şeyleri feda etmek zorunda bırakıldığımız bir eylemdir. 

Bilim insanları buna ek olarak şunu da ifade ediyor, eğer toplum olarak iş ortamını yaratıcılığımızın arttığı ve kişisel olarak geliştiğimiz bir yer olarak görseydik, muhtemelen tatil sonrası bunalım diye bir şey de olmayacaktı. Aslında sevmediğiniz bir şeye geri dönmek zorunda olmak her zaman problemli bir durumdur. Bu hissi yaşamanız için illa tatile gitmenize gerek yoktur.

başını tutan adam bilgisayar başında çalışıyor ve tatil sonrası bunalımı
Bilim insanları tatil sonrası bunalımını bir hastalık olarak görmüyor. Ancak bu duygusal uyumsuzluk durumu başka fiziksel ve psikolojik belirtileri tetikleyebiliyor.

Ana problem adaptasyon (Uyum sağlama)

Profesör Michael Baigent’e göre tatil sonrası bunalımıyla bağlantılı olan en büyük problem uyum sağlamakla ilişkili. Bu nedenle Baigent’e göre tatil dönüşü üzgün, hevessiz hissetmek ve nostaljik duygulara kapılmak son derece normal. 

Tüm bunlara ek olarak, Baigent’e göre insanlar tatildeyken normalde hiç yapmadıkları kadar kendilerini mutlu eden aktiviteler yapar. Bu yüzden sevdiğiniz şeyleri yapmayı bir anda bıraktığınızda ve çok da hoşlanmadığınız işlere geri döndüğünüzde geçmişe dair özlem duymaya ve sıkılmaya başlarsınız.

Tatil sonrası bunalımının en zor kısmı eski rutine tekrar adapte olmaktır. Bu bahsettiğimiz bunalım durumu genelde 10 veya 15 günden daha uzun sürmez. Kişi, düşüncelerine, davranışlarına ve duygularına uyum sağlayabilene kadar kendini rahatsız ve huzursuz hissedecektir.

Tatil sonrası bunalımı: Belirtileri

Bu psikolojik durum net bir şekilde tanımlanmadığı için, belirtileri de çok net değildir. Ancak tatil sonrası bunalımından şikayetçi olan kişiler hem fiziksel hem de psikolojik birtakım belirtiler sergiler.

Fiziksel belirtiler

  • Yorgunluk veya halsizlik
  • Baş dönmesi
  • Odaklanmada zorluk yaşama
  • Dikkatini verememe

Daha az görülen belirtiler ise şunlardır:

Duygusal belirtiler

  • Genel ilgisizlik
  • Melankoli
  • Geçmişe özlem duyma
  • Asabiyet
  • Üzüntü

Eğer bu belirtilen semptomlar iki hafta içinde geçmezse, akut stres durumu, genel anksiyete ve panik ataklar da bu bunalıma eşlik etmeye başlayabilir.

Böyle bir sıkıntı yaşarsanız, diğer etkenler de devreye girmeye başlar. Örneğin daha başka çevresel ve veya psikolojik faktörler sizi daha derinden etkilemeye başlar. Eğer bu şekilde hissederseniz mutlaka bir profesyonelden yardım almanız gerekir. Belki de farkında olmadığınız başka sorunlara da sahipsiniz ve bu ek faktörler mevcut durumunuzu daha da kötü hale getiriyor.

camdan dışarı bakan kadın
Tatil sonrası bunalımı üzüntüyü, anksiyeteyi ve diğer psikolojik problemleri tetikleyebilir. Bu şekilde iş yerine ve çalışmaya geri dönmeniz iyice zorlaşır.

Tatil için yaşamak

Yaşam koçu Shannah Kennedy’nin Traveller dergisine verdiği bir röportajda, Amerikalıların ve Avrupalıların hayata genel yaklaşımı tatil sonrası bunalımının muhtemel bir nedeni olabilir diyor. 

Kennedy’ye göre çoğu insan tatil yapabilmek için yaşıyor ve çalışıyor; yılın bu zamanını bir ödülü bekler gibi bekliyorlar. Bu kafa yapısındaki kişiler, çalıştıkları zaman aralığından yeterince faydalanamıyor;  işte geçen zamanlarını çok da önemli ve yaşanılır görmüyor. Bu yüzden bu tür kişiler için tatil, mutlu olabilmenin ve deneyim yaşayabilmenin tek yolu.

Bu bakış açısı ve yaşam tarzı, kişinin anı yaşayabilmesi için hep tatil zamanını beklemesine neden olur. Bu yüzden yıl boyunca dört gözle beklediğiniz bu ‘anı yaşama’ hali geçtikten sonra, üzülmeniz, isteksiz hissetmeniz ve geçmişi özlemeniz oldukça normal. Çünkü tekrar sizi mutlu eden hisleri yaşayabilmeniz ve eğlenebilmeniz için bir yıl daha beklemeniz gerekecek.

İdeal olanı, yıl içinde ara ara kısa süreli de olsa dinlenebileceğiniz minik tatiller yaratmaktır. Bu tatiller hafta sonu veya hafta içi olabilir, bu tamamen iş yerinizdeki izin politikalarına bağlıdır. Eğer denize yakınsanız, en sevdiğiniz sahile gidebilir veya günübirlik dağ gezilerine çıkabilirsiniz. Bunlara ek olarak, sizi keyiflendirecek planlara daha çok odaklanmanız gerekiyor. Yıllık tatillerinizin dışında da sizi mutlu eden aktiviteler mutlaka vardır; bu aktivitelere odaklanın ve uzun tatilleriniz bittiğinde yaşadığınız hayal kırıklığını hafifletin.

Tatil sonrası bunalımın nedenleri

Daha önce de bahsettiğimiz gibi, tatil sonrası bunalımı genelde işe geri dönmeye adapte olamamakla ilişkilidir. Yani belli başlı değişkenler bu psikolojik durumun ciddiyetini arttırabilir. Aşağıda sıraladığımız problemler tatil sonrası bunalımını iyice tetikleyebilir:

  • Vücut algısı (beden imgesi) problemi: Tatildeyken çoğu insan normalde yediğinden daha çok yemek yer ve bu süre boyunca daha hareketsiz bir yaşam tarzını benimser. Bu yüzden vücut şekilleri değişir ve basit bir şekilde artık tatilden önceki kişi değillerdir. Bu durum kişinin vücut algısında problemlere neden olur ve geri döndükleri iş rutini daha karmaşık ve adapte olması zor bir hale gelir.
  • Yorgunluk: Uyku alışkanlıkları da yazın ve tatil zamanları benzer biçimde değişmeye başlar. İnsanlar bu zamanlarda daha çok gece aktivitesi gerçekleştirir ve daha az uyur. Biriken yorgunluk, iş yerinde genel bir uyuşukluk ve yorgunluk yaratır.
  • Alkol tüketiminde artış: Yukarıda bahsettiğimiz gibi, insanlar genelde tatildeyken daha çok alkol tüketir. Bu fazla alkol tüketimi de genel bir yorgunluğa neden olur.
  • Çok fazla plan yapmak: Tatil süresince insanlar çok fazla plan yapar ve daha az dinlenir. Bu nedenle tatil sırasında aşırı yoğun bir programın fiziksel ve psikolojik yıkımını hissetmemek için, yorucu hiçbir şey yapmamanızı ve sadece tatile geldiğiniz yeni ortamı düşünmek için zaman ayırmanızı tavsiye ediyoruz.

Bu yazıyı okumak isteyebilirsiniz: Kronik Yorgunluk Sendromu ve 3 Öneri

Tatil sonrası bunalımı: Üstesinden gelmeniz için bazı ipuçları

meditasyon yapan kadın ve tatil sonrası bunalımı
İşe dönmeyi aşamalar halinde gerçekleştirmeniz, tatil sonrası bunalımı ile mücadele ederken iyi bir seçenek olabilir. Ancak bu süreçte eski alışkanlıklarınıza daha çok dikkat etmeniz gerekiyor.

Çok az tatil sonrası bunalımı vakası psikolojik bir müdahale gerektirir. Aslında tatil sonrası bunalımı yaşarken destek almak zorunda kalan kişiler, çoğu zaman altta yatan başka psikolojik problemler nedeniyle yardım almak isterler. Ancak günlük alışkanlıklarınızı düzenlemek ve iş hayatınıza mümkün olan en kısa sürede nasıl uyum sağlayacağınızı takip etmek tamamen size kalmıştır.

Tatil sonrası bunalımı yaşıyorsanız, aşağıdaki tavsiyeler işinize yarayabilir:

  • Yeterince uyuduğunuzdan emin olun. Günde kesintisiz 8 saat uyumaya özen gösterin.
  • Sadece tatil yapmak için yaşama felsefesini bir kenara bırakın. Bunun yerine hayatınızdaki başka zorluklara odaklanın ve dinlenebilmek için yeni projeler üretmeye çalışın. Sağlıklı bir diyetle beraber günlük su ihtiyacınızı karşılayarak daha sağlıklı bir hale gelin. Aynı zamanda egzersiz yapmanızı da şiddetle tavsiye ediyoruz. Spor yapmak, tatil sonrası bunalımına iyi gelebilir.
  • İşe dönme sürecini aşamalara bölün. Birden yoğun bir şekilde çalışmaya başlamayın. Aksi takdirde tekrar adapte olma süreciniz daha zor bir hale gelebilir.
  • Tatilden döndükten hemen sonra işe gitmeyin. Bunun yerine, işe başlama gününüzden birkaç gün önce eve dönmeye gayret edin.
  • Alkol ve kafein tüketiminize dikkat edin. Alkol geçmişe özlem duymanıza ve daha umursamaz olmanıza neden olabilir. Kafein de benzer etkilere sahiptir; stres ve anksiyeteye yol açabilir.
  • Yaptığınız işi sorgulayın. İşinizi genel olarak bir değerlendirmeden geçirin ve neden size yük oluyormuş gibi hissettiğinizi anlamaya çalışın. Eğer mümkünse kişisel gelişiminizi olumlu yönde etkileyecek bir iş bulun.

Eğer tatil sonrası bunalımı yaşadığınızı düşünüyorsanız, sakin kalmalı ve sabırlı olmalısınız. Bu isteksizlik ve yorgunluk hissi birkaç gün içinde geçecek, buna inanın.

Son olarak, tatil dönüşlerine karşı bakış açınız değiştiği zaman, bir sonraki sefer tatilden döndükten sonra hayata tekrar adapte olmak çok daha kolay olacak. Bu şekilde tatilden yenilenmiş olarak dönebileceksiniz ve enerji dolu olacaksınız. Stres, yorgunluk ve anksiyete yerine daha olumlu duygular hissedeceksiniz.


Tüm alıntı yapılan kaynaklar, kalitelerini, güvenilirliklerini, güncelliklerini ve geçerliliklerini sağlamak için ekibimiz tarafından derinlemesine incelendi. Bu makalenin bibliyografisi güvenilir ve akademik veya bilimsel doğruluğa sahip olarak kabul edildi.



Bu metin yalnızca bilgilendirme amaçlı sunulmuştur ve bir profesyonelle görüşmeyi yerine geçmez. Şüpheleriniz varsa, uzmanınıza danışın.