En Çok Bilinen Ruh Hastalıkları

Ruh hastalıkları düşünüldüğünden daha yaygındır ancak korkulması gereken bir durum değildir. Aksine, sorunu tespit edip çözerek daha tatmin edici, sağlıklı ve mutlu bir hayata sahip olmak mümkündür.
En Çok Bilinen Ruh Hastalıkları

Son Güncelleme: 24 Şubat, 2022

Ruh hastalıklarında, diğer semptomların yanı sıra gerçekliği tanımlamada zorluk, mantıklı davranamama ve davranış değişimleri gibi dengesizlikler söz konusudur.

Bu yazımızda, her zaman doğru bir şekilde tedavi edilemeyebilen en yaygın ruh hastalıklarının neler olduğundan bahsedeceğiz.

En Yaygın Ruh Hastalıkları

Ruh hastalıkları yaş veya cinsiyet ile ilgili değildir. Aniden bir günde ortaya çıkabileceği gibi, yavaş yavaş da gelişebilir.

Son yıllarda, kamu sağlığı sistemi ruh hastalıkları konusuna daha fazla odaklanmaktadır. Erken teşhis ile hastalar hayatlarında önemli değişiklikler yapabilir.

Aşağıda en sık görülen ruh hastalıklarını öğrenebilirsiniz:

1. Anksiyete Bozukluğu

mutsuz kadın

Anksiyete bozuklukları, 21. yüzyılda en sık görülen ruh hastalıklarından bir tanesidir. Stres ve gerginliğe yol açan çeşitli durumlarda ortaya çıkarlar.

Bu bozukluk, kişinin yaşamında birtakım değişiklikler meydana geldiğinde de ortaya çıkabilir. Bu durumda kişi mesleğine devam etmede, yabancılarla tanışmada veya ailesiyle konuşmada zorluk yaşayabilir.

Öte yandan, bu dengesizlikler kişinin günlük hayatına müdahelede eder çünkü kişi sürekli bir şeyler hakkında endişelenir. “Kapıyı açık mı unuttum?”,  “Acaba birisi arabamı mı çaldı?”, “Sevdiğim birine bir şey mi oldu?” gibi düşünceler sürekli olarak kişinin zihnini kurcalar.

2. Şizofreni

Şizofren kişiler, zihinlerini meşgul eden ve davranış şekillerinde değişimlere neden olan sesler duyabilir ve hezeyana kapılabilir. Örneğin, bu düşünceler kendilerine veya bir başkasına zarar vermeyi içerebilir. Bu rahatsızlıktan muzdarip kişiler, günden güne fark edilir ölçüde değişim gösterebilir. Şizofren kişiler, karakterlerin iç konuşmalarını kontrol edemediklerini düşünürler.

Şizofreni kadınları ve erkekleri aynı ölçüde etkiler ve genellikle 16 ve 30 yaşlar arasında ortaya çıkar. Bu rahatsızlığın sebebi hala bilinmemektedir. Tedavi için ise doktorlar genellikle psikososyal tedavi ve antipsikotik ilaçları tercih ederler.

3. Fobiler

kapalı alan korkusu

Bu, en yaygın ruh hastalıklarından bir tanesidir. Fobi, bir durum, bir nesne veya bir hayvan korkusunun ötesine geçer. Örümceklerden ve palyaçolardan hoşlanmamaktan ibaret değildir.

Fobi, korkuları yüzünden kişinin hayattan zevk almasını engelleyen mantıksız bir rahatsızlıktır.

4. Bipolar Rahatsızlık

Bu “duygudurum bozuklukları” olarak adlandırılabilir ve duygularda veya manik ataklarda çok abartılı değişimlere neden olur.Örneğin bir dakika önce kahkahalarla gülen bir kişi, birden kontrolsüz bir şekilde ağlamaya başlayabilir. Bu uç davranışlar kişinin sosyal ilişkilerinde sorunlara neden olabilir çünkü bipolar kişilerin yakınları, bu keskin değişimlere nasıl tepki vereceğini bilemezler.

5. Obsesif Kompulsif Bozukluk

Obsesif kompulsif bozukluğu olan kişiler, gerçek olmayan takıntılı duyguları, imgeleri ve fikirleri deneyimler. Kişi sürekli sıkıntı, stres ve korku yaşar ve zihninde gündelik sorunlar kurar.

Her şeyin muntazam görünmesini istedikleri için dolap ve kitaplık düzenlemek onlar için oldukça önemli bir iş haline geliyor. OKB’den muzdarip olan kişi, zemindeki çizgilere basmamaya çalışmak ve etrafındaki her şeyi sürekli olarak düzenlemek gibi uç davranışlarda bulunabilir.

6. Panik Atak

gece uyuyamayan kadın

Bu sorun giderek daha yaygın bir hal almaktadır. Panik atakta kişi nefes almakta güçük çeker, baş dönmesi ve mide bulantısı hisseder, halsiz olur ve kalp çarpıntısı yaşar.

Ayrıca, ellerde karıncalanma, aşırı terleme, güçsüzlük hissi ve göğüs ağrıları gibi diğer semptomlar da görülebilir. Kişi boğuluyormuş gibi hisseder ancak durumu kontrol edemez.

Panik atak, yersiz bir korku nedeniyle bir anda, herhangi bir yerde gerçekleşebilir. Panik atak kalıtsal olabilir. Profesyonel yardım alınmazsa, agorafobiye veya açık alan korkusuna neden olabilir. Kişi, sürekli olarak bir anda panik atak geçirebileceğinden korkar.

7. Depresyon

Bu, en sık görülen zihinsel hastalıklardan bir tanesidir ve çoğu zamanda sıkıntı ve üzüntünün ötesine geçer. Depresif bozukluk umutsuzluk, yataktan çıkmada zorlanma, aşağılık duygusu ve hatta intihar düşüncesini bile içerebilir.

Bu semptomlar haftalarca ve aylarca devam ettiğinde kişinin yaşamı büyük ölçüde bundan etkilenir ve kişiler arasındaki ilişkiler de bundan zarar görür.

8. Yeme Bozuklukları

Yeme bozuklukları, çok zayıf olsa da, kişinin aynaya baktığında şişman olduğunu düşünmesi olarak adlandırılabilecek anoreksiya nervoza gibi tüketilen yiyecekler üzerinde aşırı kontrollü davranmayı ve vücut ile ilgili yanlış algı oluşumunu içeren rahatsızlıklardır.

Aynı zamanda, alışılmadık beslenme düzeninden oluşan bulimia nervoza da bu gruba dahildir. Bulimina nervozada kişi yemek yedikten sonra kusar. Bunun sebebi depresyon veya özgüven eksikliği olabilir.

9. Antisosyal Kişilik Bozukluğu

antisosyal kişilik bozukluğu

Bu hastalık diğer insanlara ilişkili problemlerle karakterizedir. Antisosyal kişilik bozukluğundan muzdarip olan kişiler, aile üyeleri, yabancılar veya tanıdıklar arasında bir ayrım yapmadan, insanlarla herhangi bir etkileşime girmekten kaçınırlar.

Utangaçlık, depresyon, yalnızlık, şiddete meyilli olma ve saldırganlık bu rahatsızlığın başlıca semptomlarıdır. Bunun yanı sıra, büyük bir reddetme korkusu da görülebilir.

10. Sınırda Kişilik Bozukluğu

Bu rahatsızlıktan muzdarip kişiler, düşüncesizce davranan ve zayıf bir kişiliğe sahiptir. Bu durum kişinin her şeyden şüphe etmesine neden olur. Oldukça sakinken birkaç dakika içerisinde anksiyete, umutsuzluk ve öfke artar. Bu kişiler genellikle sevgi dolu ve yoğun ilişkilere sahip olurlar ve partnerleri onlar için idoldür.

Ruh hastalıkları düşünüldüğünden daha yaygındır ve korkulması gereken bir durum değildir. Aksine, sorunu tespit edip çözerek daha tatmin edici, sağlıklı ve mutlu bir hayata sahip olmak mümkündür.


Tüm alıntı yapılan kaynaklar, kalitelerini, güvenilirliklerini, güncelliklerini ve geçerliliklerini sağlamak için ekibimiz tarafından derinlemesine incelendi. Bu makalenin bibliyografisi güvenilir ve akademik veya bilimsel doğruluğa sahip olarak kabul edildi.



Bu metin yalnızca bilgilendirme amaçlı sunulmuştur ve bir profesyonelle görüşmeyi yerine geçmez. Şüpheleriniz varsa, uzmanınıza danışın.