Çölyak Hastalığının Türleri ve Özellikleri

Çölyak hastalığı, bağırsağa şiddetli bir şekilde zarar verebilen beslenmeye bağlı bir hastalıktır. Çölyak hastalığının farklı türleri ve onların özellikleri hakkında bilmeniz gereken her şeyi açıklayacağız. 
Çölyak Hastalığının Türleri ve Özellikleri

Son Güncelleme: 21 Aralık, 2020

Çölyak hastalığının her zaman aynı şekilde ortaya çıkmadığını bilmek önemlidir. Bu nedenle uzmanlar çölyak hastalığının türleri ile ilgili incelemeler yaptılar ve onları sınıflandırdılar.

Çölyak hastalığı, gluten tüketimi ile ilişkili olan bir otoimmün patolojidir. Gluten, buğday veya arpa içeren gıdalar gibi pek çok gıdada yer alan bir proteindir.

Amerika Birleşik Devletleri’nde, uzmanlar, bu durumun nüfusun yaklaşık %1’ini etkilediğini tahmin ediyorlar. Bu da yalnızca Amerika Birleşik Devletlerinde yaklaşık 3 milyon kişiyi etkilediği anlamına geliyor.

Sorun, bu hastalığın çok sayıda vakada asemptomatik olabilmesi. Bu da tanı konma sürecini daha karmaşık hale getiriyor ve böylece süreç uzuyor. Bu nedenle bu yazıda, bu durum hakkında bilmeniz gereken her şeyi ve çölyak hastalığının başlıca türlerinin neler olduğunu açıklayacağız.

Çölyak hastalığı nedir?

Yukarıda da belirttiğimiz gibi çölyak hastalığı, glutene reaksiyon verilen otoimmün bir hastalıktır. Bu, çölyak hastalığı olan insanlar, bu proteini yediklerinde onun, ince bağırsakta bir bağışıklık sistemi tepkisi üreteceği anlamına gelir. Böylece gluten, bağırsak mukozasında hasara neden olur.

Gluten, farklı tanelerde bulunan bir proteindir. Örneğin, buğdayda, çavdarda, arpada ve bazen yulafta mevcuttur. Bunlar, genellikle ekmek, makarna, kurabiye ve daha pek çok yiyecekte malzeme olarak kullanılan ve Batı diyetinde çok yaygın olan gıdalardır.

Bağırsak mukozasının hasar görmesi, zamanla sindirim esnasında besinlerin emilimini etkiler. Bu, birçok durumda neden kilo kaybı, anemi ya da çocuklarda gelişim değişiklikleri olduğunu açıklar.

Uzmanlar, çölyak hastalığının türlerinde çeşitliliğe neyin sebep olduğunu henüz tam olarak belirlememiş olsalar da genetiğin belirleyici bir faktör olduğunu biliyoruz.

Benzer şekilde, genellikle diğer otoimmün hastalıklarla ilişkilidir. ‘Cuban Journal of Food’da (Küba Gıda ve Beslenme Dergisi) yapılan bir araştırmaya göre, çölyak hastalığı ve tip 1 diabetes mellitus arasında bir ilişki olabilir.

gluten içermeyen yiyecekler
Hastaların kendi içinde oldukça sıkı bir diyetle başa çıkmasına yardımcı olan birçok glutensiz alternatif vardır.

Çölyak hastalığının türleri

Çölyak hastalığının içinde, semptomlara ve sindirim sisteminin araştırılmasına izin veren belli bazı tamamlayıcı testlerin kanıtlarına göre farklı klinik formlar vardır. Bu durum, çölyak hastalığının farklı türlerinin olmasına yol açar ve İspanya Çölyak Dernekleri Federasyonu’na (Spanish Federation of Coeliac Associations) göre hastaların neredeyse %75’ine tanı konulmamıştır.

Bu veriler, yakın zamana kadar uzmanların, belirti vermeyen vakalar olabileceğinden habersiz olmaları gerçeğinden kaynaklanmaktadır. Çölyak hastalığının türleri şunlardır: Asemptomatik, semptomatik, potansiyel, latent (sessiz) ve refrakter. Aşağıda bunların ana özelliklerini açıklayacağız.

Belirti göstermeyen veya asemptomatik

Asemptomatik veya subklinik çölyak hastalığı, adından da anlaşılacağı gibi hiçbir belirtinin olmadığı türdür. Ancak tamamlayıcı testler (bağırsağı gözlemlemek için endoskopi gibi) aracılığıyla hastalığın varlığı ortaya çıkar.

Klasik veya semptomatik

Bu çölyak hastalığı türünde hastanın hem semptomları vardır hem de test sonuçları pozitiftir. Ancak işaretler çok çeşitlidir. Bazı kişilerde ishal, kilo kaybı, yorgunluk, kusma ve karın ağrısı görülür.

Diğer durumlarda, ishal yerine sürekli kabızlığa rastlanabilir. Diğer tipik işaretler çocuklardaki vakalarda gelişmede gecikme, meteorizm ve karın şişkinliğidir. Dolaylı bir şekilde anemi ve hatta sürekli sinirlilik görülebilir.

Potansiyel çölyak hastalığı

Bu çölyak hastalığı türünde, insanlarda belirti görülmez. Ancak bu kişilerde, hastalığın gelişme olasılığı yüksektir. Bunu HLA-DQ2/DQ8 geninin belirlenmesi gibi genetik testler sayesinde bilirler.

Ancak doktorlar, bu hastalarda ince bağırsak dokusu biyopsisi yaptıklarında çölyak hastalığına dair hiçbir kanıta rastlamazlar. Şili Tıp Dergisindeki (Chilean Medical Journal) bir makaleye göre bu insanları yakından takip etmek önemlidir ancak sıkı bir glutensiz diyet uygulamaları -şimdilik- gerekmez.

Latent çölyak hastalığı

Latent (sessiz) çölyak hastalığında, hastalığın tanısı halihazırda konmuştur ancak daha sonra, belirtiler ve bağırsak bozuklukları kaybolmuştur. Örneğin çocukken tanısı konan bir kişi, tamamen glutensiz bir diyetle beslendikten sonra, bu proteini yeniden beslenmesine sokmasına rağmen hastalıkla tekrar karşılaşmaz.

Tedaviye cevap vermeyen (refrakter) çölyak hastalığı

Refrakter çölyak hastalığı, glutensiz bir diyet takip edilmesine rağmen belirtilerin veya hastalığın işaretlerinin kendini göstermeye devam ettiği vakaları ifade eder. Bunu doğrulamak için hastanın, bu proteinle herhangi bir teması olmadan altı aydan fazla zaman geçirmesi gerekir.

ekmek hayır diyen kadın
Hastalığın refrakter formlarını doğrulamak için hastanın, bu proteinle hiçbir teması olmadan 6 aydan fazla zaman geçirmiş olması gerekir.

Yalnızca tek bir çölyak hastalığı türü yoktur

Bu konuda bilinmesi gereken en önemli şey çölyak hastalığının farklı türlerinin olduğudur. Her şeyden önce, belirtileri ifade etmeyen kişilerde bağırsak lezyonları olabileceğini hatırlamak çok önemlidir. Bu nedenle, pek çok durumda bir tanıya varmak kolay bir iş değildir.

Bu hastalığın varlığının zamanında doğrulanması esastır. Bunun nedeni, bağırsak mukozası hasarının geri döndürülemez olabileceği ve ciddi sonuçlar yaratabileceğidir. Örneğin, çocuklarda yetersiz beslenmeye veya gelişim gecikmelerine neden olabilir.

Bu nedenle gluten yerken mide ve bağırsakla ilgili belirtilerden şüphelenirseniz, her zaman bir doktora danışmanız çok önemlidir. Tamamlayıcı testler ulaşılabilirdir ve nispeten kolay bir şekilde yapılabilir.


Tüm alıntı yapılan kaynaklar, kalitelerini, güvenilirliklerini, güncelliklerini ve geçerliliklerini sağlamak için ekibimiz tarafından derinlemesine incelendi. Bu makalenin bibliyografisi güvenilir ve akademik veya bilimsel doğruluğa sahip olarak kabul edildi.


  • De La, G., Roselló, C. U., De La, C., Pérez Labrada, C., Delgado Mosquera, A. E., Ferreiro, R. Á., & Rosa Téllez Velázquez, D. (n.d.). CELIAQUÍA, ENFERMEDAD SISTÉMICA AUTOINMUNE.
  • Asociaciones entre la celiaquia y la Diabetes mellitus. La experiencia cubana | Santana Porbén | Revista Cubana de Alimentación y Nutrición. (n.d.). Retrieved September 29, 2020, from http://www.revalnutricion.sld.cu/index.php/rcan/article/view/768/pdf_129
  • ¿Qué es la enfermedad celiaca? | FACE. (n.d.). Retrieved September 29, 2020, from https://celiacos.org/enfermedad-celiaca/que-es-la-enfermedad-celiaca/
  • Cerda-Contreras, E., et al. “¿ Es posible una mejor identificación de la enfermedad celiaca en sujetos mexicanos por medio de HLA-DQ8 que de HLA-DQ2?.” Revista de Gastroenterología de México 83.4 (2018): 410-413.
  • Bejares, M., Oyarzún, A., Lucero, Y., Espinoza, N., Bascuñán, K., & Araya, M. (2015). Búsqueda activa de enfermedad celíaca en familiares de primer grado de casos celíacos. Revista Medica de Chile, 143(12), 1521–1526. https://doi.org/10.4067/S0034-98872015001200003
  • Muñoz Tello, Paola. “Prevalencia mundial de la enfermedad celíaca.” (2018).
  • Gil-Gulías, Lorraine, et al. “Enfermedad celiaca refractaria: cuando la dieta sin gluten no sana.” Revista Clínica de Medicina de Familia 9.2 (2016): 110-113.
  • Moscoso, Felipe, and Rodrigo Quera. “Enfermedad celíaca. revisión.” Revista médica de Chile 144.2 (2016): 211-221.
  • Parera Pinilla, Clara Luna, Bárbara M. Ochoa Fernández, and Concepción Bonet de Luna. “Enfermedad celíaca: quién sabe dónde.” Pediatría Atención Primaria 20.79 (2018): 269-276.

Bu metin yalnızca bilgilendirme amaçlı sunulmuştur ve bir profesyonelle görüşmeyi yerine geçmez. Şüpheleriniz varsa, uzmanınıza danışın.