Disleksi Nedir? Belirtileri ve Tedavi Yöntemleri Nelerdir?

Disleksi nedir? Disleksi, çocukluk döneminde kolayca teşhis edilebilen bir durumdur. Disleksi hastası olan çocuklar normal zekaya sahip olsalar da okumada güçlük çekebilirler. 
Disleksi Nedir? Belirtileri ve Tedavi Yöntemleri Nelerdir?
Maricela Jiménez López

Yazan ve doğrulayan doktor Maricela Jiménez López.

Son Güncelleme: 22 Şubat, 2022

Disleksi nedir?

Disleksi, okuma bozukluğu olarak bilinir. Kelimeleri seçememe ve akıcılıkta sorun yaşama gibi sebepler sonucu hecelerken zorluk yaşanmasına sebep olur. Başka bir deyişle, disleksi hastası insanlar, okurken ve yazılı olan kelimeleri telaffuz ederken zorluk yaşarlar.

Genellikle, yazma ve matematiksel düşünmede de zorluk yaşanmasına sebep olur. Disleksi olan insanların normal zeka düzeyine sahip olduklarını hatırlatmakta fayda var. Okurken ve yazarken yaşadıkları zorluğun zeka ile bir alakası yoktur. 

Disleksi hangi yaşta görülür?

Çoğu durumda genellikle çocukluk döneminde teşhis edilir. Çocuklarda kolaylıkla teşhis edilse de, yetişkinlik döneminde de etkisini sürdürebilir ve ciddi problemlere yol açabilir.

çocuklarda disleksi

Veriler, nüfusun %5 ila %10’unun disleksi hastası olduğunu gösteriyor. Başka bir deyişle, 25 kişilik bir sınıfta en az bir disleksi hastası çocuk bulunmaktadır.

Disleksi, hastanın yaşamını nasıl etkiler?

İlk problemler, okulun ilk yıllarında görülür. Okurken yaşanan zorluk, çocukta akademik hayatının yanında kişisel gelişiminde de ciddi bir engel oluşmasına sebep olur. Ne de olsa, uzun bir süre kişinin özgüvenini etkileyen bir durumdur.

Bir çok durumda, okumaya karşı bir isteksizlik oluşturur. Bunun sonucunda:

  • Yetersiz ya da zayıf kelime dağarcığı
  • Okuma anlamada sorun yaşama
  • Zor metinleri okurken sonuç çıkarmada zorluk yaşama gibi durumlar ortaya çıkar.

Disleksi hastası insanlar, genellikle sınırlarının farkındadırlar. Bu sebeple, disleksi hastası kişilerde düşük özgüven, anksiyete ve hatta depresyon sık sık görülen belirtilerdir.

Disleksi neden oluşur?

Bu soruya tam bir cevap verebilmek için durumu adım adım açıklamak gerekir.

1.Nasıl okuyor, nasıl yazıyoruz?

Nasıl okuduğumuzu ve nasıl yazdığımızı açıklarken en kabul gören hipotez çift-yol modelidir. Bu modele göre, bir kelimeyi yazabilmek için:

  • Kelimeyi önceden biliyorsak hafızamızdan bulup çıkarıyoruz. Buna “sözcük yolu” denir. Kelime dağarcığının görselleştirilmesine dayanır. Kelimenin yazılışını hafızamızda saklıyoruz. Örneğin “banyo” kelimesini nasıl yazacağınız biliyorsunuz. Bu kelimeyi yazmak istediğinizde hafızanızdan bu bilgiyi bulup çıkartıyorsunuz.
  • Bir diğer seçenek ise, kelimeleri oluşturan fonemleri grafemlere dönüştürmektir. Başka bir ifadeyle, sesleri ilişkili oldukları grafiklere dönüştürmektir. Bu seçenek, özellikle yeni kelimeleri yazarken kullanılır. Çocukluk döneminin ilk yıllarında fonemleri grafemleri dönüştürmek için gereken bilgiyi ediniyoruz. “B” harfinin ve “S” harfinin farklı seslerle ilişkili olduklarını öğreniyoruz.
  • Bu sayede daha önce duymadığımız kelimeleri yazabiliyoruz. Bu aslında oldukça kolay bir süreçtir: Öncelikle kelimleri oluşturan sesleri öğreniyoruz ardından onları harflere dönüştürüyoruz. Söz konusu teori, anatomik temelin varoluşundan bu yana gösterilen beyin görüntü testinden elde edilen en son bulgulara dayanmaktadır.

2. Beyinde neler olur?

Bu rahatsızlıkta, beynin dil ile ilgili alanları arasındaki bağlantılar azdır. 

3. Beynin dil ile ilgili alanları nelerdir?

Bu anlardan ilki, beynin baskın yarımküresinin ön lobunda bulunan Broca alanıdır. Yani, nüfusun büyük bir çoğunluğu için beynin sol tarafıdır. Ancak, solak insanların bir bölümde beynin sağ tarafında bulunur. Genellikle, kelimelerin telaffuzu, isimlendirilmesi ve sessiz okumadan sorumludur. 

Beynin dil alanları

İkincisi, Wernicke alanıdır. Bu alan, beynin baskın yarımküresinin temporal ve paryetel lobu arasında bulunur. Başlıca görevi, konuşulan kelimeleri tanımaktır. Bu alan aynı zamanda kelimeleri oluşturan dizilerin depolandığı yerdir. 

Son olarak, kelimelerin oluşumunu sağlayan, paryetel ve okipital kortekslerle ilişkili bir alan bulunmaktadır.

Bu yazımıza da bir göz atın: Çocuklarda Apandisit Belirtileri

Disleksi türleri nelerdir?

  • Sesbilimsel disleksi. Bu tür disleksiye sahip insanlar, görsel yolu kullanır. Yani, kelimeleri “görsel” olarak okurlar. Bunun sonucunda, bildikleri kelimeleri rahatlıkla okurken, bilmedikleri kelimeleri okumak onlar için imkansızdır.
  • Yüzeysel (görsel) disleksi. Bu tür disleksiye sahip insalar sesbilimsel yolu kullanır. Bu yüzden kelimeleri hece hece okurlar. Sonuç olarak, yazılışı okunuşundan farklı olan kelimeleri telaffuz ederken zorluk yaşarlar.
  • Derin ya da karışık disleksi. Bu tür dislekside iki yol da etkilenir, bu sebeple disleksi türelerinin en ciddi olanıdır. Kelimeleri, çoklu ortografik hataları okurken zorluk yaşanır ve hatta kelimelerin anlamları karıştırılabilir.

Tedavi

Disleksi tedavisi, hem akademik hem de duygusal hayatta uzun vadede daha az sorun yaşamak açısından oldukça önemlidir. Hatta, rehabilitasyon tedavilerinin çocuklar üzerinde çok büyük bir etkisi olduğu kanıtlanmıştır. 

Tedaviler genellikle:

  • Özel öğretmenler tarafından pekiştirme,
  • Konuşma terapistleri ile tedavi,
  • Çalışma tekniklerinden biri olan monitorize eğitim
  • Sınıfta öğretilenleri pekiştirmek amacıyla kayıtlar/egzersizler içermektedir.

Disleksi tedavisinde, aile desteği de büyük bir rol oynamaktadır. Çocukları akademik ve kişisel hayatlarında aşama kaydetmeleri için motive etmenin yanında akademik pekiştirme etkinliklerin önemini de vurgulamak gerekir. Bunun sonucunda, başta okuma ve yazma olmak üzere çocukların çalışma yöntemleri büyük ölçüde gelişebilir.

Disleksi hastası çocuklar

Ayrıca, çocukların öz güvenlerini geliştirebilecekleri ve morallerini yükseltebilecekleri faaliyetlere katılımını teşvik etmek de önemlidir. (spor, ders dışı aktiviteler vs.) Öte yandan, çocuğunuz anksiyete ya da depresyon gibi sorunları varsa tıbbi yardım almalısınız.


Tüm alıntı yapılan kaynaklar, kalitelerini, güvenilirliklerini, güncelliklerini ve geçerliliklerini sağlamak için ekibimiz tarafından derinlemesine incelendi. Bu makalenin bibliyografisi güvenilir ve akademik veya bilimsel doğruluğa sahip olarak kabul edildi.



Bu metin yalnızca bilgilendirme amaçlı sunulmuştur ve bir profesyonelle görüşmeyi yerine geçmez. Şüpheleriniz varsa, uzmanınıza danışın.