Ağlarken Kendini Tutmamanın Faydaları
Ağlarken kendini tutmak veya zor zamanlarda gözlerinize dolan yaşların akmasına engel olmak, duygularınızın açığa çıkmasına engel olur.
Gözyaşları, olumsuz duyguları boşaltmanın bir yoludur; aksi halde bunlar içimizde sıkışıp kalabilir, sonrasında stres, depresyon, acı, kaygı ve hayal kırıklığı olarak ortaya çıkabilir. Bu yazıda, ağlarken kendini tutmamanın faydalarından söz edeceğiniz.
Gözyaşlarının en önemli işlevlerinden biri de, onu tahriş edebilecek kir ve tozlardan gözlerinizi korumak. Öte yandan, gözyaşlarınız aynı zamanda güç, özgünlük ve cesaretinizin bir göstergesi olabilir. Ağlamak, sağlıklı kalmak ve stresi azaltmak için gereklidir.
Tüm avantajlarına rağmen, her ortamın üzüntünüzü yaşamaya elverişli olmadığını unutmayın. Yine de şunu bilmeniz gerekir: ne olursa olsun ağlayabilirsiniz!
Ayrıca bakınız: Ağlamak: Siz Ağlamazsanız Vücudunuz Ağlar
Üç tip gözyaşı
Gözyaşları, gözlerinizi ıslatarak ve tahriş edici maddeleri ortadan kaldırarak onları korur. Buna ek olarak, patojen bakterilerle savaşan antikorlara sahiptir ve stres hormon seviyelerinde azalmayı teşvik eder.
Bununla birlikte, üç tip gözyaşı vardır:
- Refleks gözyaşları: refleks gözyaşları tehlikeli bir durum söz konusu olduğunda ortaya çıkar. Göz tahriş olduğunda, içeriğinde bulunan antikorlar sayesinde zararlı parçacıkları ortadan kaldırır. Duman, gaz veya toz bu duruma neden olabilir.
- Sürekli gözyaşları: bu tür gözyaşları, gözlerin ıslak kalması için sürekli olarak üretilir. Lizozim adı verilen bir kimyasal içerir. Ayrıca anti-bakteriyel özelliğe sahiptir ve gözleri enfeksiyonlara karşı korur.
- Duygusal gözyaşları: bu tür gözyaşları mutluluk ve üzüntü gibi yoğun duygular tarafından tetiklenir. Özellikle duygusal sağlığımız açısından çok faydalıdır; çünkü bizleri, yakın gelecekte endişeli-depresif semptomların ortaya çıkmasına neden olacak yoğun duyguları bastırmaktan alıkoyar.
Ayrıca bakınız: Gözyaşı ve Ağlamak Hakkında Bilinmeyen Şeyler
Ağlarken Kendini Tutmamanın Faydaları
1. Başkaları ile bağlantı kurmanıza yardımcı olur
Zaman zaman, bazı arkadaşlarınızla birlikteyken duygularınızı dışa vurmaktan korkuyor olabilirsiniz, özellikle de ağlamak üzere olduğunuzu fark ettiğinizde. Bununla birlikte, ağlamanın, biri karşısında içten olmanın belki de en iyi yolu olduğunu bilmeniz gerekir.
Ağlama ihtiyacı duyuyor ve o kişiyle birlikteyken kendinizi yeterince rahat hissediyorsanız, göz yaşlarınızın akmasına izin verin. Hiç kuşkusuz, gerçek arkadaşlarınız içten gelen bu hareketinizi takdir edecektir.
2. Gerginliği rahatlatır
Ne duygularınızı sonsuza dek saklayabilir ne de bu şekilde hayatta ilerleyebilirsiniz. Bütün bu yükü içinizde taşımak ruh sağlığınıza zarar verecektir. Bu noktada, anı geldiğinde ağlamak yapılacak en iyi şeydir.
Sorunlarınızı hemen o anda çözemeyebilir; ancak, farklı bir bakış açısı kazanmanıza yardımcı olabilir. Kim bilir; belki bir çözüm yolu bulmanızı bile sağlayabilir. Unutmayın, her derdin bir devası vardır. Bu süreçte, sıkıntınızı sarmalayan bütün duygularınızı serbest bırakabilmek asıl önemli olandır.
İhtiyacınız olduğu kadar ağlayın ve endişelenmeyin: zaman her şeyin ilacıdır.
3. Stresle başa çıkmanıza yardımcı olur
Duyguların her zaman mantıklı oldukları söylenemez. Sizi etkisi alan duyguları dışarı vurmak, neden gözyaşlarınızı tutmaya yatkın olduğunuzu anlamanızı sağlayabilir.
Bu şekilde, dikkatinizi gerektiren bir sorunun farkına vardığınız anda, ürettiği strese karşı bir panzehir bulabilirsiniz.
4. Ağlarken ruh haliniz iyileşir
Ağlamak, hiç şüphesiz, zor zamanlarda ruh halinizi iyileştirmenin mükemmel bir yoludur. Bu şekilde, acınızı bastırılmış duygulardan kurtarmanın bir yolunu bulabilirsiniz.
Çoğu durumda, insanlar ağladıktan sonra kendilerini çok daha iyi hissederler.
5. Bakış açınızı değiştirir
Ağladığınız zaman zayıf yönlerinizin farkına varabilirsiniz. Sonrasında, problemlerinizle yüzleşme cesaretini kendinizde bulabilir ve zor zamanlar karşısında daha farklı ve daha uygun bir perspektifi benimseyebilirsiniz.
En nihayetinde, ağlamak insanı özgürleştirir.
6. Çok sağlıklı
Ağlamak yalnızca duygularınızı serbest bırakmanıza yardımcı olmaz; aynı zamanda, kaygı ve depresyonu gideren bir ifade mekanizmasıdır.
Buna ek olarak, manganez seviyelerini düşüren hormonların salınımını tetikler. Zira, bu mineral vücutta belirli miktarlara ulaştığında yorgunluk, sinirlilik ve depresyona neden olabilir.
7. Duygusal dengeyi yeniler
Ağlamak, sadece yaşadığınız üzüntü ya da zorluklar karşısında bir tepki olarak ortaya çıkmaz. Bazen, mutluluk, korku veya stres de ağlamaya neden olabilir.
Her durumda, gözyaşları duygusal dengeyi yenilemeye yardımcı olur.
8. Olgunlaşmanızı sağlar
Kırılganlıklarınız ve sınırlarınız ile yüzleşerek kendinize karşı dürüst olabiliyorsanız, hayatta ilerliyorsunuz demektir.
Ağlamakta bir parça kişisel gelişim olduğunu unutmayın. Ağlarken kendinizi tutar, göz yaşlarınızın akmasına engel olursanız, hayatınızın geri kalanı boyunca yanınızda gerginlik dolu bir yükü sürükler durursunuz.
Birtakım son düşünceler
Son olarak, bu zamana kadar ağlamak hakkında duymuş olabileceğiniz, modası geçmiş, yanlış düşünceleri geride bırakmanızı öneriyoruz. Gerçek şu ki, ağlamak sağlıklı bir eylemdir; çünkü, üzüntü ve stresten kurtulmanıza yardımcı olur ve mutluluğunuzu ifade etmenin bir yoludur.
Ağlamak bizi zayıflatmaz. Aslında tam aksine: sadece yeterince cesur olanlar duygularını özgürce ifade ederek savunmasız olmaya isteklidirler.
Ağlarken kendinizi tutmak, uzun vadede size daha çok zarar verecektir.
Tüm alıntı yapılan kaynaklar, kalitelerini, güvenilirliklerini, güncelliklerini ve geçerliliklerini sağlamak için ekibimiz tarafından derinlemesine incelendi. Bu makalenin bibliyografisi güvenilir ve akademik veya bilimsel doğruluğa sahip olarak kabul edildi.
- Fiori, Katherine L., et al. “Crying in context: Understanding associations with interpersonal dependency and social support.” Interpersona: An International Journal on Personal Relationships7.1 (2013): 44-62.
- Pilkington, Pamela D., Thomas A. Whelan, and Lisa C. Milne. “Maternal crying and postpartum distress: the moderating role of partner support.” Journal of Reproductive and Infant Psychology34.1 (2016): 64-76.
- Vingerhoets, A. J. J. M., & Bylsma, L. M. (2016). The Riddle of Human Emotional Crying: A Challenge for Emotion Researchers. Emotion Review, 8(3), 207–217.