Nefes Alıp Vermek: Beyin Üzerindeki Etkileri

Nefes almanın beynin üzerindeki etkisi ile kendinizi çok daha sakin hissedeceksiniz. Daha derin nefes almak stresinizi ve anksiyetenizi azaltmanıza yardımcı olacak. Hatta konsantrasyonunuzu bile artırabilir. 

Vücudumuzdaki en önemli organlardan biri olduğu için nefes almanın beyin üzerindeki etkileri hiç şüphesiz önemlidir. Nefes alıp vermek, akciğerlerimiz aracılığıyla oksijen alıp karbondioksit vermemiz sonucu gerçekleşen bir süreçtir.

Beyin en hassas organlardan biridir. Bunun sebebi vücuttaki tüm değişikliklere maruz kalması ve böylece glukoz seviyesi, kalp atışı v.b. her çeşit faktörden büyük ölçüde etkileniyor olmasıdır. Oksijen ise yaşamamızı ve düzgün işlev göstermemizi sağlayan tüm reaksiyonlar için çok önemlidir.

Nefes alıp vermek, otomatik bir mekanizmadır. Genellikle nasıl olduğunu gerçek anlamda bilmeden bilinçsiz olarak yaparız. Ancak onu bilinçli bir şekilde kontrol edebiliriz.

Son yıllarda nefes almanın beyin üzerindeki etkileriyle ilgili araştırmalar yapılmıştır. Bunların neler olduğunu bilerek bilim adamları, yaşam kalitenizi geliştirebilecek bazı nefes alma teknikleri geliştirmişlerdir. Daha fazlasını öğrenmek için yazımızı okumaya devam edin.

Nefes alıp vermek: Beyin üzerindeki etkileri nelerdir?

Nefes almak, özellikle de doğuda yüzyıllardır çok önem verilen bir şey olmuştur. Hatta yoga gibi disiplinlerin ve meditasyon tekniklerinin çok önemli bir parçasıdır.

Nefes almanın beyin üzerindeki etkisi yakın bir zamana kadar kısmen gizemli bir konuydu. Stanford Üniversitesi’nde yürütülen çalışmalar nefes alma ve sükunet arasındaki ilişkinin beyin mekanizmalarına dayalı bilimsel bir temeli olduğunu gösterdi.

Derin nefes almanın stres ve panikle başa çıkmak için harika olduğu doğru olsa da, bugüne kadar oluşma mekanizması iyi bir şekilde bilinmiyordu. Araştırma beyinde, özel bir nöron grubunun bulunduğunu gösterdi.

Merkezi sinir sistemine dağılmış 350 nöron var. Bu nöronları diğerlerinden farklı kılan şey nefes almayı çok daha hızlı bir şekilde etkinleştirmeleri. Bu önemli çünkü nöronlar beynin diğer kısımlarını uyarıyorlar.

Bu bölgeler panik, uyku ve stresle ilişkililer. Bu yüzden nefes almanın beyin üzerindeki etkilerinden biri doğrudan bu tür hislerle ilgili.

İmplikasyonlar nelerdir?

Nefes almanın beyin üzerindeki etkisi, nefes alma şeklimizi analiz etmemize ve onu hayatımızın her anına adapte etmemize yardımcı olur. Yukarıda bahsettiğimiz gibi, yavaşça ve sakince nefes almak nöronlarınızın aktivitesini azaltır.

Yani sadece düzgün bir şekilde nefes alıp vererek stres ve anksiyete seviyemizi azaltabiliriz. Hatta panikli durumlarla çok daha etkili bir şekilde başa çıkabiliriz. Buna kontrollü, ritmik veya derin nefes alma denir ve amaç göğüs yerine diyaframla nefes almaktır.

İşte bu tam olarak yoga pratiği ve meditasyonun da ilişkili olduğu şeydir. Hatta, annelerin doğum sancısıyla başa çıkmalarına yardımcı olan çocuk doğumunda kullanılan nefes alıp verme teknikleri de vardır.

Benzer şekilde, nefes almanın beyin üzerindeki bu etkisini tersi yönde de kullanabiliriz. Kendimizi aktif hale getirmek için daha hızlı ve şiddetli bir şekilde nefes alıp verebiliriz. Ancak nefes alıp vermeyi rahatlamak ve sakinleşmek için kullanmak çok daha yaygındır.

Sonuç

Vücudumuzdaki herhangi bir doku gibi beynimiz de fonksiyonlarını sürdürmek için oksijene ihtiyaç duyar. Ancak son çalışmalar nefes almanın beynin üzerinde bir başka etkisi daha olduğunu gösteriyor.

Son çalışmalara göre, daha hızlı nefes aldığımızda, daha fazla aktifleşen belli nöronlar var. Stres ve korku seviyesiyle ilişkililer. Gördüğünüz gibi, nefesinizi kontrol etmek, günlük rutinle yüzleşmek için kullanabileceğiniz bir silah.

Nefesinizi kontrol etmeyi öğrenmelisiniz. Bunu yapabilmek için, nefes almayı bilmenin anahtar olduğu yoga ve meditasyon gibi şeyleri bilen insanlardan yardım isteyebilirsiniz.

Burada amaç, nefes almanın öneminin farkında olmaktır. Ayrıca nefes alma şeklinize bir göz atmak isteyebilirsiniz. Bu amaçla pratik yapmak üzere daha dikkatli, derin ve yavaş nefes alıp verebilirsiniz. Bu, duygularınız üzerinde daha iyi kontrol sağlamanıza yardımcı olabilir.