Geceleri Kaygı: Belirtileri, Nedenleri ve Tedavisi
Uykuya dalma sorunları, endişeler, terleme, artan kalp atış hızı, boğulma hissi… Geceleri yaşanan kaygı sandığınızdan daha sıktır. Öyle ki, yaşam kalitenizi düşüren ve tekrarlayan uykusuzluğun arkasındaki neden olabilir.
Uyku bozukluklarının önemli bir kısmının doğrudan kaygı durumlarıyla ilişkili olduğunu bilmek önemlidir. Bu nedenle, gece geldiğinde ve iyi bir gece uykusu çekmek istediğinizde, çoğu zaman tam tersi olur.
Bu nedenle, yaygın kaygı/anksiyete bozukluğu veya hatta travma sonrası stres sendromu gibi durumlar, kötü gece dinlenmesinin açık tetikleyicileridir. Dahası, genellikle olan şey şudur: Gece geldiğinde gerginlik ve ıstırap artar.
Gün içinde biriktirdiğimiz fizyolojik ve duygusal heyecanın çoğunu gece hiperaktivite durumuna içselleştiririz. Bu nedenle, örneğin sabahın erken saatlerinde anksiyete atağı geçirmeniz çok yaygındır.
Geceleri kaygı: Bir sorunun gizli tezahürü
Gece kaygısını, gecenin ortasında dinlenmenizi kesintiye uğratan hiperaktivasyon ve uyarı tepkisi durumu olarak tanımlıyoruz. Bu değişiklik sıklıkla endişe, huzursuzluk ve ıstırap duyguları yaşayan kişilerde aylarca görülür.
Aynı zamanda, bu durumda uyku döngülerimizdeki değişiklikleri fark etmek yaygındır. Aynı şekilde, geceleri yatağa girip düşünceler labirentinde kaybolmak da yaygındır, böylece kaygı döngüsünü beslenir.
Bu nedenle, uykusuzluktan muzdarip olanların büyük bir kısmının genellikle tedavi edilmeyen belirgin kaygı sergilediğini bilmek sizi şaşırtmayacaktır.
Örneğin, Rouffach Hastanesinden (Maryland, Amerika Birleşik Devletleri) Doktor Luc Staner’ın yaptığı gibi çalışmalara bakabiliriz. Araştırmaları, uyku bozukluğu olan kişilerde kaygı bozukluğu yaygınlığının %24 ile %36 arasında olabileceğini gösteriyor.
Bu oranlar, sorunun ciddiyetini düşünmemiz için yeterince yüksek. Sonuçta, kronik zayıf gece dinlenmesinin çeşitli hastalıkların gelişimine katkıda bulunabileceğini unutmamalıyız.
Geceleri kaygının belirtileri nelerdir?
Gece kaygı yaşayanların ana semptomlarından biri hiperaktivasyondur. Sadece zihninizin, endişenin sürüklenmesine izin vermeye daha istekli görünmesi değil. Ayrıca, vücudunuz bitkin olmasına rağmen, sanki kaçmaya veya kendinizi bir yarışa sokmaya hazırmışsınız gibi gerginlik biriktirir.
Ayrıca aşağıdaki işaretler yaygındır:
- Bireylerin taşikardi, göğüste basınç ve boğulma hissi yaşaması yaygındır.
- Baş ağrısı veya şakaklarda iğne batması hissi de sıktır.
- Kişinin uykuya dalması saatler alabilir ve sonunda uyuduklarında, yine de sık sık tekrar uyanırlar.
- Gece kaygısı, dinlenmemiş olma hissini içerir. Bunun nedeni uyku döngüsünün REM (hızlı göz hareketi) aşamasına ulaşmakta zorluk çekmeleridir. Derin uyku ve belirli görevleri yerine getirme söz konusu olduğunda REM uykusu çok önemlidir. Örneğin, bilginin işlenmesi, öğrenilmesi ve hafızanın birleştirilmesi.
- REM uykusunun olmaması duygusal sıkıntıyı daha da yoğunlaştırır ve bu da kişinin kaygısını artırır.
- Aynı zamanda akılda tutulması gereken önemli bir ayrıntı vardır: Bozukluk yüksek seviyelere ulaştığında, kişi anksiyete atağı geçirebilir.
Ayrıca ilginizi çekebilir: Anksiyeteye Neden Olan 9 Alışkanlık
Geceleri kaygının nedenleri nelerdir?
Valencia Üniversitesi’nde profesör olan Mariano Chóliz, anksiyete ve uyku bozuklukları üzerine ilginç araştırmalar yaptı. İçinde Monroe’nun hipotezi olarak bilinen şeyden bahseder (Monroe, 1967). Bu yaklaşıma göre, gece kaygısının kaynağı aşağıdakilerle ilgili olabilir:
- Bu durumdan muzdarip kişiler, daha yüksek derecede fizyolojik aktivasyon (nöronal fizyolojide kullanılan teknik terime göre uyarılma) ile karakterize edilir. Daha yüksek solunum frekansı, daha yüksek vücut sıcaklığı ve daha yoğun kas gerginliği yaşarlar.
- Bu semptomatolojiye ek olarak, bilişsel faktörleri (olumsuz düşünceler ve endişeler) ve duyguları (ıstırap, korku) da vurgulayabiliriz. Bütün bunlar, geceleri kaygıyı yoğunlaştıran semptomatik üçgenlemeyi yaratır.
Gece anksiyetesinin tedavisi neleri içerir?
Kaygı ve buna bağlı uykusuzluk, altta yatan bir sorunun yalnızca belirtileridir. Bu nedenle, rahatsızlığın kökenine değinmezsek, rahatlatıcı iğnelere veya hatta uyku için ilaçlara başvurmanın bir anlamı yoktur.
Hipnotik veya sakinleştirici ilaçlar uykuya dalmamızı sağlar, ancak bunlar çözüm değildir. Bu durumlarda en etkili strateji nedir? Psikolojik terapi, durumun tetikleyicisini ele almak veya bize yaşam kalitesini iyileştirici beceriler sunmak için.
Bu nedenle, şimdi gece kaygısını azaltmak için nelere dikkat etmeniz gerektiğine bakacağız:
- Durumda rol oynayabilecek çevreyi, yaşam alışkanlıklarını ve durumları tanımlayın.
- Doğru bir teşhis edinin: Bir uzman, hastanın ne tür bir anksiyeteden muzdarip olduğunu belirlemelidir.
- Ortalama olarak, bu durumlarda bilişsel-davranışçı terapi en uygun olanıdır.
- Sırasıyla, rutininizde her zaman aynı programları takip etmeniz gerekir. Yani her gün aynı saatte yatıp kalkmalısınız.
- Rahatlama ve derin nefes egzersizleri de iyi bir fikirdir.
- Uzmanlar, yatmadan iki saat önce cep telefonu, bilgisayar ve diğer elektronik cihazların kullanımının kısıtlanmasını tavsiye ediyor.
- Yatmadan önce şekerli yiyecekler yemekten kaçının çünkü glikoz beyin aktivasyonunu teşvik edebilir.
Daha fazlasını keşfedin: Uykusuzluk Bozukluğu: Nedenleri ve Tedavisi
Gece kaygısının ilerlemesine izin vermeyin
Son olarak, vurgulanması gereken son bir husus daha var. Bu durumun devam etmesine izin vermek asla iyi bir fikir değildir. Gece kaygınızın ve uykusuzluğunuzun tedavisine izin vermemek vücudunuzda zararlı değişiklikler yaratır. Sağlığınızı düşürür ve yaşam kalitenizi ciddi şekilde etkiler.
Bu nedenle, uyku düzeninizi normalleştirmek ve ihtiyacınız olan dinlenmeyi sağlamak için mümkün olan en kısa sürede bir profesyonele görünün.
İlginizi çekebilir ...