Ağzınızda Acı Tat ile Uyanıyorsanız

Ağzınızda Acı Tat ile Uyanıyorsanız
Valeria Sabater

Yazan ve doğrulayan psikolog Valeria Sabater.

Son Güncelleme: 26 Ekim, 2022

Bu başınıza birkaç kez gelmiş olabilir; uyandığınızda ağzınızda acı tat veya asidik bir tat vardır. Bunun nedeni nedir?

Bu tahmin ettiğinizden daha sık görülen bir durumdur ve her ne kadar ciddi bir sorun olmasa da, bazen kötü bir diyet veya bakteri birikimi gibi göz önünde bulundurmanız gereken durumlara işaret edebilir. İçinizin rahat etmesi için bu makalede bu konuda daha ayrıntılı bilgi sağlayacağız.

Gerçek şu ki, hepimiz ağzımızda garip bir tatla uyanırız. Geceleyin dilimizde bakteriler birikir ve bu da kötü ağız kokusuna neden olur. Bu özellikle sevdiğiniz kişinin yanında uyandığınızda rahatsız edici bir durum olabilir.

Bu genelde normal bir durumdur, ancak doktorlara göre bu aynı zamanda bir tür hastalığın sonucu olarak da görülebilir. Bu nedenle ağız kokusunun kaynağını bilmekte yarar vardır.

Ağzınızda Acı Tat Neden Oluşur?

Bakteriler

Ağzınızda acı tat veya asidik tat oluşumu, genel olarak dilin arkasında bulunan ve ufak miktarda sülfür salgılayan anaerobik bakteriler tarafından üretilmektedir. Bu genelde gün içerisinde görülmez, çünkü ağzınızdaki tükürükler onları yok eder.

Ancak, geceleyin tükürük üretimi kayda değer bir şekilde azalır ve söz konusu bakteriler dilinizde birikmeye başlar. Bu da hoş olmayan bir tadın oluşmasına neden olur. Yukarıda da belirttiğimiz gibi, bu herkesin deneyimlediği bir durumdur.

Sinüzit

Eğer sinüzitten muzdaripseniz, bu burun mukusunuzun daha hassas olduğu anlamına gelir ve bu nedenle ufak salgılamalara karşı daha etkisiz olmanıza neden olur.

Burun mukusu protein açısından zengindir ve yukarıda andığımız bakteriler için iyi bir besin kaynağıdır. Bu şekilde bu bakteriler çoğalır ve daha yüksek miktarda sülfür üretirler ve bu da ağız kokusunun oluşmasına neden olur.

Yemek Borusu

İltihaplanmış olması durumunda yemek borunuzda asit birikiyor olabilir. Bu durumda sindirim daha yavaş olur ve besinlerin sindirimi zorlaşır. Bu asitlik, dilinizdeki bakterileri besler ve böylece ağzınızdaki tadın özellikle asidik olmasına neden olur.

Karaciğer Sorunları

Karaciğerin enzimlerin metabolize edilmesindeki özel işlevinin yanı sıra vücudunuzu zararlı ve toksik elementlerden temizleme işlevine sahip olduğunu zaten biliyorsunuzdur.

Ancak vücudunuzda ani değişikliklerin söz konusu olması durumunda bu işlevlerin yerine getirilmesinde sıkıntılar çıkabilir. Böyle bir durumda da sabahları ağzınızda acı bir tat ile uyanabilirsiniz.

Sarılık

Sarılık, bilirübinin metabolize edilmesinde sorun yaşamanız durumunda ortaya çıkar. Bu aynı zamanda karaciğerle ilişkili bir sorundur ve kırmızı kan hücrelerinde değişikliklere neden olarak vücudunuzda bir seri soruna yol açar.

En belirgin belirtiler, sarımsı bir cilt rengidir ancak aynı zamanda sabahları her zamana göre daha kuvvetli bir acı tat da deneyimleyebilirsiniz.

Sabahları Ağızdaki Acı Tadı Önlemek İçin Bir Çözüm

Yapabileceğiniz en iyi şey, vücudunuzun toksinlerden arınmasına yardımcı olacak besinleri tüketmektir. Bunu yapabilmeniz için aşağıdaki adımları takip etmeniz önerilir:

  • Güne aç karnına bir diş sarımsak yiyerek başlayın. Bunda tutarlı olursanız ve her gün yerine getirmeyi unutmazsanız, doğadaki en iyi arındırıcının faydalarını görebilirsiniz. Bunu denemekten çekinmeyin.
  • Akşam yemeğinde vücudunuzu arındıran bir meyve/sebze suyu için: Bunun faydalarını tam olarak görebilmeniz için bir aylık aralıksız olarak 8 gün boyunca bu meyve/sebze suyunu akşam yemeğinde tüketmeniz önerilir.

Gerekli malzemeler:

  • Bir adet pancar
  • Bir diş sarımsak
  • Yarım limon suyu
  • Bir tutam maydanoz
  • Bir çay kaşığı bal

Bu malzemelerin tümünü blendıra atın ve iyice karıştırın. Bu karışım vücudunuzu arındırmaya yardımcı olur, toksinleri ve bakterileri yok eder. Böylece sabahları da ağzınızda çok daha hoş bir tatla uyanırsınız.


Tüm alıntı yapılan kaynaklar, kalitelerini, güvenilirliklerini, güncelliklerini ve geçerliliklerini sağlamak için ekibimiz tarafından derinlemesine incelendi. Bu makalenin bibliyografisi güvenilir ve akademik veya bilimsel doğruluğa sahip olarak kabul edildi.


    • Delanghe G, bollen C, Vvan Steenberghe D, y feenstra L (1998). Halitose, foetor ex
      ore. Nederlands Tijdschrift Tandheelkunde 105, 314-317.
    • Iwakura M, Yasuno Y, Shimura M, y Sakamoto S (1994). Clinical characteristics of halitosis: differences in two patient groups with primary and secondary complaints of halitosis. Journal of Dental Research 73, 1568-1574.
    • Klokkevold PR (1997). oral malodor: a periodontal perspective. Journal of the Californian Dental Assocociation 25, 153-159.
    • Miyazaki H, Arao M, okamura K, Kawaguchi Y, Toyofuku A, Hoshi K, Yaegaki K. (1999) Tentative classification of halitosis and its treatment needs. Niigata Dental Journal32, 7-11.
    • Ratcliff PA y Johnson PW (1999). The relationship between oral malodor, gingivitis and periodontitis. A review.Journal of Periodontology 70, 485-489.
    • Schmidt Nf y Tarbet WJ (1978). The effect of oral rinses on organoleptic mouth odor ratings and levels of volatile sulfur compounds. Oral Surgery Oral Medicine Oral Pathology 45, 876-883.

Bu metin yalnızca bilgilendirme amaçlı sunulmuştur ve bir profesyonelle görüşmeyi yerine geçmez. Şüpheleriniz varsa, uzmanınıza danışın.