Kök Hücre Nakli HIV'i Ortadan Kaldırabilir

Hepimiz HIV'in ciddiyetinin ve tedavisini çevreleyen zorlukların farkındayız. Bununla birlikte, çok yakın zamanda, tüm HIV taşıyıcıları için tedavi yöntemlerini değiştirebilecek bir keşif gerçekleştirildi.
Kök Hücre Nakli HIV'i Ortadan Kaldırabilir
Maricela Jiménez López

Yazan ve doğrulayan doktor Maricela Jiménez López.

Son Güncelleme: 17 Mayıs, 2019

Yakın zamanlarda, HIV’in tedavisine yönelik çok büyük bir adım atıldı. Bir grup İspanyol bilim insanı, HIV’in virüs yükünü, kök hücre nakli aracılığıyla, altı hastada tespit edilmesi güç seviyelere indirmeyi başardı. Her ne kadar kesin bir tedavi yöntemi olmasa da, bu keşfin, HIV’i ortadan kaldırma yolunda bir dönüm noktası olduğu söylenebilir. Bu yazıda, söz konusu keşfe yol açan sürecin kısa bir özetini bulabilirsiniz.

The Annals of Internal Medicine (Amerikan Hekimler Fakültesi tarafından yayınlanan akademik bir tıp dergisi), geçenlerde, sadece bilim camiasını değil tüm dünyayı şaşırtan bir bulgu yayınladı.

Peki, herkes neden bu kadar şaşırdı?

Bu zamana kadar, HIV’i tedavi etmesi muhtemel çok sayıda yöntem ortaya atıldı durdu. Ne yazık ki, bu çözümlerden sadece birkaçı etkili olabileceğini kanıtladı. Bununla birlikte, bu son keşifte farklı olan bir şeyler var. Ve bu keşfin kahramanları ise, Barselona’daki IrsiCaixa AIDS Araştırma Merkezi ve Madrid’deki Gregorio Marañón Hastanesinden bilim insanları.

Bu araştırmacılar, kök hücre nakli aracılığıyla 6 hastada HIV virüsünü yok etmeyi başardılar.

Peki, bu araştırmacılar bu sonuca tam olarak nasıl ulaştılar?

Gelin birlikte öğrenelim.

HIV virüsü tespit edilmesi güç seviyelere indirildi

HIV tedavisi

Bu çalışma boyunca gerçekleştirilen nakillerde göbek kordonu ve kemik iliğine ait kök hücreleri kullanılmıştır. Ve kemik iliğine ait kök hücrelerinin en etkili seçenek olduğu kanıtlanmıştır.

Prosedürü yürüten bilim insanlarına göre, nakil sonrası, etkilenen hastaların kan ve vücut dokularında virüs izleri saptanamadı. Ayrıca, bu hastalardan birinin kanında antikor da görünmüyordu; bu da, virüsün yok olma potansiyeline sahip olduğuna dair en belirgin işaret olarak kayıtlara geçti.

Kök hücrelerin yanı sıra, naklin tamamlanması için ihtiyaç duyulan süre de çok önemli. Bir hasta – vücudunda HIV virüs rezervlerine sahip olan ve aynı zamanda göbek kordonu kök hücrelerini alan – tedavinin tamamlanması için sadece 18 aya ihtiyaç duydu.

Bu çalışmaya katılan hastalar antiretroviral tedavilerine devam etseler de, birçoğu bu çalışmanın yeni bir HIV/AIDS tedavisinin yolunu açtığına inanıyor. Bunu bir kenara not alalım ancak bu deneyden elde edilen başarılı sonuç, AIDS’in kesin tedavisinin bulunmuş olduğu anlamına gelmiyor.

Kesin bir tedaviye ulaşmak için önümüzde daha gidilecek uzun bir yol olsa da, bu sonuç, başarılı bir keşif için yapılacak çalışmalara öncülük edebilir.

Bu sonuç HIV’i ortadan kaldırmak için atılan ilk adım mı?

Şimdiye kadar, HIV’i tedavi etme fikri bilim camiası tarafından imkansız kabul edilirdi. Zira, enfekte hücrelerden oluşan ve kanda uyuyan viral rezervuarlar, HIV’i tedavi etmeyi çok zorlaştırıyor. Bu saklı rezervuarlar nedeniyle, ilaçlar ve tedaviye yönelik diğer girişimler virüs üzerinde arzulanan etkiyi gösteremez.

Yukarıda da belirtildiği gibi, bu çalışmada durum bu şekilde değil. Kök hücre naklinden yedi yıl sonra, beş hastada bu saklı rezervuarların hiçbiri bulunamadı ve bu beş kişiden birinin nakil döneminde var olan enfekte hücrelerle savaşmak için antikorları bile yoktu.

Peki, virüsün gelecekte tekrar ortaya çıkmayacağından emin olmak mümkün mü?

Barcelona’daki IrsiCaixa’da bir araştırmacı olan María Salgado’ya göre, bu durumda hastaların antiretroviral tedavilerini durdurmaları ve virüsün yeniden ortaya çıkıp çıkmadığını test ettirmeleri gerekiyor.

Bunun tam olarak bir sonraki adım olduğu söylenebilir. Doktorların ve araştırmacıların kontrolü ve gözlemi çerçevesinde, başka bağışıklık artırıcı tedaviler uygulanacak ve hastalar, virüsün geri dönüp dönmediğini görmek için denetim altında tutulacaktır.

Timothy Brown’ın ilham verici durumu

kök hücre nakli yapılan timothy brown

2008 yılında, lösemi hastası olan Timothy Brown tedavi amaçlı bir kök hücre nakli ameliyatı geçirdiğinde, tıp dünyasında bir dönüm noktası yaşandı. Kök hücre donörü, CCR5 Delta 32 adı verilen alışılmadık bir genetik mutasyona sahipti. Bu mutasyon, özellikle HIV virüsüne sahip bazı kan hücrelerine karşı bir bağışıklığa neden oldu. Nakil sonrası virüs tamamen yok oldu ve Brown, tedavi edilen ilk HIV hastası olarak tarihe geçmiş oldu.

Bu keşiften sonra, Salgado, Gregorio Marañón Hastanesinde bir hematolog olan Mi Kwon ve diğer ekip üyeleri, HIV virüsüne yakalanmış insanların derdine bir çare bulabilmek adına kendilerini benzer süreçlerle deneyler yapmaya adadılar.

Timothy Brown vakasında olanın aksine, araştırmacılar CCR5 Delta 32 mutasyonuna sahip donörün hücrelerini kullanmadı. Bu da, virüsün kaybolmasını etkileyen başka faktörlerin olduğu anlamına geliyor.

Sonuç olarak, muhtemelen büyük bir tıp buluşuna şahitlik ediyoruz. Yıllarca süren başarısız girişimlerden sonra, HIV virüsünü tedavi etme mücadelesi sonunda kendi yolunu bulmuş olabilir.

Dünyanında her yerinden insanlar, yıllardır tedavisinin mümkün olmadığına inanılan bu hastalığa bir çare bulunduğuna inanıyor.


Tüm alıntı yapılan kaynaklar, kalitelerini, güvenilirliklerini, güncelliklerini ve geçerliliklerini sağlamak için ekibimiz tarafından derinlemesine incelendi. Bu makalenin bibliyografisi güvenilir ve akademik veya bilimsel doğruluğa sahip olarak kabul edildi.


  • Annals of Internal Medicine. (2018). Mechanisms That Contribute to a Profound Reduction of the HIV-1 Reservoir After Allogeneic Stem Cell Transplant. DOI: 10.7326/M18-0759
  • Brown, T. R. (2015). I Am the Berlin Patient: A Personal Reflection. AIDS Research and Human Retroviruses. https://doi.org/10.1089/aid.2014.0224

Bu metin yalnızca bilgilendirme amaçlı sunulmuştur ve bir profesyonelle görüşmeyi yerine geçmez. Şüpheleriniz varsa, uzmanınıza danışın.