Kısıtlayıcı Gıda Alım Bozukluğu Nedir?

Kısıtlayıcı gıda alım bozukluğunu önlemek amacıyla, çocuklarınız için iyi bir örnek oluşturmalı ve her türlü besin grubundan yiyeceği tüketmelisiniz. Bu şekilde, çocuklarınız sizi taklit eder ve daha az problem yaşayarlar.
Kısıtlayıcı Gıda Alım Bozukluğu Nedir?

Son Güncelleme: 24 Şubat, 2022

Çoğunlukla çocuklarda görülen kısıtlayıcı gıda alım bozukluğu, kişinin geçici bir istekle belirli yiyecekler yemeyi reddettiği ya da sadece çok az miktarda yediği zaman ortaya çıkar. Gelecekte, anoreksiya veya bulimia gibi pek çok probleme neden olabilir. Bu yazımızda, bu gıda alım bozukluğu hakkında daha fazla bilgi edinin.

Kısıtlayıcı Gıda Alım Bozukluğu Nedir?

kek sevmeyen çocuk

Bu, çocuklukta başlayan ve belirli gıdaların alımını önleyen veya azaltan bir hastalıktır.

İlk başta anne babalar tarafından kabul edilen bir davranış olarak başlayabilir çünkü mutfakta sorun yaşamak istemedikleri için çocuklarının istediklerini yemesine izin verebilirler ancak bu durum çocuk gelişiminde çok fazla soruna yol açar.

Kapris ya da yaramazlıkla alakalı olan kısıtlayıcı gıda alım bozukluğu, çocukların sadece istediklerini yemesine ve sevmedikleri yemekleri reddetmesine yol açar.

Çoğu durumda, çocuklardan onay alan yiyecekler hamburger, patates kızartması, pasta ve pizzadır. Çocukların yemeyi reddettiği yiyecekler ise meyve ve sebzelerdir.

Pek çok çocuk abur cubur yemeyi sever ve brokoli, elma veya mercimek gibi yiyecekleri asla tüketmez.

Çocuk, vücudunun ihtiyaç duyduğu yeterli vitaminleri, proteinleri ve besinleri tüketmediği için bu bozukluğun beslenme yetersizliği ile sonuçlandığı unutulmamalıdır.

Kısıtlayıcı besin alım bozukluğu, çocuğun istediği şeyi yemesi için ona özgürlük verilmesi olarak “maskelenebilir”.

Ancak, çocuk meyve yemek istemese de, kendi iyiliği için ve gelişme süreci için bunu yapmalıdır.

Kişinin geleceği çocukken ne yediğine bağlıdır. Yemek konusunda “seçici” olan bir çocuk, okul hayatında zorlanır,  sık sık hastalanır ve boyu kısa olur.

Bu yazımızı da okuyun: Kilo Vermenin En Etkili 3 Yolu

Kısıtlayıcı Gıda Alımı Bozukluğu Psikolojik Bir Sorundur

hamburger yiyen çocuk

Bu bozukluk, bir beslenme problemi ve besin eksikliği ile direkt olarak ilişkilidir.

Bununla birlikte, bulimia ve anoreksi ile de ilişkili olabilir çünkü bu, tıbbi müdahale gerektiren bir sendromdur.

Bu nedenle, ailelerinin ısrarlarına rağmen bazı yiyecekleri yemeyi reddeden çocukların bir terapiste gitmesi gerekir. Bir beslenme uzmanı veya pedagog çocuğun durumunu değerlendirmelidir.

Çocuklar kendilerini ifade etmek veya iletişim kurmak için bu yiyecek seçimlerini kullanırlar. Bu durumun altında yatan problemi saptamak gerekir.

Çocuğun bir tabağın önünde ağlaması, yemeğin içerisinde havuç olduğu için yemeği ağzından çıkarması veya akşam yemeği sırasında çığlıklar atması anne babalar için stresli olan davranışlardır.

Bazı anne babalar, çocuklarının mutsuz olmasını istemedikleri için sadece onların yemek istedikleri şeyleri pişirirler. Ebeveynlerin tutumu ve niyetleri iyi olsa da, aslında çocuklarına düşündüklerinden daha fazla zarar veriyorlar.

Bu sorun sürekli artacak ve zaman içerisinde çocuğunuz sadece iki veya üç şey yemek isteyecek.

Kısıtlayıcı Gıda Alım Bozukluğunun Varlığı Nasıl Saptanır?

yeme bozukluğu

Bu bozukluk, erkeklerde kızlardan daha yaygındır ve bazı yiyecekleri yemek istememenin yanı sıra aşağıdaki diğer belirtiler de ortaya çıkar:

  • Anksiyete sorunları
  • Toplumdan soyutlanma
  • Obsesif ve kompulsif özellikler
  • Düşük odaklanma kapasitesi
  • Asabiyet ve ruh halinde değişimler
  • Kontrol edilemeyen ağlama veya çığlıklar
  • Beslenme eksikliği ve kilo kaybı
  • Yavaş gelişme veya büyüme

Kısıtlayıcı Gıda Alım Bozukluğu Nelere Sebep Olur? Bu Durum Nasıl Önlenir?

sebze yemeyen çocuk

Bu sendrom için tek bir tetikleyici faktör yoktur ancak ebeveyn ve çocuk arasındaki bağ ile ilgili problemler buna neden olabilir.

Memnuniyetsizliklerini ifade etmenin, dikkat çekmenin, ya da ilgi görmenin bir yolu yemek seçmek ya da yemek sırasında ağlamaktır.

Stres, travma veya ebeveynlerden gerekli ilgiyi görememek  de bu sorunu tetikler.

Bununla birlikte, çocuğa aşırı korumacı davranmak da bu bozukluğa neden olabilir. “Hayır” kelimesini bir cevap olarak görmeyen ve istediklerini yapmaya devam eden çocuklar bu rahatsızlıktan muzdarip olabilirler.

Çocuğa kurallar koymamak, sınır çizmemek veya hediye ile ilgi eksikliğini telafi etmeye çalışmak bu sendromun diğer nedenleri olarak gösterilebilir.

Yemek sırasında “Bu yemeği sevmiyorum”, “Bunu yemem”, “Bunu istemiyorum” gibi cümleleri engellemek için, aileler ve bakıcılar akıllıca davranmalı ve sabırlı olmalıdır.

Çocuk hayır dediğinde onu tehdit etmenin veya “Bu yemeği yiyeceksin diyorsam yiyeceksin” gibi cümleler söylemenin hiçbir faydası olmayacaktır.

Çocukların anne babalarını ve etraflarındaki yetişkinleri taklit ettiklerini unutmamak gerekir.

anne ve kızı

Bu nedenle anne, baba ya da büyük kardeşler de yemek seçiyorsa ve belli yiyecekleri sevmediklerini söylüyorsa,  çocuk da aynı yiyecekleri yemeyi kesinlikle reddeder.

Ailenin beslenme alışkanlıkları her türlü besin grubunu içermelidir. Eğer annenin veya babanın farklı bir şey yemesi gerekiyorsa, çocuğu da bu sürece dahil edebilirler veya bundan ona bahsetmeyebilirler.

Farklı yemek tarifleri denemek, eğlenceli ve renkli yemekler hazırlamak ve çocukları yemek pişirme sürecine dahil olmaya teşvik etmek, çocukların her çeşit yemeği yemesi için ideal yollardır.

Çocukluklarınıza küçük yaşlardan itibaren meyve ve sebze yedirmeniz ve şeker, karbonhidrat ve yağlar bakımından zengin bir beslenme düzeni uygulamamanız gerekir. Böylece çocuklarınızın gelişimine daha iyi bir şekilde katkıda bulunarak, sağlıklı olmalarına ve yeme bozukluklarından uzak durmalarına yardımcı olursunuz.


Tüm alıntı yapılan kaynaklar, kalitelerini, güvenilirliklerini, güncelliklerini ve geçerliliklerini sağlamak için ekibimiz tarafından derinlemesine incelendi. Bu makalenin bibliyografisi güvenilir ve akademik veya bilimsel doğruluğa sahip olarak kabul edildi.



Bu metin yalnızca bilgilendirme amaçlı sunulmuştur ve bir profesyonelle görüşmeyi yerine geçmez. Şüpheleriniz varsa, uzmanınıza danışın.